Bölgeden, özellikle Katar'dan Batı ülkelerine yoğun fosil yakıt ticareti, özelde de LNG ihracatı yapılıyor. Kızıldeniz üzerinden Süveyş Kanalı kullanılarak Akdeniz'e ulaşılan rota, navlun maliyetleri ve süreleri açısından en ekonomik alternatifi oluşturuyor.
Bölgede Husilerin İsrail ve ABD'ye ait ya da bu ülkelere ticari amaçla seyahat eden gemilere saldırıları ise birçok ülkeye ve taşıma şirketine ait gemilerin bu rotayı kullanmaktan vazgeçmesine neden oluyor.
Uluslararası gemicilik takip sitelerinin verilerinden derlenen bilgilere göre, bu hafta başı itibarıyla Katar'a ait en az 3 LNG gemisi Umman açıklarında plansız durakladı. Bu ülkeye ait Al Ghariya, Al Huwaila ve Al Nuaman LNG tankerlerinin pozisyonlarının sabit olduğu görüldü.
Katar'a ait Al Rekayyat isimli bir diğer LNG gemisinin de Kızıldeniz'in ortasında durakladığı ve 10 Ocak'tan bu yana konumunu güncellemediği anlaşıldı.
Son haftalarda birçok LNG tankeri, Kızıldeniz rotasını kullanmaktan kaçınmaya ve Ümit Burnu'nun etrafından dolaşmaya başlamıştı
Kızıldeniz-Süveyş Kanalı rotası en düşük maliyetli seçenek
Dünyanın en büyük petrokimya piyasası bilgi sağlayıcısı ICIS'te LNG piyasası analisti olarak çalışan Alex Froley, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Katar'ın LNG yüklerini Avrupa bölgesine Süveyş Kanalı yerine Afrika'nın etrafından dolaşarak göndermesi halinde yolculuk sürelerinin iki kattan fazla artabileceğini söyledi.
Froley, Katar'dan yola çıkan bir LNG tankerinin Afrika'yı dolaşarak Türkiye ve Avrupa'ya ulaşmasının yaklaşık 29 gün sürdüğünü belirterek, "Bu, Süveyş Kanalı aracılığıyla gerçekleşmesi halinde 12 günde tamamlanıyor. Bu da olası gecikmeler ve Katar'ın tüm teslimatlarını karşılayabilmek için daha fazla gemi bulması gerekebileceği anlamına geliyor ki bu da maliyetlerin artması demek." ifadesini kullandı.
"LNG savunmasız bir kaynak mı?" sorusuna Froley, "Kilit ticaret rotalarındaki kesintilere karşı savunmasız olabilir. Örneğin kuraklığın suyu azaltması nedeniyle Panama Kanalı'nı kullanmak zorlaşıyor ve şimdi Süveyş Kanalı da kesintiye uğruyor. Bununla birlikte kesintiler uzun sürerse aslında LNG'nin taşıdığı esneklik de kendini ortaya koyacaktır. Özellikle boru hattı gazından kesinlikle daha esnek." yanıtını verdi.
Froley, Japonya'nın 2011'de Fukushima'nın ardından nükleer santrallerini kapattığına ve LNG'ye yöneldiğine dikkati çekti.
Avrupa'nın da Rusya'dan boru hatları aracılığıyla doğal gaz almayı bıraktıktan sonra daha fazla LNG aldığına işaret eden Froley, "Dolayısıyla orta ve uzun vadede rotalar yeniden belirlenebilir ve gemiler yeni rotalar izlemeye başlayabilir." dedi.
Froley, normalde her ay yaklaşık 30 ila 40 LNG kargosunun Kızıldeniz-Süveyş Kanalı'ndan geçtiğini söyledi.
Kızıldeniz'deki durum
İran'ın desteklediği Yemen'deki Husiler, İsrail'in Gazze'deki saldırılarına tepki gerekçesiyle 31 Ekim'de Yemen açıklarında İsrailli şirketlere bağlı olduğunu söyledikleri ticari gemilere el koymaya, bazılarına da dron ve füzelerle saldırılar düzenlemeye başladı.
ABD güçleri bu süreçte birçok kez Yemen'den atılan füze ve kamikaze dronları düşürdüğünü duyurdu.
Husilerin eylemlerinin ardından çok sayıda gemicilik şirketi, Kızıldeniz'deki seferlerini durdurma kararı aldı.
ABD, küresel deniz ticareti güvenliğinin tehlikeye girdiği gerekçesiyle 18 Aralık'ta bir grup ülkenin katılımıyla Husi güçlere karşı "Refah Muhafızı Operasyonu" adında çok uluslu "deniz görev gücü" oluşturulduğunu açıkladı.
Kızıldeniz'de 31 Aralık'ta İsrail ile bağlantılı gemiyi ele geçirmeye çalışan Husilere ait 3 sürat teknesi, ABD helikopterleri tarafından ateş altına alındı.
Husiler, 10 Ocak'ta da İsrail'e destek olduğu gerekçesiyle Kızıldeniz'de ABD'ye ait bir geminin füze ve kamikaze dronlarla hedef alındığını duyurdu.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 11 Ocak'ta ABD ve Japonya tarafından sunulan, Husilerin Kızıldeniz'deki saldırılarının acilen sonlandırılmasının talep edildiği kararı kabul etti.
Küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12'si Akdeniz'i Kızıldeniz'e bağlayarak Avrupa ile Asya arasındaki en kısa rotayı sunan Süveyş Kanalı üzerinden yapılıyor.