Türkiye'de her 7 kadından birinde görülen Polikistik Over Sendromu (PKOS-PCOS), kanser, obezite, depresyon, diyabet gibi önemli hastalıkları da beraberinde getirebiliyor. Diğer ülkelere göre Türkiye'de daha sık görülen ve yumurtalıklarda birden fazla kistin bulunması anlamına gelen 'polikistik over' ile tanımlanan sendrom, aslında sadece bir yumurtalık problemi değil, hormonal ve metabolik bir bozukluk olarak tanımlanıyor. Vücutta erkek tipi tüylenme artışı, saç dökülmesi, ciltte yağlanma ve sivilcelenme, daha gençlik yıllarından itibaren psikolojik etkilenme ve depresyon gibi etkilere neden olabiliyor. PKOS ile ilgili 20 yıldır ulusal ve uluslararası pekçok araştırmaya imza atan Hacettepe Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, bu alanda dünyanın en önemli kurumlarından AE PKOS Derneği'nin, klinik araştırmalar alanında 5 yılda bir verdiği Walter Futterweit Klinik Araştırma Mükemmellik Ödülü'nün 2022 yılındaki sahibi oldu.

Ödülünü almak için 20 Ekim'de Kaliforniya'ya davet edilen Prof. Dr. Yıldız, aynı tarihlerde Antalya'daki EndoBridge 2022 Kongresi'nin Başkanlığını yaptığı için törene internet bağlantısıyla katıldı. Prof. Dr. Yıldız, bu ödülü alan ilk Türk bilim insanı olarak büyük onur duyduğunu söyledi.


BU ALANDA ÇALIŞAN TEK ULUSLARARASI KURUM


"PKOS İLE OBEZİTE BİRBİRİNİ TETİKLİYOR"

PKOS'un Türkiye'deki özelliklerini de pek çok çalışma ile değerlendirdiklerini anlatan Prof. Dr. Yıldız, sözlerini şöyle noktaladı: "PKOS'ta en çok doğum kontrol hapları kullanılıyor. Bu hapları kullanmanın, hastalarda olumsuz ya da yeni etkileri var mı, çalışmalarımızda bunları da değerlendirdik. Özellikle açlık ve tokluk mekanizmaları üzerindeki etkileri, tat duyusunu değiştirip değiştirmediği, kilo alma ya da verme ile ilişkili olup olmadığı gibi. Baktığımız bir diğer konu da, ailelerde etkilenen olup olmadığı. Yani PKOS'u olan bir kadının, kardeşlerinde, kız kardeşlerinde, anne ve babalarında bu sendroma ilişkin insülin direnci, metabolik hastalıklar olup olmadığıydı. Obezite ve PKOS birbiriyle iki yönlü ilişki gösteriyor. Bu ilişkiyi de aslında obezite oranları çok yüksek olan toplumlarda göstermek kolay değil. Bizim ABD'de yaptığımız çalışmalarda, obezitesi olan kadınlarda her zaman PKOS'tan ziyade, obeziteye bağlı sorunlar öne çıkıyordu. Ama benzer çalışmaları Türkiye'de yaptığımızda, gördük ki obezitesi olan kadınlar, özellikle erken yaşta, ergenlik döneminden itibaren fazla kilosu olan kadınlar, hele de bu fazla kilo bel çevresinde, iç organlar çevresinde ise PKOS gelişme açısından çok yüksek risk taşıyorlar. Ama aynı zamanda PKOS olan kadınlarda, kliniğe başvuran hastalarımızda, obezitenin çok fazla oranda görüldüğünü ve bizim tedavilerimizi zorlaştırdığını biliyoruz. Dolayısıyla obezite PKOS'un, PKOS da obezitenin görülme sıklığını artırıyor diyebiliyoruz"

Editör: TE Bilisim