Bu yıl dönem başkanlığını Türkiyenin yapacağı "Dönüşen Dünyada İslam İşbirliği Teşkilatı" temasıyla düzenlenen ve 2 gün süren İslam İşbiriği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi 51. Oturumu İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Sergi sarayında yapılmıştır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmada özetle; İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında yüzde 65'inden fazlasını çocuk ve kadınların oluşturduğu 55 bini aşkın kişinin hayatını kaybettiğini dile getirerek, "Türkiye olarak Filistinli kardeşlerimiz acısını acımız, hüznünü hüznümüz biliyoruz," ifadelerini kullanmıştır.

"Tüm dünyanın gözleri önünde Gazze'yi devasa bir enkaza çevirdiler. Sağlık tesislerini, okulları, camileri ve kiliseleri bombaladılar. Sadece bir çuval un almak, bir tas çorba, bir kuru ekmek alabilmek için yardım sırası bekleyen insanları hunharca katlettiler," diyen Erdoğan şöyle ekledi: "Gazze ile birlikte İsrail, Lübnan'ı, Yemen'i ve Suriye'yi de hedef aldı. Hava bombardımanlarının yanı sıra Suriye'deki çeşitli grupları yönetime karşı kışkırtarak orayı da karıştırmaya ve kargaşa çıkarmaya çalıştı."

Cumhurbaşkanı ayrıca 10. gününe giren İsrail-İran çatışmalarına da değinerek, "İsrail'in İran'a gerçekleştirdiği saldırıları en güçlü şekilde telin ediyorum. İsrail'in terör saldırılarında, bombardıman ve suikastlarında vefat eden İranlı kardeşlerimiz için ülkem ve milletim adına taziyelerimi sunuyorum," demiştir.

Erdoğan ayrıca, "İsrail'in Gazze, Lübnan, Yemen, Suriye ve son olarak İran'a gerçekleştirdiği saldırıların tanım ve tarifi haydutluktur. İran'ın İsrail'in bu devlet terörü karşısında nefsi müdafaa çerçevesinde halkını savunmak amacıyla aldığı tedbirler gayet doğal, meşru, hukukidir," diye eklemiştir.

Erdoğan daha önceki konuşmalarında İsrail Başbakanı Bünyamin Netanyahu'yu Adolf Hitler'e benzetmişti. Erdoğan'ın Hitler benzetmesi Netanyahu ve ekibini kızdırmıştı. Son konuşmasında Cumhurbaşkanı aynı benzetmeyi bir kez daha daha dile getirmiştir.

"İsrail, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devletiyle yan yana barış içinde yaşamak yerine savaşı tüm bölgeye yaymaya çalışıyor," diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürmüştür:

"90 yıl önce Hitler'in çaktığı kıvılcım nasıl dünyayı ateşe attıysa, Netanyahu'nun siyonist emelleri de dünyayı felakete sürüklemekten başka gaye taşımıyor."

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise, İsrail karşısında İslam dünyasını ortak hareket etmeye çağırmıştır.

"Bu sorun ne Filistin, ne Lübnan, ne Suriye, ne Yemen ne de İran sorunudur, bu sorun apaçık İsrail sorunudur," diyen Fidan, Türkiye’nin, İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanlığında küresel adaletin sağlanmasını önceleyeceğini belirtmiştir.

"İstişarelerimizde öncelikle bu sınır tanımayan saldırganlığa dur demek için sergileyeceğimiz güçlü duruşu ve ortak adımları ele alacağız" diyen Fidan, İslam ülkeleri arasında bölgesel sahiplenmenin artırılması gerektiğini vurgulmıştır.

BM Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi ve BM İslamofobi ile Mücadele Özel Temsilcisi Miguel Angel Moratinos, konuşmasında, "İslamofobi sadece bir ön yargı konusu değil bu insan haklarının ihlali demek, aynı zamanda sosyal bütünlüğe bir tehdit ve Birleşmiş Milletler Şartı ilkelerinin ihlal edilmesi demek." ifadesini kullanmıştır

Moratinos, Müslüman kadınların başörtüleri nedeniyle işe alınmadığını, Müslüman çocukların ise isimleri dolayısıyla okullarda. zorbalığa maruz kaldığını anlatmıştır.

Moratinos, 2026’da New York'taki Birleşmiş Milletler Merkezi'nde 14 Mart İslamofobiyle Mücadele Günü'nde üst düzey bir toplantı düzenlemeyi planladığını ifade etmiştir..

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, Gazze’de 2 milyon kişinin açlığa sürüklendiğine işaret ederek, "Yeni kurulan sözde yardım mekanizması aslında zaten umutsuz olan insanları daha da küçük düşürüyor ve umutlarını yerle bir ediyor. Aslında daha fazla hayata mal oluyor. Filistinliler insanlık dışı bir muameleye tabi tutuluyor." demiştir.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı ve Orta Doğu, Asya ve Pasifik'ten sorumlu yetkilisi Khaled Khiari İstanbul'u binlerce yıl boyunca fikir alışverişlerinin yapıldığı çok önemli bir merkez olarak nitelendirerek, "Bugün de burada diyaloğu, barışı ve hoşgörüyü tesis etmek için tekrar buluştuk." demiştir.

Khiari, İsrail'in İran'a saldırılarıyla başlayan çatışmanın tırmanmaya devam ettiğini, her iki tarafın da bu çatışmalarda önemli kayıplar verdiğini aktarmıştır.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in söz konusu iki ülke arasındaki çatışmaların bir an önce sonlandırılması ve bu gerilimin azaltılması için çağrıda bulunduğunu hatırlatan Khiari, "diplomasi kalıcı barışın tesis edilmesindeki en önemli araç" vurgusu yapmıştır.

Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı sonunda kabul edilen İstanbul Bildirisi’nde, İsrail'in Gazze’deki saldırıları, "soykırım" olarak tanımlanmıştır.

Üye ülkeler, İran’a yönelik saldırıları da kınayarak bölgesel barış ve istikrar çağrısında bulunmuştur.

Toplantının sonunda kabul edilen İstanbul Bildirisinin, İslam dünyasının karşı karşıya olduğu temel sorunlara yönelik kapsamlı bir belge olduğu belirtilmiştir.

Filistin meselesi ve İsrail’in bölgedeki saldırgan politikaları deklarasyonda geniş yer bulmuştur.

Üye ülkeler, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını ve 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını desteklediklerini vurgulamıştır..

İsrail’in Gazze’ye insani yardım girişini engellemesi, zorla yerinden etme politikaları ve sivil altyapıyı hedef alması sert bir dille kınanmıştır.

İsrail’in İran, Suriye ve Lübnan’a yönelik hava saldırıları da bildiride, "bölge istikrarını tehdit eden" ve uluslararası hukuku ihlal eden eylemler olarak tanımlanmıştır.

Bu saldırılara karşı uluslararası toplumun caydırıcı önlemler alması gerektiği ifade edilmiştir. Bu çerçevede, saldırıların durdurulması ve İran’la dayanışma amacıyla açık uçlu bir Bakanlar İrtibat Grubu kurulması kararlaştırılmıştır.

İstanbul Bildirisi’nde ayrıca Keşmir sorunu, Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri, Suriye’nin yeniden inşası, Rohingya Müslümanlarının durumu ve İslamofobiyle mücadele gibi birçok başlıkta da güçlü mesajlar verilmiştir.

Dönem başkanlığının bu yıl Türiye tarafından devralınmasının ülkemiz ve islam ülkeleri için hayırlı olası dileklerimizle…

Hoşça kalınız.