Her kafadan çıkan seslerin yıprattığı, her açıklamanın şaşkınlıkla karşılandığı ve kazanmayı unutan Beşiktaş'ın kendi sahasında Fenerbahçe karşısında şansı yok derken, siyah beyazlılar üç puanı almasını bildi.

Takım içinde yaşanan olumsuzluklara ses çıkarmadığını belirttiğimiz Serdar Topraktepe'nin görevi devraldıktan sonra yaptığı hamlelerin meyvesi derbide alınırken, camianın içine düştüğü duruma bakınca da ahlar vahlar çekmeden insan yapamıyor.

Son iki maçta yokları oynayan Rasciha'ya nasıl tahammül ettiğini sorgularken Serdar Hoca'nın Alex değişikliğini yapmasıyla oyunun seyri tamamen değişti.

Maçın hakeminin adalet dağıtmak yerine, "bir gözüm kör, bir kulağım sağır" anlayışı ile maçı yönetmesi ile Fenerbahçe'de Emirhan'ın yüzüne vurmaktan oyun oynamayan Djiku maçı bitirebildi.

Serdar hoca'nın rakibi iyi analiz etmesiyle orta sahayı güçlü tutmaya çalışması çok doğru bir tercihti.

Günlerdir yapılan açıklamalarla kendini aklamaya çalışanların faydadan çok zarar verdiği Beşiktaş, üzerindeki ölü toprağını attı desek, yanlış olmaz.

Oyuncuların özgüvenlerini kazanması gelecek maçlar için büyük avantaj olduğu gibi rakipler için de endişe oluşturacaktır.

Camiada artık birlik zamanı ilan edilmeli ve fayda sağlamayacak her söylemden kaçınılmalıdır. Aksi halde Beşiktaş için düşmanı dışarıda aramaya gerek yoktur.

Gedson'un gördüğü ikinci sarı karttaki gibi isyan eden oyuncu olmalı. Hakemin verdiği karara Emirhan gibi isyan edecek oyuncu lazım. Hakemin veya rakibinin baskısı ile boğuşan arkadaşını sahiplenen Tayyip Talha gibi oyuncu lazım.

İşin açığı birilerinin seçilirken söz verdiği ama bu uğurda hiçbir şey yapmadan gittiği kaybetmeyi kabullenmeyen ve asla vazgeçmeyen Beşiktaş için bir şey yapmak isteyen kim varsa sonsuz destek alır, aksi halde yine aynı birileri gibi silinir gider!