Haber: Damla Oya Erman

Science Advances dergisinde yayımlanan çalışma, Neandertallerin, taş aletlerini bir arada tutan karmaşık bir yapıştırıcı kullandığına dair kanıtlar buldu.

Çalışmanın yazarlarına göre, bulgular Avrupa'da kompleks bir yapıştırıcının en erken kanıtlarını sunmakta ve Neandertallerin daha önce düşünüldüğünden daha yüksek bir bilişsel seviyeye ve kültürel gelişime sahip olduklarını göstermektedir.

New York Üniversitesi İnsan Kökenleri Araştırma Merkezi'nden yardımcı profesör Radu Iovita, "Bu şaşırtıcı derecede iyi korunmuş araçlar, Afrika'da erken modern insanlar tarafından yapılan araç örneklerine genel olarak benzer bir teknik çözüm sunuyor, ancak tam reçete, bir Neandertal 'dönmesi' yansıtıyor, yani elde taşlanmış aletler için kavrama üretimi" dedi.

Ressam Haluk Akakce ile ilgili Naz Elmas’a özel açıklamalar Ressam Haluk Akakce ile ilgili Naz Elmas’a özel açıklamalar

Çalışmayı, Tübingen Üniversitesi'nin Erken Tarih Öncesi ve Kuvaterner Ekoloji bölümünden Patrick Schmidt ve Berlin Ulusal Müzeleri'nin Prehistorya ve Erken Tarih Müzesi'nden Ewa Dutkiewicz liderliğinde yürütüldü. Araştırma, Peyzac-le-Moustier'deki Dordogne, Fransa'daki Le Moustier adlı iki kaya sığınağından oluşan bir arkeolojik sit alanında bulunan nesnelerin incelenmesini içeriyordu.

İncelenen araçlar, 1960'larda keşfedilmelerinden bu yana bireysel olarak sarılmış ve dokunulmamış olarak kaldılar. Çalışma, Orta Paleolitik dönemde, 120.000 ila 40.000 yıl önceye tarihlenen araçlarda çeşitli taş aletlerde bir karışım izi buldu: Oker ve asfalt, doğal bir toprak pigmenti. Araştırmacılar, bu karışımın bir taş aleti yerinde tutmak için yeterince yapışkanlık sağladığını keşfettiler, böylece bir kolu için uygun bir malzeme haline getirildi.

Taş aletler üzerinde yapılan mikroskopik inceleme, Le Moustier'deki araçların yapıştırıcılarının bu şekilde kullanıldığını ortaya koydu. İncelenen taş aletlerdeki kullanım izlerinin mikroskop altında incelenmesi, araçların bir kavrama içindeki hareketinden kaynaklanan okre sürtünmesinin sonucu olduğu şeklinde yorumlandı.

Editör: Ayşegül Bedir AKOSMAN