İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, bilgi ve belgelerle, hem terör soruşturması, hem de siyasi yasak davasıyla ilgili basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. İBB'nin Saraçhane'deki başkanlık binasında gerçekleşen basın toplantısına CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, CHP Milletvekili Gürsel Tekin, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyrazoğlu da katıldı.  


"ILIK SU DEMOKRATI OLMAYACAĞIZ" 

İmamoğlu yaptığı açıklamada, "Biz asla ılık su demokratı olmadık olmayacağız. Biz de buna alışırsak daha ötesi buna mani olmazsak 25 yıl sonra İstanbul'u bizlere emanet eden milletimizin yüzüne bakacak durumumuz kalmaz, bakamayız. Ben bakamam. Bu makamı layık görenlere sen yapman gereken her şeyi yaptın dedirtmezsem ben milletimin yüzüne bakamam. Yapmazsam, onlar da benim yüzüme bakmaz. Gayri ahlaki anti demokratik müdahaleler bir takvim ve disiplin içinde üzerimize uygulanıyor" dedi.


"İÇİŞLERİ BAKANI ASLA ADİL DEĞİLDİR "

Ekrem İmamoğlu, "Ortaya koyacağımız gerçekler, kolay lokma asla olmayacağımızın kanıtıdır. Bu toplantıyı İçişleri Bakanını utandırmak için de düzenlemedim. Çünkü bakan beyi ciddiye alma zamanı çoktan geçmiştir. O kendini tüketmiş ve son kullanma tarihini tamamlamıştır. Bir de sayın bakanın yarattığı kirlilikte gizlenen karanlık olan bir süreci yöneten bir bakan daha vardır. Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ. İçişleri bakanı asla adil değildir. Tek soru sordum. AK Partili belediyelerin de personelle ilgili terör soruşturması açtın mı açmadın mı? Yanıt veremedi. Son basın toplantısında tek kelime dahi buna değinmedi. O ve kendini teslim ettiği mefistosu adaletsizliği, hukuksuzluğu sadece muhalefet partileri belediyelere uyguladığını çok iyi biliyor" diye konuştu.  

Bakanın kullanması bir yetkisi var demiştim diyen İmamoğlu, "Sayın Bakan sayı ve örgüt ismi vererek terörist tespiti yapmış ama 8 ay boyunca, terörist iddia ettiği kişileri yetkisi olmasına rağmen işten çıkarmamıştır. Bakan Soylu, terörist diye iddia kişileri işten çıkarmayarak net olarak görev suçu işlemiştir dedik" diyerek, Bakan Soylu'nun verdiği yanıtı dinletti. 


"HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ" 

Toplantıda belge gösteren İmamoğlu, "İzmir Valiliği, Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Komisyonu 14 Temmuz 2020 tarihinde yaptığı toplantı ile bazı belediye çalışanlarının arşiv araştırmalarında sorun buluyor. Valilikteki komisyon yasa gereği bu bilgiyi önce İçişleri Bakanlığına gönderiyor, bunların işten çıkartılmasını isteyeceğiz onayınız var mı yazısı olarak bu yazıyı gönderiyor. Bakan işten çıkarılmalarına olur veriyor. İmzalıyor, belge yeniden İzmir Valiliği'ne gidiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesinin iştirak şirketleri, bakanın yetkimiz yok dediği iştirak şirketleri iz enerji ve İzelman'da, 15 işçi işten çıkartılıyor. Yasaya göre işten çıkartma İçişleri Bakanının oluru ile oluyor dedik. Yasayı bilen onay makamının içişleri bakanlığı olduğunu da bilir bundan da bir haberler. Hani yetkiniz yoktu bakan bey? Olmayan yetkinizi kullanıp nasıl oldu da 15 kişiyi şirketinden olur vererek işten çıkarttınız? Bakanın görev ihmalini resmi belge ile adım adım aktararak kanıtlamış durumdayız. Takipçisi olup bunu burada bırakmayacağız, hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı duyuruyorum" diye konuştu.  

İmamoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bir toplantı daha yapması çağrısında bulundu.  


PANDORANIN KUTUSUNU SİZ AÇTINIZ 

İmamoğlu, "AK Partili belediye başkanları için de bana uyguladığınız hukuku uyguladınız mı? Pandoranın kutusunu siz açtınız Sayın Bakan. AK Partili belediye başkanı arkadaşlarım bunları açıkladığım için kusuruma bakmasınlar. Kabahat benim değil. Kabahat Soylu Bakanın. Öfkeyle kalkan zararla oturur diye defalarca dile getirdim. Bizim açıklamamıza apar topar yanıt vermeye çalışan bakan yetinmedi, bir de twit serisi attı. Bakan Bey bizi hiçbir zaman şaşırtmadı. İBB'de komisyon yoktu lafı tamamen yalan. Bu insanların yalanlarını milletimizin huzurunda dinlemekten utanç duyuyorum" dedi.  


ŞEHİT YAKINI İTFAİYE ERİMİZ ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEK 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun terörist olarak lanse ettiği isimler hakkında da konuşan İmamoğlu, isimlerin adli sicillerin kamu seçeneğinde alındığını ve temiz olduklarını belirtti. 

İmamoğlu, "T.A .isimli iştirak şirketi çalışanımızın Mart 2022'de arşiv araştırması geldi ve özetle terör iltisaklısı olduğu belirtiliyordu. Bu kişiyi de işten çıkardık. Bu arkadaşımız ısrarla geldi, herhangi bir suçlama olmadığını yalvararak dile getirdi. Biz de işin üzerine gittik. Tekrar arşiv araştırması sordu. 8 ay sonra ikinci yanıt geldi. Herhangi bir suç örgütüyle ilişiği bulunmamaktadır yazıyor. Biz ne yaptık? Adamı işten attık. 8 ay önce terörist dediniz, 8 ay sonra pardon terörist değilmiş diyorsunuz.  Bu nasıl iş? Şehit yakını olan itfaiye erimizin ailesi de korku içerisinde. Evladımızın hayati tehlikesi var diye bizim ekibimiz aradılar. Muharrem Kılıç. Sınavları da geçerek itfaiyeye girmiş. Üstelik şehit kardeşi. Yine arşiv araştırma yapması yasak. Sabıkasız diye devlet diyor, üstelik şehit kardeşi. Bu şehit yakını da terörist ilan edildi. Biz bunu ifşa edince de bakan yardımcısı olan twit atarak itfaiye erini terörist ilan etmeye çalıştı. Sahiden bakanlığın üst yönetim kadrosunda liyakatiyle görev alan birisi var mı merak ediyorum. Şehit yakını itfaiye erimiz çalışmaya devam edecek. Bu yalanları atanlar gidecek" ifadelerini kullandı.  


"MEVLÜT BEY GÖREVDEYKEN BU ÜLKEDE TERÖR SORUNU YOK MUYDU?"  

Mevlüt Uysal dönemini de özellikle araştırdıklarını vurgulayan İmamoğlu, "Bu ülkede terör sorunu ben İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı olunca mı başladı? Mevlüt Bey görevdeyken İçişleri Bakanı Sayın Soylu'yken terör sorunu bu ülkede yok muydu? Sayın Bakan o dönemde hangi görev ihmallerinde bulunmuş. 28 Eylül 2017- 31 Aralık 2018 döneminde Mevlüt bey 30 bin 798 kişiyi işe alıyor. 5 bin 608'inden sabıka kaydı dahi almadan işe almışlar. İşe alınanlar arasında bombalı terör saldırısı gerçekleştirenler dahil 5 terörist kaydı var. Uysal'ın işe aldığı 324 kişinin adli sicil kaydı var Bakan Bey. Toplam işe alınan personelin 3'te 1'inden arşiv araştırması talep edilmemiş. Bunu ben yapsam neler olurdu. Bu ülkede terör ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra başlamadığına göre, bu dönemlerde İBB ve iştirak şirketlerine terör ilişkili ve iltisaklı vatandaşların sızmasına neden izin verdiniz? Boşuna bu bakan siyasi arkadaşlarını da valilerini de yakacak dememiştim" ifadelerini kullandı.  

İmamoğlu, İBB'nin başına geçtiklerin işe alım süreçlerinde değişikliğe gitmediklerini de vurguladı.  


"ADALET BAKANINDAN ÇIT ÇIKMIYOR" 

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ için de İmamoğlu, "Bekir Bey kendince daha akıllıca davranıyor. Sesini duymadık çünkü İçişleri Bakanı o kadar yaygara yapıyor ki diğerlerine fırsat kalmıyor. Ben bir vatandaş olarak da onun kabahatinin olduğunu düşünüyorum. Bu ülkenin adalet bakanısınız. İnsanların hayatını verdiği, şerefini, haysiyetini emanet ettiği kavram. Bu ağır yükü, günahları nasıl taşıyacaksınız anlayamıyorum. Yasak istenen davasına bakan hakim sıra dışı şekilde görevden alınıyor, adalet bakanından çıt çıkmıyor. Ekrem İmamoğlu'na ceza vermek için yarışan savcı ve hakim bana yasada olmayan maddeden ceza veriyor, hapis cezasını bile doğru hesaplayamıyor. Sizin bu konuda söyleyeceğini tek bir kelime bile yok. Yargıtayda bile ahmak ifadesiyle bir içtihat kararı yokken nasıl oluyor da kamu görevlisine 2 yıl 7 ay 15 gün hapis kararı çıkıyor? Şunu sor, Türkiye hukuk tarihinde hakaret nedeniyle 2 yıl 7 buçuk ay hapis cezası alan bir kamu görevlisi var mı? Bana siyasi yasak verileceğini önceden bilip adalet bakanı olarak AK Parti Genel Başkanı ve yöneticileriyle toplantıya katıldığın iddiasını hala yalanlayamadın. Yine sessiz ve suskunsun. Bir adalet bakanında adaletin kırıntısı dahi olsa böyle davranmazdı" diye konuştu.  Ekrem İmamoğlu, "Mersin'de, Adana'da, Ankara'da her yerde anlatacağım. Eğer tarihi bir hata yaparak beni ve yöneticilerimi suçlamaya çalışıp, İstanbulluların kul hakkına çökmeye kalkarsanız, karşınızda bir kavga-çatışma değil milyonlarca insanın vicdanının gücünü göreceksiniz. Biz sizin gibi kavgaya dövüşe, kutuplaşmaya ve ayrımcılığa destek vermeyeceğiz. Milletimiz kazanacak, vesayetçiler kaybedecek. Oysa milletimiz Saraçhane'den yükselen adalet, hukuk ve demokrasi sesini Anadolu'nun her yerinde duymuş olacaklar. Bize düşen bütün Türkiye'de milletimizle beraber adalet ve demokrasi bayrağını dalgalandırmaktır. O yüzden, gökkubbenin başınıza nasıl büyük bir gürültü ile çökeceğini merak ediyorsanız, sabırsızlanmayın az kaldı seçim gecesi gökkubbenin başınıza nasıl yıkıldığını size net olarak bu değerli ittifak gösterecek" ifadelerini kullandı. (DHA)