DENİZLİ - Göbeklitepe Bilim Kurulu Üyesi ve Karahantepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, Göbeklitepe'deki yerleşik yaşamın, bugünkü toplum düzeninin temellerinin atıldığı süreci ifade ettiğini belirtip, "İlk kez insanların aynı noktada yıl boyu yaşadıkları yerlerden biri" dedi.

Prof. Dr. Karul, Denizli'de düzenlenen 42'nci Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu'nda İnsanlık tarihinin 12 bin yıl öncesine ışık tutan Göbeklitepe'deki 2021 yılına ait kazılarla ilgili sunum yaptı.

Burada DHA'ya açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Karul, Şanlıurfa'daki Göbeklitepe'nin genel anlamıyla insanların yerleşik yaşama başladığı yerlerden biri olduğunu söyledi. Göbeklitepe'de yapılan kazıların insanlık tarihinde daha öncesinde bilinmeyen birtakım şeyleri ortaya çıktığı yerlerden biri de olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Karul, "Göbeklitepe'de ortaya çıkan kalıntıların anıtsallığı sembolik değerlerin yüksek olmasındandır. Haliyle bu durum da daha fazla ilgi çekmesini sağlayan unsurların başında geliyor. Genel anlamıyla Göbeklitepe, insanların yerleşik yaşama başladığı yerlerden biri. Bugünden baktığımızda yerleşik yaşam, bugünkü toplum düzenimizin temellerinin atıldığı süreci ifade ediyor. İlk kez insanların aynı noktada yıl boyu yaşadıkları yerlerden biri" diye konuştu. 



'YERLEŞİKLİĞİN NEDENİ TARIM VE HAYVANCILIK DEĞİL'

Göbeklitepe'de elde edilen verilerin, tarım ve hayvancılığın yerleşikliğin bir nedeni değil sonucu olduğunu ortaya koyduğunu söyleyen Prof. Dr. Karul şöyle devam etti:

"Burada karşılaşılan toplum, bütün algının ötesinde, avcı ve toplayıcıların bugünkü modern bakış açımızla çok da fazla örtüşmeyen şekilde; çok gelişgin bir kültür, çok karmaşık bir toplumsal yapıya sahip olduklarını ve sembolik yönleri çok güçlü ritüellere sahip olduklarını gösteriyor. Böyle bakıldığında Göbeklitepe hak ettiği ilgiliyi toplumun genelinde buluyor. Bu durum Taş Tepeler Projesi'yle biraz daha farklı boyut kazanacak. Çünkü Göbeklitepe şu ana kadar bu döneme ilişkin bilinen tek yerdi. Daha doğrusu anıtsal yönleriyle bilinen tek yerdi. Ama yüzey araştırmalarında daha fazla yerin olduğunu biliyorduk. Bunlarda da arkeolojik kazılar başladı. Toplamda bölgede 8 arkeolojik kazı yürütülüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu bakımdan bu yönüyle bir ilke imza atmış oldu. Aynı hedefler doğrultusunda bir araya gelen birçok ekibi dar bir alan sayılabilecek Şanlıurfa da bir araya getirdi. Bu sayede biz kısa bir süre içinde Göbeklitepe'den bildiklerimizden daha fazlasına erişebileceğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz." 

'KAZILAR ONLARCA YIL SÜREBİLİR'

Karul, Göbeklitepe'de kazıların uzun yıllar süreceğinin altını çizerek, "Bölgede yapılan kazılarda dönemin insanının doğayla ilişkisini, bugünkü insandan yaşam biçimi olarak farkını anlama şansı bulacağız. Sonuç olarak Paleotik Çağ'ın ardından yeni bir toplumsal inşa süreci yaşanıyor. Bu inşa sürecinin de en iyi izlerini başta Göbeklitepe olmak üzere Harran Ovası etrafındaki bu yerleşmelerde görüyoruz. Göbeklitepe oldukça büyük bir yer. Şu ana kadar kazı yapılan alan, tüm alanın yüzde 10'u bile değil. Yerleşim yerleri dikeyde dolgu içinde, yani bir binayı kazdığında altında başkasının olmadığı anlamına gelmez. Böyle bakıldığında iş gücünü hesaplamak mümkün ama ne kadar süreceğini hesaplamak mümkün değil onlarca yıl sürebilir. Yeni veriler elde edilebilir. 'Bütün her yeri bir anda kazalım. Höyüklerin kazı işleri tamamlayalım' diye amacımız yok. Bilim sürekli gelişen ve değişen bir alan. Bazı alanların rezerv olarak korunması son derece önemlidir. Ama bu birçok kuşağın burada uzun vadede çalışacağı, toplumun da bu alandan onlarca yıl boyunca besleneceği anlamına geliyor" ifadelerini kullandı.