Gazi Öğretmen emeklilik yıllarında tropikal meyveler üzerinde araştırmalar yaparken Anamur ve Bozyazı ilçelerinde yeni yeni üretime başlatılan, yurt içi-yurt dışına gönderilen Kivi meyvesinin Anamur ve Bozyazı ekonomisine büyük çaplı katkı sağlayacağını düşünüyormuş…
Bu düşüncelerle Kivi ile ilgili araştırmalar yapmış, hobi olarak da küçük çaplı Kivi üretimine başlamış…
Gazi Öğretmenin Kivi ile ilgili araştırmaları kısaca şöyleymiş:
‘’…Kivi çok yıllık bitkidir ve meyveleri bol miktarda C vitamini içerir. Kivi meyvesi, Çin’in güneyindeki Yangtse Vadisine özgü bir bitkidir.
Avrupalılar tarafından 1850'li yıllarda keşfedilen bitkinin birkaç türü 1900'lü yılların başında Yeni Zelanda, İngiltere ve Amerika'ya yayılmıştır.
Kivi meyvesi, Yeni Zelanda'ya ilk kez 1904 yılında geldi. 25 yıl süresince bahçıvanlar tarafından geliştirildi, yetiştirildi ve bazı büyük meyveli cinsler seçildi.
1935 yılında, büyük meyveli cinsler Kaliforniya, Chico'daki "Plant Introduction Station"'a gönderildi.
1960'ta, araştırmacılar Kaliforniya'da uygulanabilir metotlar geliştirmeye başlayarak, çiftçileri bu yeni ürünü ekmeleri için cesaretlendirdiler.
Böylece 70'li yılların başında yeni bir endüstri doğdu.
İtalya’daki araştırmalar kivinin özellikle 6-7 yaşında çocuklarda solunum yolları üzerinde mucize gibi etkiler yarattığını gösteriyor.
Belirli bir süre kivi tüketiminin ardından çocuklarda nefes darlığı %32, gece öksürüğü %27, hapşırma %41, burun akıntısı %28 ve kronik öksürük %25 oranında azaldı.
Bunun sebebi ise kivinin içerisinde bulunan flavonoitlerin hücre içi hasarı azaltması ve DNA mutasyon ve hasarını önlemesi olarak gösteriliyor.
Kivi meyvesi içerisinde bol miktarda C, E, ve A vitamini barındırır.
C vitamini suda çözünebilen antioksidan bir maddedir ve vücudumuzu koruduğu kanıtlanmıştır.
E vitamini de benzer etki göstermektedir ancak yağda çözünebildiği için C vitamini kadar etkili değildir.
Kiviyi yumurta yer gibi yerseniz neredeyse tüm vitaminlerini ve minerallerini içinde tutmuş olursunuz.
Dilimlenmiş yani bıçak değmiş meyvelerde vitamin kaybı bilinen bir durumdur.
Bu nedenle kiviyi dik tutarak tepesinde ufak bir kesik açıp içini çay kaşığı ile rafadan yumurta yer gibi yenebilir.
Bu şekilde yediğinizde kabuğuna en yakı yerlerdeki meyveden de yararlanabilecek ve tam vitamini almış olacaksınız.
Anamur ve Bozyazı’da da yetişen Kivi: Kahverengi, tüylü kabuğunun altında siyah çekirdekli, parlak yeşil, etli kısım yer alıyor.
Lezzetini bir yana bırakacak olursak kivi, özellikle C, E ve K vitaminleri ile potasyum açısından zengin bir meyve.
Eğer beslenmenizde C vitamini ya da kalp ve kas sağlığını koruyan potasyum alımını arttırmak istiyorsanız, meyve tabağınıza rahatlıkla kivi ekleyebilirsiniz.
E ve C vitaminleri vücutta serbest radikallerin yol açtığı hasarı en aza indiren antioksidanlar.
Vücudun genelinde dokuların ve hücrelerin yenilenmesi, kolajen üretiminin desteklenmesi, kemik sağlığının korunması ya da yaraların kolay iyileşebilmesi için C vitaminine ihtiyaç duyuyoruz.
Özellikle sigara içen kişilerin vücudunda C vitamini oranı düşük olabileceğinden, antioksidan yönünden zengin besinlere yönelmeleri önemlidir.
Kısaca boyuna bakıp da kiviyi küçümsememek lazımdır.
Haftada bir iki gün kivi tüketerek, bu saydığımız konularda sağlığınıza epey katkıda bulunmanız mümkün....
Kivinin faydalarına gelince Kivi zengin lif ve potasyum içeriği ile kalp sağlığını koruyan bir meyvedir.
Kivi asmasının Anayurdu Çin olmasına karşın bu bitkiyi ve meyvesini, dünyaya tanıtan Yeni Zelanda'dır.
Kivi asması, yaprağını döken, tırmanıcı ve sarılıcı, üzüm asmasına benzeyen, güçlü bir bitkidir.
Ağaçlara ve insan eliyle yapılmış desteklere tırmanarak 5-7 m. kadar boylanabilir.
Ekonomik ömrü 20-30 yıldır. Ana gövdesi 20 cm'ye kadar kalınlaşabilir. Genç sürgünleri (dalları), parlak kırmızı renkte tüylerle kaplıdır. Asma gibi sülük çıkarmayıp yatay uzayan bu sürgünlerin, desteklere dayandırılması gerekir. 20-30 cm. çaplı, kalp biçiminde, üst yüzü parlak ve canlı yeşil renkli, kenarları dişli yaprakları vardır.
Normal bir meyve, 100-1.200 adet minik çekirdek taşır. Bu meyveler hasat edildikten sonra, oda sıcaklığında (20 santigrat derecede) 7-15 gün bekletilir.
Böylece olgunlaşan meyve, taze olarak dilimlenip öylece ya da üzerine krema konularak yenilir.
Salatalara konulduğunda çeşni ve renk katar. Meyve suyu yapılır ve pastacılıkta sıkça kullanılır.
Yukarıda sayılan değerlerden görüleceği gibi kivi, çeşitli maddeler yönünden zengin bir besindir.
Üstelik C vitamini yönünden çok zengin olduğu için 1/3 adet kivi yenilmesi bedenin günlük C vitamini gereksinimini karşılar. Kivinin, zengin C vitamini ve türlü enzimler içermesi nedeniyle insan bedenini gençleştirdiği bilim adamlarınca ileri sürülmektedir.
Kivi asması, özenle uygulanması gereken birtakım işlemler sonucu profesyonel üreticiler tarafından tohumuyla ya da gövde veya dal çelikleriyle veya daldırma yoluyla çoğaltılır.
İklim isteği: Anamur ve çevresinde olduğu gibi çok yağış alan, nemli, rüzgârdan korunmalı, kışın soğuk olan ve orta yoğunlukta güneş alan çevreleri seven kivi asması, kış mevsiminde -6 dereceye kadar dayanabilir.
Ama genç bitkiler -6 derecenin altındaki sıcaklıktan zarar görür. Yapraklarını döken bir bitki olan kivi asması, kışın dinlenme mevsiminde, 400-500 saatlik bir soğuklama devresi geçirmek ister.
Toprak isteği: Kivi asması derin, geçirgen ve gevşek bünyeli, organik madde yönünden zengin olan Anamur’daki topraklarda iyi gelişir. Toprakta en çok %8 kireç bulunmalıdır. Killi, ağır (su tutan) ve taban suyu yüksek olan topraklarda olumsuz sonuçlar alınır. Kivi asması toprak işlemesi istemez.
Sulama isteği: Sulanma aralığı 2-7 gün olup çok sıcak ve kurak havalarda günaşırı sulanabilir. Bitkiye, tuzsuz su verilmelidir.
Gübreleme: Kivi asmaları, her yıl topraktan fazlaca besin kaldırır. Bu nedenle toprağının düzenli olarak gübrelenmesi gerekir. Dikimden önce toprağa iyi yanmış çiftlik gübresi verilirken daha sonra yılda iki kez, mart ve haziranda azot, fosfor ve potasyum içeren kompoze fenni gübreler, serpme yoluyla verilir.
Herekleme: Kivi asması, gövdesi artan ağırlığı taşıyamadığı için herek, direk ya da tellerle desteklenmelidir. Bir asma 30-40 kg. meyve ve bir o kadar da sürgün ve yaprak ağırlığı taşıyacağından, her bitkiye sağlam bir herek, direk veya gergin bir tel sistemi gerekir.
Budama: Kivi asması yetiştirilirken yapılacak en önemli işlemlerden biri de budamadır. Budama, kış ve yaz mevsimlerinde olmak üzere yılda iki kez, üzüm asmalarının-kine benzer biçimde uygulanır. Budama işleminin, bu işten anlayan kişiler tarafından yapılması doğru olur.
Hasat: Kivi asmalarının tam çiçeklenmesinden 140-160 gün kadar sonra meyve hasat edilir. Ancak, bu meyveler asmalardan toplandıktan sonra, yukarıda belirtildiği gibi, oda sıcaklığında bekletilip tam olgunluğa ulaşmaları sağlanır ve daha sonra tüketilir.
Kivi meyvesinin hasadı, elle toplama yöntemiyle yapılır. Meyvelerin sapı dalında bırakılır. Meyveler örselenmeden ve sapsız olarak toplanır.’’
Gazi Öğretmen bu araştırmalar sonunda çevresine örnek olacak şekilde Kivi yetiştirmiştir…
Gazi Öğretmene göre: Anamur’da ve Bozyazı'da yetişen, meraklılarınca üretilen, yurt içi-yurt dışına gönderilen ve yeni bahçe tesisleri kurmak üzere hazırlıklar yapılan Kivi Anamur ve Bozyazı ekonomisine büyük çaplı katkı sağlayacakmış….
Hoşça kalınız.