Çocukken arkadaşınızın sahip olduğu bir kıyafet veya oyuncağı görüp de “Ben de bundan istiyorum!” dediğiniz ya da bir çocuğun başka bir çocuğun külahındaki limonlu dondurmayı görüp “Ben de sarı olandan istiyorum!” dediğini duyduğunuz oldu mu? Kimi zaman istediğimiz şeyler, tümüyle bizim arzularımızdan değil diğerlerinin sahip olduklarından kaynaklanır.

Fransız Filozof R. Girard, bu durumu “mimetik arzu” olarak tanımlar ve bu arzu sadece çocukluğumuzda var olmaz. Buna göre, bizler her zaman sadece kendi arzularımızla değil diğerlerinin arzularıyla da hareket ederiz. Bize ait olduğunu sandığımız bu duygu yanılsamasının altında istenen şeyin başkası tarafından arzulanması yatar. Yani başka birinin sahip olduğu bir şeyi isteriz; çünkü ya o kişi de onu ister ya da bunu o şeyin değerini artıran bir durum olarak görürüz.

Mimetik arzunun en belirgin görüldüğü yerlerden biri sosyal medyadır. Sosyal medya platformlarında sürekli diğerlerinin hayatını izler, onların sahip olduklarına imreniriz. Tatil, lüks giyimler, pahalı telefonlar ve arabalar arzuları tetikler. Böylece takipçiler, sadece paylaşılanları değil yaşam tarzlarını da taklit etmeye başlar.

Arzular şelale

Mimetik arzu sadece maddi olana duyulan istekle sınırlı değildir. Başarılı ve tanınır olma arzusu da buna dahildir. Çünkü başarılı olmanın getirdiği haz duygusu, sadece bu başarıya götüren kişisel yeterliliklerden değil diğerlerinin ilgi ve takdirinden de beslenir. Başarılı bir insanın ulaştığı noktayı görerek onun yaptıklarına benzer işler yapanlar da aynı başarıyı elde etme arzusu taşır. Bu arzu zamanla rekabet duygusunun getirdiği bir krize dönüştüğünde ise, kıskançlık ve öfke ortaya çıkar. Örneğin, bir arkadaşınız bir başarısından dolayı bir ödül aldığında siz de aynı ya da benzer bir ödülü almak isteyebilirsiniz. Aslında burada istediğiniz ödül değil arkadaşınızın ödüle sahip olmasının size yansıyan etkisidir. Yani bu etki, sizde bu isteği doğurur.

Bu durum, sadece kişisel hayatlarımıza değil toplumsal süreçlerimize de yansıyan zincirleme bir durumdur. Bunu fark ettiğinizde arzularınızın kökenine inerek onları sorgulama ve sağlıklı, özgün, kendi içinde mutlu bir yaşam sürme şansınız olabilir. Çünkü ancak gerçekten ne istediğinizi anladığınızda kendi özgün arzularınızı keşfedebilirsiniz.