Ege Denizi’nden 30 Ekim'de Seferihisar açıklarında olan 6.6 büyüklüğündeki depremin ardından riskli konutlarda oturanlar binalarını dönüştürmek için müteahhitlik firmalarına başvuruları hızlandırdı. Yaşanan afetin ardından telefonlarının kilitlendiğini anlatan İzmir Müteahhitler Derneği (İMDER) Yönetim Kurulu Başkanı İslam Yıldırım, vatandaşların hak kayıpları nedeniyle büyük mağduriyet yaşadığını dile getirerek yerel yönetimleri şehir planlaması konusunda göreve çağırdı. İzmir'in kentsel dönüşümde yıllardır yol alamadığını savunan Yıldırım, "Deprem olunca aklımız başımıza geldi. Yapı kullanım izin belgesi olup 20 ya da 30 daireli bir apartmanda oturan vatandaşlarımız binalarını dönüştürüp, yenilemek istiyor. Vatandaşlar bir araya gelip anlaşsalar da binalar yıkıldığı zaman farklı mağduriyetler ortaya çıkıyor. Büyükşehir belediyesi ya da ilçe belediyeleri bu konuda bir adım atarlarsa çok düşük hak kayıplarıyla bu sorunun önüne geçilmiş olur. Aksi takdirde vatandaşlarımız 30 konutluk bir binada oturuyorsa yeni yönetmelikle beraber daire sayısı 20 ya da 22'ye düşüyor. Metrekare kaybı had safhada. Bu açıdan vatandaşlarımızın önünü açmamız gerekiyor. Yarın deprem olup olmayacağını bilmiyoruz. Biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız" dedi.

'TÜRKİYE'NİN EN ÇOK GECEKONDUSU OLAN ŞEHRİ, İZMİR'

Belediyelerin bina kimlik belgesi çıkartması gerektiğini ifade eden İslam Yıldırım, riskli binaların İzmir Büyükşehir Belediyesi kontrolünde tespit edilebileceğini ifade etti. Yıldırım, "30 konutluk bir binayı 20 konuta düşürdüğünüzde 10 vatandaş sokakta mı kalacak? Eski binalar dönüşmüyor. Belediyeler ve merkezi yönetim, insan hayatı söz konusu olduğu için, yüzde yüz mutabakatla ortak kararlar alabilir" diye konuştu.

İzmir'de yeni yönetmeliklere uygun bina inşa etmek için boş arsa bulamadığını anlatan Yıldırım şöyle devam etti:

"İMDER Başkanı olarak İzmir içinde arsa bulamıyorum. Seçimlerden önce Büyükşehir Belediye Başkanı, yeni imar adalarının açılacağını söylemişti. İzmir Körfezi'ni bir hilal şeklinde düşünürseniz nüfusun yüzde 80'i bu bölgede. Bazı gecekondularda 50-60 yıldır ikamet ediliyor. Park, okul, hastane gibi yerler ayrılıp bir planlama yapmak çok zor değil. Şehrin bazı bölgelerindeki trafik ve alt yapı yükünü başka bölgelere çekebiliriz. Şehri yavaş yavaş planlayarak yapılaşmayı sürdürürüz. Uzun yıllardır bu şekilde devam ediyor. Cennetçeşme'de, belki de 10 yıldır gecekondu ve kentsel dönüşüm konuşuluyor. Bir işe başlamadan önce planlama yapılmalı. Hemen kazmayı vurup, başlayamazsınız. Daha ortada hiçbir planlama yok. Gültepe'de lokal bir düzenleme oldu. Eski gecekondular yıkılıp yerine yeni binalar yapıldığında orasının silueti değişecek. Türkiye'nin en çok gecekondu olan şehrinden bahsediyoruz. Limontepe, Cennetçeşme, Cumhuriyet Mahallesi, Ballıkuyu, Çimentepe, Kadifekale, Gültepe her taraf gecekondu dolu."

'BİR SONRAKİ DEPREM İZMİR'DE ENKAZ BIRAKIR'

İzmirli müteahhitler olarak ellerini taşın altına koymaya hazır olduklarını ifade eden İslam Yıldırım, kentteki bozuk yapılaşmanın kendilerini rahatsız ettiğini dile getirdi. 6306 sayılı yasanın riskli binalarda oturan vatandaşlara gerekli kolaylıkları sağladığını belirten Yıldırım, vatandaşların binaların yapımı sırasında 18 ay kira yardımı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın taşınma desteğinden faydalanabildiğini kaydetti. Kanunda bir eksiklik bulunmadığının altını çizen Yıldırım şunları söyledi:

"İzmir'e nereden girerseniz girin gecekonduyla karşılaşırsınız. Bu bizi üzüyor. 1950- 1960 yılları arasında Anadolu'dan büyükşehirlere göç oldu. Vatandaşlar başlarını sokmak için gecekondular yaptı. Ama artık 2020 yılındayız. 21. yüzyılda bu görüntü bize yakışmıyor. Biz, İzmir'de iş yapıyoruz. Kentimizin bu kötü görüntüsünden kurtulması için elimizden ne geliyorsa yaparız. Ancak, bizim sivil toplum kuruluşu olarak kanun gücümüz yok. Hem yerel yöneticiler hem hükümet olarak İzmir'i dönüştürmemiz elzemdir. Yeşildere'den aracınızla geçtiğinizde o gecekonduların görüntüsü kimi memnun ediyor? Evlerin dış cephesini pastel renklerle boyamak ne kadar rasyonel bir çözüm? Biz yenisini yapalım, vatandaşlar sağlıklı konutlarda otursunlar. Önlem alınmazsa, bir sonraki deprem İzmir'de enkaz bırakır."