ÇANKIRI - Kent merkezine 20 kilometre uzaklıktaki Hititler döneminden kalan, yerin 150 metre altındaki 5 bin yıllık tuz mağarasında üretim çalışmaları özel bir firma tarafından sürdürülüyor. Kente gelen çok sayıda yerli ve yabancı turistin de ziyaret ettiği mağarada, günlük yaklaşık 1500 ton üretim gerçekleşiyor. Mağaradan çıkarılan kaya tuzu, fabrikada işlenerek yurt içi ve yurt dışında kullanımı için gönderiliyor. Doç. Dr. Hüdayi Ercoşkun, Çankırı kaya tuzunun diğer tuzlardan farklarını anlattı. Ercoşkun, "Çankırı kaya tuzu saflığı açısından dikkat çekmekte. Tuzlar, kaynağına bağlı olarak değişik kirlilik içerebilmekte. Deniz ne kadar kirliyse, denizden üretilen tuzlar da o kadar ağır metal, mikroplastikler yoğun olmakta. Ancak kaya tuzları, milyonlarca yıl öncesinden oluştuğu için zaman içinde denizin kirlenmesinden kaynaklanan kirlilikleri içermemekte" dedi.

'ÜLKEMİZDE GÜNLÜK 13-14 GRAM TUZ TÜKETİLİYOR'

Türkiye'de, günlük tüketilen tuz miktarının çok fazla olduğunu aktaran Ercoşkun, "Dünya Sağlık Örgütü, 2000’li yıllarda günlük tüketilmesi önerilen maksimum sodyum miktarını 2.3 gram olarak belirlemiştir. Bu da yaklaşık 5 gram tuza tekabül etmekte. O tarihlerden bugüne dünyada tuz azaltma programlarıyla, tüketilen tuzun azaltılması yoluna gidilmekte. Ülkemizde bugün günlük yaklaşık 13-14 gram tuz tüketildiği bildirilmekte. 2010 yılında bu rakam 18 gramdı. Ülkemizde yürütülen çalışmalarla birlikte ciddi oranda tuz tüketimi azalmıştır" diye konuştu.  

Ercoşkun, aşırı tuz tüketiminin neden olduğu hastalıklardan bahsederek, "Aşırı tuz tüketiminin başlıcası kardiyovasküler hastalıklar. 2019 yılında ölüm istatistiklerine baktığımızda Türkiye'de her yüz ölümden 39'u tuzun neden olduğu kardiyovasküler rahatsızlıklardan olmaktadır. Bu Çankırı'da ve İç Anadolu'da daha yüksektir. Çankırı'da yüzde 43 oranında kardiyovasküler hastalıklardan vefat söz konusu. Aşırı tuz kullanımının ilk vurduğu organ böbrektir. Aşırı tuz tüketimi ile birlikte böbrekteki seçici geçirgenlik ortadan kalkmakta ve buna bağlı olarak da vücudumuz, atmamamız gereken mineralleri de böbreklerimizle birlikte atmaktadır. Bunun sonucu olarak da kemik erimesi gibi rahatsızlıklar karşımıza çıkabilmekte. Su kaybı, mide kanserleri, sindirim sistemi rahatsızlıkları da aşırı tuz tüketimine bağlı olarak ortaya çıkabilmekte" ifadesini kullandı.  

Kaliteli tuz kullanımını öneren Ercoşkun, "Mümkün olduğunca az tuz kullanmalıyız ki sağlığımızı uzun süre muhafaza edebilelim. Bununla birlikte kullanacağımız tuzun her türlü kirleticiden, zehirden uzak olması gerekmekte. belirli bölgelerin temiz kaya tuzları ve rafine edilmiş tuzları önerilebilir.  Çankırı kaya tuzunda metal kirliliği bulunmadığından dolayı kullanım için önerilebilecek bir tuzdur" dedi.