Panelin açılış konuşmasını yapan Aslı Sarı, "Bugün burada olmaktan çok mutluyuz. Işıl ışıl bir gençlik görüyorum karşımda. Araştırmacı, Gazeteci yazarım. Yıllardır gündem güncele dair özellikle kadına şiddet, cinayet ve maalesef istismar konuları yazıyor, ilgili mecralarda yorumluyorum. Susmuyor, vahim konular kanıksansın da istemiyor bu hassas noktayı koruyarak unutulsun da istemiyorum. Kadınlar ve çocuk hakları savunma konusu daha doğrusu savunmama konusu ülkemizin kronikleşmiş yaralarından. Bu kutsal mücadelede birçok kadın ve çocuk oluşumları ve ilgili kurumlarla ile birlikte adım adım, yavaş yavaş taşları yerine koyup kadınlar ve çocukları yasalar ve hakları hususunda eğitimlerle bilinçlendiriyoruz ve projeler oluşturuyoruz. Konuların görünür olması adına ilgili mercilerle bilgilendirme ve eğitim protokolleri imzalayıp hem genelde hem kırsalda kız, erkek çocuklarımızın okutulmasına ve kadınların haklarını öğrenmesi ve kadınların istihdam edilebilirliği konusuna yönelik çalışmaları mevcutta yapıyor ve yapmaya devam edeceğiz." İfadelerini kullandı.
Ece İçmez, kadın cinayetleri ve medyanın bu cinayetleri ele alış biçimi üzerine özellikle kadın cinayetleri verilerinin her geçen yıl arttığını belirterek, 2024 yılında Türkiye’de 421 kadının öldüğünü ve bunun aylık ortalama 35 kadına denk geldiğini ifade etti. Ayrıca, kadınlara yönelik şiddetin sadece fiziksel değil, psikolojik boyutlarıyla da ciddi bir sorun haline geldiğinin altını çizdi. Ece İçmez ayrıca kadın cinayetleri ve şiddetin çözümünün toplumsal farkındalık eğitim ve hukuki düzenlemelerle aşılabileceğini belirtti.
İçmez, gazetecilerin yalnızca haber aktarmadığını, aynı zamanda toplumsal bilinç oluşturma sorumluluğu taşıdığını vurgulayarak, şiddetle ilgili haberlerde kullanılan dilin ve manşetlerin büyük önem taşıdığını belirtti. Şiddeti meşrulaştıran ifadelerden kaçınılması gerektiğini belirtti. İçmez ayrıca, mahkeme salonlarında savunma yapan şahısların ifadelerinden de örnek vererek medyanında bu söylemler üzerine manşetler attığını söyleyerek, 'Çok seviyorum ama öldürdüm, Kıskançlık krizine girdim öldürdüm, Öldürdüm hala seviyorum'
ifadelerinden örnekler vererek medya dilinin şiddetle mücadelede önemli bir araç olduğunu söyledi.
Kadınların yaşadığı zorlukların, sadece kadınların meselesi olmadığını ifade eden İçmez, toplumsal bir mücadele gerektirdiğine dikkat çekti. "Bu sadece ölen kadının meselesi değil, hepimizin meselesi" diyerek, kadın-erkek fark etmeksizin toplumun tüm bireylerinin birbirine destek olması gerektiğini vurguladı.
Ece İçmez son olarak "Gerçek sevgi sevdiğinin mutluluğudur. Katili değildir. Sevgi öldürmez Sevgi yaşatır." diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Panelde konuşan Aslı Mercan Sarı ise, Kadınları, Çocukları Koruma ve Yaşatma Derneği’nin(KAÇOK) kadın cinayetleri davaları ve 6284 sayılı Kanun üzerindeki çalışmalarına değindi. Sarı, "Takip ettiğimiz avukatlarımız ile beraber katılım sağladığımız maalesef kadın cinayetleri ve Çocuk istismarı davalarımız var. Hak mücdelesi veriyoruz. Cinayete kurban giden annelerimizin çocuklarına burs desteği sağlıyoruz. Bu işin tek yolu ağır cezaların olması ve mevcutta bulunan yasaların etkin bir şekilde uygulanması. Canilerin ve buna yeltenenlerin en ağır cezayı alması bile ne ailesinin ne de bizim içimizi soğutmayacak. Ancak artık bu olayların altında yatan sebepleri bir an önce aklın ve bilimin ışığında tartışmaya başlamalı, büyük bir ayağa kalkış olmalı, geçici çözümlerle idare etmek ve unutturmak yerine, sorunu kökten çözecek uygulamalara yönelmeliyiz." diye konuştu.