Geçenlerde bir fotoğrafa takıldım kaldım. Çanakkale fotoğraflarından derlenmiş karelerden bir tanesiydi. On dört, on beş yaşlarında bir ana kuz

Geçenlerde bir fotoğrafa takıldım kaldım. Çanakkale fotoğraflarından derlenmiş karelerden bir tanesiydi.
On dört, on beş yaşlarında bir ana kuzusu. Bıyıkları henüz terlemeye yüz tutmuş. Üstünde kendine büyük gelen asker elbisesi.
Ne yüzünde ölüme gider gibi bir hüzün. Ne de cılız bedeninde gizlenmiş bir korku. Ve karelerde göremediğimiz binlerce küçük kahraman şehitlerimiz.
Bu ülkeyi Türk'ü, Kürt'ü vatan aşkı, onuru, haysiyeti ile yaşadığı topraklarda ana-babası, kardeşi, çocukları hür yaşasın diye canlarını hiçe sayarak kurdular.
Çok canlar verildi, bir arada özgür bir vatanda beraber yaşayalım diye.

Yaşlı nineler.
Bıyıkları terlememiş çocuklar.
Çanakkale'nin yaş özeti. 
Bize vatan bırakmak için.
Bizim için. 
Gözlerini kırpmadan şehadete gittiler.
Allah mekanlarını cennet eylesin. 
İnşallah bizlere haklarını helal ederler. 
Geliyoruz günümüze. 
Halk otobüslerine bakıyoruz.
Yaşlı nineler, bebekli anneler, hamile kadınlar ellerinde poşetleri ayakta durmaya çalışıyorlar. 
Günümüz gençleri. Ellerinde bilmem kaç bin liralık telefon. Kulaklık takıp müzik dinliyorlar. İçimiz acıyor. 
Başkası, 16 yaşında. Kız arkadaşı ile görüşmesine karşı çıkan annesini beyzbol sopasıyla öldürüyor. 
Mafya özentisi başka bir genç. Elinde silah çevreye korku salıyor. Arkasında onu destekleyen onlarca yeni yetme velet. 
Çanakkale şehidimizin Onurlu, başı dik bir halde çekilmiş fotoğrafıyla uzaktan yakından alakası olmayan bir fotoğrafına bakıyorum, mafya özentisi gencin.
Elinde emanet gibi duran bir silah. Öteki elinde 33’lük bir tespih. Dünyayı ben yarattım, ben yıkarım havalarında çekilmiş bir poz.
Büyümüşte küçülmüş bu ağır ağbimizin, Fecebook'ta fotoğraflarının altına yapılan hayranlık dolu mesajlar da mevcut.
O mesajlardan bir kaçını sizler için derledim.
....; Bu can sana helal olsun abim benim.
Ağır ağbimiz; Benim de yanımdaki kardeşlerime canım feda. Unutmayın ki bir mücadele varsa, sizin içindir. Benim yüküm belli can kardeşlerim.
.....; Her alemde ağbimiz gerisi yalan.
.....; Senin üstüne delikanlı tanımam bu alemde.
....; Abi bir yürüyüşüne bir de asaletine hayranım. Bu alemde baba gibi adamsın. Allah nazardan saklasın. 
.....; abi öl de ölelim. Bu can sana kurban olsun.
Ağır ağbimiz; Eyvallah kardeşim.
Her iki resim arasındaki farka vurgu yapmaya gerek yok sanırım. 
O bıyıkları henüz terlememiş çocuk, kimbilir ne hayalleri vardı. Ne olmak istiyordu? Ailesi belki varlıklıydı. Şimdiki gibi değildi: bedellisi yoktu! Vatan aşkı, onuru, haysiyeti yaşadığı topraklarda ana-babası, kardeşi, eşi, ve çocukları hür yaşasın, namusuna, şerefine dokunulmasın diyeydi canını ortaya koyuşu.
Fotoğraftaki o çocuğa ne oldu, bilmiyorum: uğruna canını yok sayan gençlerin, adamların, kadınların emeği ile kurulan ülkede kadınlar üç kuruşluk adamlar tarafından öldürülüyor. 
Kızlar; beş dakikalık haz uğruna iğfal ediliyor, kendilerini teşhis etmesinler diye de öldürülüyor. 
Genç adamlar ise ikiye ayrılıyor.  Ya yandaş olacaksın ya da vandal.
Halk arasındaki siyasi çekişmelerde cabası. Herkes bir siyasi partinin eteğine yapışmış, vatan uğruna çalıştıklarını iddia ediyorlar, bunu da  böbürlene böbürlene anlatıyorlar. Oysa bir çoğunun asıl amacı siyaset'te aktif rol almaktır. 
Bunların en kahredici olanları partinin yönetim kadrosunda olanlar. Seçim zamanları kadın, erkek demeden her fırsatta sarılıp öperler. Yaşça büyüklerin ellerine kene gibi yapışırlar. Ellerinden gelse ayaklarını öpmek isterler ama ah o ayakkabılar olmasa. 
Partinin başkanı namaz kılacaksa ibriği tutarlar. Mümkün olsa seccade olmak isterler. Başkan çağırdığında koşar adımlarla nefes, nefese giderler. Her cümlenin başında ve sonunda emriniz olur başkanım gibi yalak kelimeleri vardır. Ve daha sayamadığım nice garipilikler.
Şimdi başınızı iki elinizin arasına koyun ve düşünün. Kardeşin, kardeşine namlu çevirdiği, nefretin çoğaldığı, sevginin azaldığı ülkemizde, kaç kişi Çanakkale ruhuyla yaşıyor. 
Gençler savaşı rahat koltuklarında bilgisayarda oynadıkları son sürüm savaş oyunu oynamak sanıyorlar. 
O kadar basit, o kadar sıradan. Hatta alaya alacak kadar küstahlaşabiliyorlar. 
"Canımız sıkılıyordu zaten. Ülkeye iyi bir adrenalin şart.
Kızlarda gelirse seve, seve savaşırım giderim.
Savaşta iyi eğleneceğiz panpa" vs gibi zırvalıklarla savaşa meydan okuduklarını düşünüyorlar. 
Düşünsenize!
Ülkemiz olası bir savaşta annelerinin eteğinin altına saklanacak olan böylesi yüzlerce cahile emanet. 
Fazlasını yazmaya gerek yok. Takdir sizin. 
Yazımı sonlandırmadan Türk milletinin huzur ve güvenliği için hayatlarını feda etmekten çekinmeyen aziz şehitlerimizi minnet ve saygıyla anıyorum .