İSTANBUL

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceliklerinin, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin (AB) temsil ettiği çağdaş değerlere kavuşması olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, Renaissance Bosphorus Otel'de düzenlenen ve onur konuğu olarak katıldığı 5. İstanbul Forumu'nun açılışında yaptığı konuşmada, bu organizasyonu düzenleyen Stratejik İletişim Merkezi (STRATİM ) ile destek veren Mercator Vakfı ve AB Delegasyonu'na teşekkür etti.

Türkiye'nin, Ortadoğu'nun ve dünyanın zor bir dönemden geçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin, istikrarına ve toplumsal barışına yönelik tehditlerle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Toplumun büyük bir kesiminin aile ve ülkenin geleceğine ilişkin büyük kaygılar taşıdığını ileri süren Kılıçdaroğlu, CHP'nin hedefinde çağdaş uygarlık bulunduğunu belirtti.

CHP'nin Avrupa'nın en eski partilerinden biri olduğunu ve iktidar oldukları dönemlerde Türkiye'de büyük devrimler ve reformlar yaptıklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"1963 yılında Ankara Anlaşması'na imza atarak Türkiye'nin AB sürecini başlatan CHP olarak yolumuza devam ettik. Biz tarihteki hataları tekrar etme meraklısı değiliz. Hiç kimsenin boş hayaller ve hamasi hislerle bir ülkenin geleceğini tehlikeye atma hakkı yoktur. Hepimiz akıl ve mantıkla hareket etmek zorundayız. Partimizin önceliği ülkemizin AB'nin temsil ettiği çağdaş değerlere kavuşmasıdır."

Türkiye'nin dış politikasını eleştiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin AB üyelik talebi, özgürlük ve demokrasi peşindeki Arap kitleler tarafından da yakından takip ediliyor, bu sayede siyasi ve ekonomik alanda reformlar yapılıyordu. Ancak, özellikle 2011'den sonra bu adımlar tümüyle tersine döndü. AKP, yeni Osmanlıcılık adı altında 20. yüzyılın çökmüş bir hareketi yeniden ambalajlayarak uygulamaya koymaya çalışıyor. Bu durum hem Arap ülkelerinde farklı bir tepkiyle karşılandı hem de Türkiye gittikçe tarihsel ittifaklarından uzaklaştı."

Türkiye'nin Suriye'nin "içişlerine daha fazla müdahalede bulunmasının", İran, Rusya ve Çin'den oluşan bir karşı bloğun şekillenmesine yol açtığını da ileri süren Kılıçdaroğlu, "Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin El Nusra ve IŞİD'e destek verdiği ve bu süreçte Körfez ülkelerinin kaynaklarının kullanıldığı uluslararası toplumda yaygın bir kanı olarak önümüzde duruyor. Bu durum, sadece Suriye'de değil Irak ve elbette İran ve Rusya'da da ciddi bir rahatsızlık yarattı" değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye'nin güneyi Peşaver'i andırıyor"

"Türkiye'nin güneyinin Pakistan'ın Peşaver'ini andırdığını" iddia eden Kılıçdaroğlu, sorunların doğru teşhis edilememesi halinde bütün demokrasilerin terör tehdidinin karşılaşacaklarını kaydetti. Türkiye'de Selefi, radikal ideolojiye mensuplarının uyur pozisyonda olduğu ve bu durumu ülke için "ciddi, açık ve yakın bir tehdit" olarak tanımladı.

Bu tehdidin görmezden gelinerek, halının altına süpürülemeyeceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin uluslararası teröre karşı açık, berrak ve net olmasını istedi.

"Özgürlük ve güvenlik birbiriyle çelişen iki değer değildir"

"Hem özgürlükleri korumak hem de toplumsal güvenliği sağlamak mümkündür" diyen Kemal Kılıçdaroğlu, özgürlük ve güvenliğin birbiriyle çelişen değerler olmadığını belirtti.

Özgürlüğe düşman zihniyet ile mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Özgürlükten kaynaklanan sorunlar ne kadar büyük olursa olsun baskı ortamının yarattığı sahte güvenlikten daha tehlikeli değildir. Mücadele etmemiz gereken şey, özgürlük değil özgürlüğe düşman olan zihniyettir. İstediğimiz şey, demokrasiyi demokrasi düşmanlarına karşı da korumaktır" dedi.

"Suriye politikası değişmeli"

Türkiye'nin Ortadoğu'da tüm dinler ve mezheplere eşit mesafede duran bir politika izlemesi gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Türkiye, bölge istikrarına bu öncelikli politikayla ancak katkıda bulunabilir. Bu bağlamda Türkiye'nin Suriye politikası mutlaka değişmelidir. Yabancı savaşçıların geçiş güzergahı da Türkiye olmamalıdır. Türkiye gerekli önlemleri almak zorundadır. Öte yandan Türkiye, İran, ve Sudi Arabistan gibi bölgesel güçler Irak ve Suriye'ye müdahalelerini mezhep endeksli değil tüm halkların iyiliğine olacak yardımlarla sınırlamalıdırlar" dedi.

İstanbul'da 2 gün sürecek forumda Türkiye'nin dış politikası, Ortadoğu, Avrupa Birliği politikaları ele alınacak.

AA