Israrlı takip fiili 7406 sayılı kanunun 8’inci maddesiyle 12 Mayıs 2022 tarihinde Türk Ceza Kanunu’nun 125/A maddesinin yürürlüğe girmesi ile suç teşkil eden bir fiil olarak düzenlenmiş ve söz konusu düzenleme ile kişilerin huzurlu bir ortamda, rahatsız edilmeden, psikolojik rahatlık ve sükûnet içinde yaşamını sürdürmesini amaçlamıştır. İlgili düzenleme her ne kadar kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunun bir tamamlayıcısı gibi görünüyor olsa da bu amaçtan uzak işlendiğinde başlı başına cezayı gerektiren, şiddet kavramının tanımının her geçen gün genişlemesi ile şiddet suçları arasında özellikle dekadına yönelik şiddetin önüne geçmek için düzenlenen bir suç tipidir. Takibi şikâyete tabi olan ısrarlı takip suçu, İngilizce’de ‘‘stalking’’ kelimesiyle karşılanmakta ve Avrupa’da bu isimle yer alan suç tipinin ülkemizdeki karşılığı olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle sosyal medya kullanıcıları tarafından aşina olunan bu ifade bir kişiyi onun rızası, izni olmadan sürekli bir şekilde gözetlemek anlamına gelmekle birlikte yukarıda da değindiğimiz üzere kadına yönelik şiddetin önüne geçilmesi açısından yapılan bir düzenleme olduğunu belirtmemizde fayda bulunmaktadır. Nitekim kadına yönelik şiddetin ülkemizde ve tüm dünyada oluşum şekillerine bakıldığında suçun mağdurlarının öncesinde fail tarafından ısrarlı takip edildiği ve akabinde şiddete maruz kaldığı ortada olup bu eylemlerin şiddet eylemi gerçekleşmeden cezalandırılması (!) geç kalınmış ancak zorunlu bir düzenleme olduğu açıktır. 

Eylemin tanımı itibariyle 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine dair kanunda 2012 yılında düzenlenmesine ve Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin (İstanbul Sözleşmesi) stalking başlıklı 34. maddesinde ifade edilmesine karşın eylemin suç tipi olarak Mayıs 2022 tarihinde düzenlenmiş olması haklılığımızı ortaya koymaktadır. Burada önemle belirtmek isteriz ki söz konusu suç tipi düzenlenmeden önce faillerin tamamen cezasız kalmamakta  ısrarlı takip fiilleri somut olayın özelliklerine göre cinsel taciz, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişilerin huzur ve sükûnunu bozma gibi suçlardan cezalandırılabilmekteydi. Ancak ısrarlı takip eylemi farklı bir suç tipi olarak düzenlenmemiş olması özellikle caydırıcılık ve diğer suç tiplerinin kanunilik ilkesine aykırılık yaratacak şekilde genişletilmesine sebebiyet verdiğinden mağduriyetlerin de doğmasına sebebiyet vermekteydi. Örneğin kadına yönelik cinsel özgürlüğü ihlal etmeyen iltifat ya da buluşma teklifi veya arkadaşlık teklifleri cinsel taciz suçu olarak değerlendiriliyordu. Bu sebeple kanun koyucu hem şiddetin kavramsal olarak değiştiği ve genişlediği günümüz koşullarını dikkate alarak özellikle kadına yönelik şiddette caydırıcılığı sağlamak hem de ısrarlı takip eyleminin suç olarak tanımlanmaması nedeniyle eylemi başka suç tipleri içerisinde değerlendirerek kanunilik ilkesine aykırı kararlar verildiğinden yerinde bir düzenleme ile ayrı bir suç tipi olarak düzenlemiştir. Bizler de bu yazımızda suçun maddi manevi unsurlarını, faili, mağduru, korunan hukuki yararı, suçun cezası, nitelikleri halleri, görevli ve yetkili mahkemesi gibi hususlar üzerinde durmaya çalışacağız.

ISRARLI TAKİP SUÇU NEDİR?

Israrlı Takip suçu; Türk Ceza Kanunun “kişilere karşı suçlar” kısmının “hürriyete karşı suçlar” 

bölümünde yer alan 125/A maddesinde; suçun failinin ısrarlı bir şekilde; mağduru fiziken takip etmesi ya da mağdurla haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışması ile mağdurun üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olması durumunda oluşacağı düzenleme altına alınmıştır. Suçun basit halinin bu tanımı ve müeyyidesi birinci maddenin birinci fıkrasında yapılmış maddenin ikinci fıkrasında ise suçun nitelikli halinde bahsedilmiştir. Meclis görüşmelerinde ve kanun teklifinin yasa koyucunun amacı “mağdurun maddi ve manevi kişiliğine veya vücut bütünlüğüne yönelik daha ağır fiiller ortaya çıkmadan önceki aşamada ısrarlı takip fiillerinin orantılı bir yaptırıma bağlanması” olarak ifade edilmiştir. 

ISRARLI TAKİP SUÇU TÜRK CEZA KANUNUNDA;

“Israrlı takip MADDE 123/A- (Ek:12/5/2022-7406/8 md.) 
(1) Israrlı bir şekilde; fıziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan faile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir. 

(2) Suçun; 
a) Çocuğa ya da ayrılık kararı verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi, 
b) Mağdurun okulunu, iş yerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması, 
c) Hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi, hâlinde faile bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. 

(3) Bu maddede düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.” Şeklinde düzenlenmiştir.

ISRARLI TAKİP SUÇUNDA FAİL VE MAĞDUR

Israrlı takip suçunda fail herkes olabilmektedir. Kanun koyucu madde gerekçesinde de suçun fail açısından herhangi bir özelliğini aramadığı gibi madde metninde de buna yönelik bir düzenleme yapılmamıştır. Daha sade bir ifadeyle ısrarlı takip suçu faili açısından herhangi bir ayrıma tabi tutulmadan, özel durum gerektirmeden herkes tarafından işlenebilmektedir. Suçun mağduru ise, kendisine yönelik işlenen suç nedeniyle doğrudan zarar gören kişi olarak tanımlanmaktadır. İlgili madde kapsamında fail gibi mağdur açısından da herhangi bir özellik aranmamakta olup mağdurun cinsiyeti, yaşı önemli değildir. 

Yarın: ISRARLI TAKİP SUÇU NASIL MEYDANA GELİR?