Peygamber Efendimiz (sav) her fırsatta ümmetini bilgilendirir, dünyanın geçici bir meta olduğunu, aslolanın ebedi bir hayat olduğunu, ahiret yurdunun bizleri beklediğini anlatırdı.

Yine bir gün, Sahabesi ile beraber sohbet ederken, mübarek eline iki çakıl taşı aldı ve bunlardan birini yakına, diğerini uzağa attı.

“Bu neyi temsil ediyor, biliyor musunuz?” dedi.

Sahabeler, “Allah ve Resulü daha iyi bilir” dediler.

Peygamberimiz (sav) “Şu uzağa düşen emel, şu yakına düşen de eceldir” buyurdular. (Tirmizi, Emsal, 7)

Değerli okurlarım...

Hadisten de anlaşılacağı üzere,  insanoğlunun emeli kendisine bu kadar uzakken halâ emellerinin gerçekleşmesi için çalışır durur.

O emellerin asla tükenmeyeceğini, sonunun gelmeyeceğini, nefsin ölmeyeceğini unutur!

Eceli kendisine daha yakın olmasına rağmen ecel için pek fazla çaba sarf etmez!

Bizler emelimizi ecele doğru yönlendirmedikten sonra ne bu dünyamız nede ahretimiz mamur olur!

Unutmamalıyız ki "yerin altı" hikâyesi yarım kalan insanlarla dolu!

Bu dünyaya gelen her kişinin mutlaka bir emeli olmalı. Bu doğru.

Ama bu emel ne olmalı? Neye göre olmalı?

Acaba, çok para kazanmak, yat, kat, araba, makam ve mevki sahibi olmak mı?

Yoksa Allah’ın rızasını kazanma yolunda çalışmak mı?

Bizler Allah’ın rızası doğrultusunda çalışmaya başlayalım, ahiret nasibimizi unutmayalım, uhrevi hayat için azık edinme endişesi yaşayalım, inanın Rabbim önümüzü açar ve bizlere zenginlik nasip eder!

Ama dünyada, ama ahirette...

Allah bizlere dünyada vermezse dahi, iman varsa vallahi mutlu oluruz! Nasibimizin esas yurda kaldığını bilirsek bu umut dahi bizi mutlu etmeye yeter! 

İmani zenginlikler bizleri Allah’a ulaştırır.

Dostlar...

Dinimiz "bir toplum kendi durumunu düzeltmedikçe Allah onların durumunu düzeltmez" der!

Biz Allah'ın dinine yardım etmedikçe o da bize yardım etmez!

Neden mi?

Bunca iletişim araçları, yazarlar, çizerler eğitimciler, basın, görsel medya o kadar imkânlara sahip ki, herkes üzerine düşen görevi yapsa, epeyce bir yol alınır kanaatimce...

Kötüleri ihya etmek için herkes seferber olmalı. Maruf olanı yaymak, münker olandan sakındırmak dinimizin emri değil mi?

İslam dışı bidatlere, Avrupai hayat tarzına, batıl anlayış ve inanışlara verdiğimiz değer ile kutsiyeti İslam'ın gerçek şiarlarına veriyor muyuz?

Neden bunca uyuşturucu tüketiliyor? Neden bunca zina oluyor? Neden içki tüketimi ortaokullara kadar indi? 

Neden erkek olsun, kadın olsun Rabbimiz'in hoşuna gitmeyen işlerle meşgulüz?

Neden dünyaya bunca dalıp ahiret hayatımızı zayi ediyoruz?

Neden çocuklarımızın bir yanlışını gördüğümüzde onları uyarmaktan kaçınıyoruz.

Neden onları Allah'a kulluğa değil de dünyaya bu kadar hazırlıyoruz?

Aklıma gelen daha onlarca neden sorusu var köşeme sığdıramadığım...

Sonuç olarak emel ve ecel ilişkisini tekrar gözden geçirmeliyiz, diyor, sizleri Alemlerin Malikine emanet ediyorum!

Hz. Yakup a.s misali...