İSTANBUL - İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi 8'inci seçim dönemi, 2'inci toplantı yılı Eylül ayı toplantılarının ilk birleşimi, pandemi kuralları çerçevesinde Avrasya Gösteri Merkezi'nde gerçekleştirildi. İBB Meclis'inde konuşan İBB Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili ve Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, "Sayın İBB Başkanı'nın mazbatasını alalı 500 gün olmuş. Üzerinden yaklaşık 1 buçuk yıl geçmiş. Bu 1 buçuk yıl içerisinde İBB Başkanı ve yönetiminin yapmış olduğu icraatlarından daha çok, çünkü bir belediye başkanının bu süre içerisinde fiziki projelerini ya da zamana ve imkâna bağlı olan projelerini değerlendirmek çok mümkün olmayabilir. Ama bu 1 buçuk yıl içerisinde gerçekten imkân ve zamanı ilgilendirmeyen ama söz ve davranışlarını değerlendirme imkanı bulduk. Bu değerlendirmeleri yaparken insaf ve adalet kavramları içerisinde vicdanımızla örtüşmeyen hiçbir değerlendirmede bulunmadan ve her bir değerlendirmede İstanbul'a söz verilmiş sözler çerçevesinde, İstanbul'a verilen sözler ve İstanbulluların karşılaştığı durumları değerlendirmelerde bulunduk. Bakınız bu 500 günde ortaya çıkan tabloyu ve tespitini bugün ilk dönemin ilk toplantısında adını koyuyorum. İstanbul'un şuanda yaşadığı belediyecilik açısından bir yönetim kuraklığıdır. Bir yönetim kuraklığı yaşanmaktadır. Bugün İstanbul'da yaşayan her bir İstanbullu, hatta seçim döneminde sizin taşeron ve tetikçiliğini yapmış birçok insan bile şu soruyu soruyor. İstanbul acaba belediyecilik açısından yönetiliyor mu?" diye konuştu.

"İSTANBUL'DA VATANDAŞ MEMNUNİYETİ AÇISINDAN İBB YÜZDE 50'NİN ALTINA DÜŞTÜ" 

Tevfik Göksu, "Geçmiş dönemde İBB, vatandaş memnuniyeti açısından yüzde 65-70'lerin altına hiç düşmezdi. Şimdi CHP'nin kendi yaptığı anketlerde bile yüzde 50'nin altına düştü. Onun içindir ki bir taraftan 'Ya Kanal Ya İstanbul' pankartları, bir taraftan buranın söyleyemediklerini söyleyenlerin yaptığı polemik, sadece İstanbul'a gelmemek içindir. Geldiklerinde çünkü gerçekten söyleyecek bir şeyleri yok" şeklinde konuştu.
 

"İBB KADEMELİ BİR ŞEKİLDE YAVAŞ YAVAŞ İSMEK'İ KAPATMANIN YOLLARINA BAŞLADI" 

İBB'nin İSMEK'i yavaş yavaş kapatmaya başladığını belirten Tevfik Göksu, "1996 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından gerçekten çok ileri vizyon ile başlatılan ve Halk Üniversitesi vasfını almış Dünya'da taktir toplamış, birçok uzmanın ve akademisyenin gelerek çalışmalar yapmış İSMEK'ten bahsedeceğim. Biz İSMEK 1996 yılında kurulduğunda o zaman bu arkadaşların farklı bir türevi olan farklı bir sol partinin yöneticileri izin vermemek konusunda çok uğraşmışlardı. Ama İSMEK milletin kurduğu ve milletin liderinin ortaya koyduğu vizyonla öyle bir mesafe kaydetti ki, İSMEK dünyada büyük bir başarı hikâyesi haline geldi. İSMEK sadece bir halk eğitim projesi olmaktan çıktı, gerçekten katılımcılığın, refahın, eğitimin tabana yayılması anlamında çok önemli fonksiyonlar icra etti. Dezavantajlı kuruluşlar açısından çok önemli bir sosyal devlet olma olgusunu ortaya koydu. Ancak ne hikmetse bu güzel kurum gerçekten İstanbul ve kent ekonomisi açısından önemli değer üreten ve özellikle ev kadınlarımız açısından çok önemli bir şehir vizyonu ortaya koyan bu proje CHP'nin her zamanki tutumu gibi her hayırlı işe engel olma gibi temel görevi gereği İSMEK'e operasyonlar başladı. Çünkü o ideolojik prangasından kurtulamayan CHP, kendi jakobenizminin halk tarafında karşılık bulamayacağını bildiği için böyle kademeli bir şekilde farklı usullerde yavaş yavaş kapatmanın yollarına başladı. Bu ülkede demokrasi ve özgürlükle ilgili konuşacak en son parti CHP'dir. Siz değil misiniz açık oy gizli tasnif geleneğinden gelen. Ben oradan gelmedim. Milletten tepki alacaklarını düşündükleri için bunu yavaş yavaş kapatma yollarını denediler" ifadelerini kullandı.

"BIRAKIN İSTİHDAMI ÇALIŞANI DA KAPI DIŞARI KOYMUŞSUN" 

Göksu, "Bakın bu tablo, 1 buçuk yılda İstanbul'un nasıl geriye götürüldüğünü tarif eden temel bir tablo. Yıl 2018-2019, iktidarda AK Parti var. Açılan kurs sayısı 19 bin 457. Yıl 2019-2020. İktidarda CHP var. Ne olması gerekir. Aşağıya düşmesi gerekir. Kaç 6 bin 339. Yüzde 60 küçülmüş. Öğretmen sayısı 3 bin 60'dan, 986'ya düşmüş. Arkadaşlar emekçi ya. Arkadaşlar okumuş yazmış ya. Öğretmenleri de kapı dışarı etmişler. Kurs merkezi 271'den 191'e düşmüş. Hizmet veren toplama personel sayısı 4 bin 369'dan 2 bin 230'a düşmüş. Hani siz yüz binlerde istihdam yapacaktınız. Bırak sen istihdamı çalışanı da kapı dışarı koymuşsun. Başka, eğitim alan kişi sayısı 340 binden 113 bine düşmüş. Allah aşkına o İSMEK'e gidip dikiş nakış öğrenen, İSMEK'e giderek yapmış olduğu el örgüsüyle hayatını kazanmaya çalışan, çocuğunun okulunu idame etmek için alın teri döken Ayşe teyzeden, Fatma Abla'dan ne istiyorsunuz" dedi.