İstanbul
İstanbul Adliyesi önündeki polis kontrol noktasına 6 Şubat'ta silahla ateş açan 2 teröristin ölü ele geçirildiği, Dilfiraz Karataş'ın hayatını kaybettiği, 3'ü polis 6 kişinin yaralandığı saldırıya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan, 48 şüphelinin tutuklandığı soruşturma devam ediyor.
Nöbetçi sulh ceza hakimliğinin karar yazısında bazı şüphelilerin saldırganlarla olan bağlantılarını anlatması yer aldı.
Karara göre, şüpheli Didem Baydar Ünsal, sorgusunda saldırganlar Emrah Yayla ve Pınar Birkoç'un avukatı olduğunu, teröristlerin tutuklu olduğu süreçte onları cezaevinde ziyaret ettiğini aktardı.
Yayla ve Birkoç'la kişisel arkadaşlıkları olmadığını öne süren şüpheli, kendisinin de yargılandığı dava dosyası kapsamında 27 Kasım 2023'te tahliye edildiğini, avukatıyla görüşmek üzere gittiği hukuk bürosunda gözaltına alındığını kaydetti.
Şüpheli Şimal Deniz ise saldırının olduğu gün İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinde "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılaması olduğunu, bu dosya kapsamında avukatıyla duruşmadan önce görüşmek üzere hukuk bürosuna gittiğini, bu sırada büroda gözaltına alındığını söyledi.
Hakkında delil bulunamadığını öne süren şüpheli Deniz, gözaltındayken emniyette yemek yememesinin sebebinin örgütsel tavır olmadığını ve kendi içinde durumu protesto ettiğini savundu.
Şüphelilerden Selaatin Bulut da telefon malzemeleri satan dükkanı olduğunu, müşteri kararsız kaldığında onları mağazaya davet ettiklerini ifade etti.
Saldırgan Birkoç'u da bu şekilde iş yerine davet ettiğini öne süren şüpheli, saldırganın mağazaya girdiğinde kendisinden "turist hat" olarak bilinen açık hat istediğini anlattı.
Bulut, hakimlik sorgusunda "Pınar, o gün bize değil başka bir dükkana girseydi de bu hatlardan alabilirdi. Polisler o gün dükkana geldiğinde kayıtları izlemek istedi. Görüntüleri izlerken ben de durumu anlattım. Hat aradıklarını söylediler, biz de beklemelerini söyledik ve hatları temin ederek verdik. Diğer müşterilere yaptığımız rutin işlemler dışında yaptığımız bir şey olmamıştır. Hatları ne yapacaklarını sorduğumda, öğrenci olduklarını, bir alışveriş sitesinde satış yaptığını, her numara için kota belirlendiğini, fazla hat olursa daha fazla satış yapabileceğini söylemişti. O an kendisi ile çay içip sohbet ettiğim doğrudur. Kendisi ile uzun bir sohbetim olmamıştır. O sırada kardeşim de dükkanın çevresindeydi. Onun varlığından dolayı müşterimle uzun süre oturmuş olabilirim. Suçsuzum, serbest bırakılmamı talep ederim." ifadelerini kullandı.
Hakimlik kararında ayrıca 48 şüphelinin tutuklanmasına, 48 şüphelinin de adli kontrol tedbiriyle serbest bırakılmasına hükmedildiği kaydedildi.
Ne olmuştu?
İstanbul Adliyesi önündeki polis kontrol noktasına 6 Şubat'ta silahla ateş açan 2 terörist ölü ele geçirilmiş, Dilfiraz Karataş hayatını kaybetmiş, 3'ü polis 6 kişi yaralanmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 96 şüpheliden 14'ü "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" ve "nitelikli kasten öldürme", 33'ü "silahlı terör örgütüne üye olma", 1 şüpheli ise "örgüte yardım etme" suçundan tutuklanmıştı. 48 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Saldırgan Pınar Birkoç'un, olay günü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde duruşmada yargılanan kardeşi Necmiye Birkoç hakkında da eylemle irtibatlı olduğu değerlendirilerek "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan tutuklama kararı verilmişti.
Saldırı sonrasında sosyal medya hesaplarından provokatif paylaşımlar yaptığı tespit edilenlerle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 6 şüpheliden 5’i tutuklanmıştı.