İSTANBUL - Hayata geçirdiği projelerle binlerce kadının hayatına dokunan yerinde üretmeyi ve tüketmeyi odağına alan Sosyal Gastronomi Şefi Ebru Baybara Demir’in imzasını taşıyan Mardin’in masalsı dünyasından yola çıkarak tasarlanan Zamarot 1890 kasım ayında kapılarını açıyor. Sıfır atık ekosistemine sahip, 6’ncı duyu ve deneyim restoranı olan Zamarot 1890’da gastronomide kooperatif modeli uygulandı. 170 çiftçiye istihdam sağlayan restoran gastronomi meraklılarını Mardin’e davet ediyor.


 

Tasarım ve uygulamasını 89 mimarlık şirketinin üstlendiği Sosyal Gastronomi Şefi Ebru Baybara Demir’in imzasını taşıyan Zamarot 1890’ın İstanbul lansmanı yapıldı. Göztepe’deki tarihi bir köşkte ‘Gastronomide Geleceğin Tasarımları’ buluşmasında gerçekleşen lansmana Cüneyt Asan, Dilara Koçak, Adnan Şahin, Rıza Sönmez, Türev Uludağ, İbrahim Demir, Murat Güllü, Ufuk Tarhan, AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, geçmiş dönem Arnavutluk Tiran Büyükelçisi Ahmet Murat Yörük, gibi gastronomi, sanat, siyaset ve iş dünyasından birçok davetli katıldı.


 

Ebru Baybara Demir’in Cercis Murat Konağı sunum seremonisiyle başlayan renkli buluşmada konuklar Bedri Ayseli ve Mardin Fasıl Ekibi ve sonrasında DJ Hakan Görür’ün müzikleriyle keyifli saatler geçirdi.


 

Mardin’in büyülü topraklarında hayatı yeniden şekillenen Sosyal Gastronomi Şefi Ebru Baybara Demir, “23 yıldır Mardin’de yaşıyorum, turizm için gittim, bölgenin kadınlarıyla işini kurup kaldım” dedi. Şehrin ekonomisini turizme yönelttiklerine dikkat çeken Demir, yerel kalkınmanın ne kadar önemli olduğunu vurgulayarak Zamarot 1890 projesinin önemini dile getirdi.


 

YERİNDE ÜRETMEK, YERİNDE TÜKETMEK VE YERİNDE TÜKETMEYE DAVET ETMEK


 

Çiftçinin yerinde üretmesini ve para kazanmasını hedeflediklerini aktaran Demir, “Özellikle pandemi ile yerelleşmenin ne kadar önemli olduğunu, küresel gıda ve lojistik sistemlerinin kırılganlığını gördük. Dolayısıyla yerinde üretmek, yerinde tüketmek ve yerinde tüketmeye davet etmenin önemli olduğunu düşünüyoruz. Mardin tarım şehri ve birçok çiftçi ile çalışıyoruz. 2018 yılında hayata geçirdiğimiz Topraktan Tabağa Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, 19 gönüllüyle kuruldu. Burada amacımız çiftçinin pazara ulaşmasını, iyi ve yerinde üretmesini sağlamak. Çiftçi yerinde para kazansın istiyoruz. Kooperatif 48 çalışanıyla Türkiye’nin en önemli sosyal kooperatiflerinden birisi oldu” dedi.


 

RESTORAN DERİK ZEYTİNLERİNDEN İLHAM ALINARAK TASARLANDI


 

Türkiye için projenin çok önemli olduğunu belirten Demir, “170 çiftçimizle sabun üretiyoruz. Bir gün bize yurt dışından sabun talebi geldi. O sabun talebini yerine getirmek için özel bir mekana ihtiyacımız vardı. Aslında Zamarot onun için hazırlanmış bir mekandı. Sonra mekanın büyüsüne kapıldı. Gastronomide insanlara Türkiye ve dünya mutfağını anlatmak için başka yerlere gitmeye gerek yok yerinde çok iyi kurgulamak gerektiğini düşündük. Sonra mimarlık ofisiyle bir araya geldik, bize destek verdiler. Bir mekan tasarladık, Avrupa’nın ilk atıksız restoranını yaptık. Mardin’e geldiğiniz zaman geleneksel yemekleri görmüyorsunuz biz artık ürün tanıtıyoruz. 170 çiftçimizin ürünü burada yemek oluyor. Zamarot tasarlanırken Derik zeytinlerinden ilham aldık. Restorana zeytin geliyor, yağ oluyor. İyisiyle yemek hazırlanıyor, geri kalanları aynı yerde sabun oluyor. Restorana gelen misafirlerimiz kurduğumuz sahnenin etrafında bunu seyredebilecek. İnsanların Mardin’e seyahat etmesini gerektirecek bir proje hazırladık” diye konuştu.


 

“1890 TARİHLİ BİNA RESTORE EDİLDİ VE KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞDU”


 

Restoranın isminin hikayesini anlatan Demir, “Pandemiyle evlerde çok kaldık insanlarda mekan olgusu gelişti. Genelde biz Türkler, yemeğimizi manzaralı bir yerde oturup yeriz. Manzaradan ziyade müşterinin yemekle ilişkisini kurabilecek mekan olgusu çok önemli. Burada bu sistemi kurgulayarak bir mekan ve mekanı yemekle bütünleştirecek bir tasarım ön plana çıktı. O yüzden altınca his, altıncı duyu olarak tasarımla karşımıza çıkıyor. Zamarot zümrüt demek, küllerinden yeniden doğan anlamına geliyor. 1890 tarihli aileme ait bir binaydı restore edildi ve küllerinden yeniden doğdu. Ülkemi çok seviyorum. Yapmış olduğum işleri çok seviyorum. İnsanların hayatına dokunup başardıkça motivasyonum yükseliyor. Hedefim daha çok insanın hayatına dokunmak” ifadelerini kullandı.


 

ÇETİN: RESTORANDA BÜYÜK ŞÖLEN MASALARI KURDUK, YERİNDE GÖRMEK LAZIM


 

89 Mimarlık’ın kurucusu mimar Ayşe Çetin de “Ebru ile bir önceki sene bu ofisin bahçesinde yılbaşı davetinde tanıştık. Mardin’deki projesinden bahsetti, oraya gittim ve gördüğüm binaya hayran kaldım. Binanın içinde su kuyuları bulunuyor, fazlasıyla nişler var. Kuzey ışığını içeriye şahane alıyor. Mardin’in masalsı dünyasını binanın içinde tasarlamaya çalıştık. 12 bin yıllık geçmişi olan bir şehrin birçok geleneğinin, inanışının, kültürünün bir arada yaşatılmasıyla bize açtığı kapılar büyük şölen masaları kurmamızı sağladı. Nuh tufanı sonrası güvercinin ağzında gelen zeytin dalıyla masaları süslemeye karar verdik. Hem bilgeliği hem yeniden doğuşu simgeleyen zeytin ağaçlarıyla mekanı bezemek istedik. Masalsı dünyayı yüksek büyük uçuşan perdelerle içeriye yansıttık. Aslına bakarsanız kapıları aralayıp Mardin’in gökyüzünü içeriye aldık. Güvercinlerle de mekanı aydınlattık. Tamamı hikayeden oluşan içeriye girdiğiniz zaman sizi bambaşka bir dünyaya götüren nerede olduğunuzu belki de unutturacak bizim çok sevdiğimiz bir mekan ortaya çıktı. Mutlaka yerinde deneyimlemek ve görmek lazım” dedi.


 

ÇANKIRI: MARDİN TURİZMİNE BÜYÜK BİR KATKI SAĞLAYACAKTIR


 

AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı ise 2016 yılında Mardin Milletvekili olduğu dönem kadınlara istihdam sağlamak için Ebru Baybara Demir ile kooperatif kurmaya karar verdiklerini söyledi. Çankırı, “Kooperatiften sonra bugün buralara geldik. Yerel ürünlerle üreticiyle nihai tüketiciyi buluşturacak bir restoran kurduk. Deneyimlerle hem tatları bir araya getirecek hem de şehrimizin gastronomi turizmine katkıda bulunacak bir proje oldu. Projenin bileşenlerine teşekkür ediyorum. Bizler de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bize verdiği yetkiyle onların siyasi olarak nerede önlerine engel çıkıyorsa onları aşmakla yükümlüydük. Çok güzel bir organizasyon oldu. İnşallah kasım ayında da açılışı gerçekleşecek tamamen kendi içerisinde döngüsünü tamamlayacak olan bir restorana sahip olacağız. Bu da Mardin turizmine büyük bir katkı sağlayacaktır” diye konuştu.


 

YÖRÜK: YURT DIŞINDA ÜLKEMİZİN MUTFAĞININ TANITILMASI İÇİN PROJELERDE ÇALIŞTIK


 

Böyle bir etkinliğe davet edilmekten memnuniyet duyduğunu belirten geçmiş dönem Arnavutluk Tiran Büyükelçisi Ahmet Murat Yörük de Ebru Baybara Demir’in Arnavutluk’taki kadınlara Türk mutfağının yemeklerini öğrettiğini söyledi. Yörük, “Ebru Hanımla 2017 yılında tanıştık. Bu tanışıklığımız aile dostluğuna dönüştü. Yurt dışında özellikle gastrodiplomasi alanında ülkemizin mutfağının tanıtılması konusunda Ebru Hanımla belirli projelerde yakın bir şekilde çalıştık. Zamarot 1890’da Ebru Hanımın başarılı çalışmalarının son halkasını teşkil edecek“ ifadelerini kullandı.