Devletimizin 8 Şubat 2018 tarihinden itibaren e-devlet üzerinden vermeye başladığı “Alt-Üst Soy Bilgisi” sorgulama hizmetine insanımız çok büyük

Devletimizin 8 Şubat 2018 tarihinden itibaren e-devlet üzerinden vermeye başladığı “Alt-Üst Soy Bilgisi” sorgulama hizmetine insanımız çok büyük ilgi gösterdi. Başlangıçta talep edilen “Alt-Üst Soy Belgesi”nin anında görüntülenmesi şeklinde verilen hizmet, yoğun talebin sistemi kısa süre içinde kilitlemesi sebebiyle kesildi. Yapılan teknik düzenlemelerden sonra hizmetin veriliş şekli değiştirilerek sistem 14 Şubat 2018’de tekrar açıldı.
Artık talepler alınarak sıraya sokuluyor ve belge hazır olduğunda talep sahibine cep telefonu mesajı ile bildiriliyor. Ancak bu işlem uzun sürmüyor. Aynı gün içinde sonucu alıyorsunuz. Mesaj geldikten sonra e-devlet’e tekrar girerek belgenizi görüntüleyebiliyorsunuz. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün bildirdiğine göre, hizmetin tekrar sunulmaya başlamasından sonraki ilk 24 saat içinde beş milyondan fazla istek cevaplanmış.
HERKES SOYUNU MERAK EDİYOR
Aradan geçen iki hafta içinde neredeyse yetişkin nüfusumuzun tamamının aldığı bu hizmetin, bazıları için hayal kırıklığı doğurduğunu işitiyoruz. Çok kimse şecerelerinde umdukları kadar yukarıya gidemediler. Ama bazıları da dede ve ninelerinden bir kısmının isimlerini ve doğdukları yerleri öğrenme imkânı buldu. Hatta şanslı bir arkadaşım 1844 doğumlu babasının babasının babasının babasına ait bilgilere ulaştı. Yani dedesinin dedesinin doğum tarihini, doğum yerini ve onun anne ve babasının ismini öğrenebildi.
Nüfus bilgilerinin, yazılı kayıtlardan bilgisayara geçirilmesi sırasında, araya insan unsurunun girmesi sebebiyle bazı eksiklik ve yanlışlıklar olabileceğini her zaman göz önünde tutmanız lazım. Dolayısıyla kendi imkânlarınızla elde ettiğiniz bilgilerle bu belgedekileri karşılaştırıp doğrulamak uygun olur kanaatindeyim.
ŞECEREMİZİ NEDEN BİLMİYORUZ?
1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilanından hemen sonra Avrupa’daki toprak kayıplarımız, ardından gelen Balkan ve Birinci Dünya Savaşında pek çok cephedeki harpler ve toprak kayıpları milletimizi maddi manevi yıkıma uğratmıştır. İnsanımız hayatta kalma mücadelesi vermiştir. Rahat zamanda yapılacak işlerden olan şecereyle ilgilenecek durumu kalmamıştır. Ayrıca kaybedilen imparatorluk topraklarından Anadolu’ya hicret edenlerin geldikleri yerlerdeki resmi kayıtları kaybolmuştur. Hem muhacir hem de yerli ailelerin dedeleriyle ilgili bilgileri sorup öğrenecekleri yaşlı aile üyeleri harplerde ve hicret sırasında ölmüşlerdir. Bir de üzerine harflerimiz değiştirilince mazi ile olan irtibat tamamen kopmuştur. Ayrıca Osmanlı’dan sonra, özellikle büyük şehirlerde pek çok kabristan yok edilerek üzerlerine mahalleler kurulmuştur. Dolayısıyla kökü olmayan, sanki uzaydan dünyaya inen bir topluluk gibi olmuşuzdur.
AVRUPALI ŞANSLI
Hâlbuki Avrupa’da insanların soyunu öğrenmesi çok kolaydır. Her Hristiyan kilisede vaftiz edildiğinden vaftiz kayıtları, soylarını takip bakımından onlar için önemli bir kaynaktır. Ayrıca harfleri hiç değişmediği için bir Avrupalı 700 sene evvel yaşamış atasının mezar taşını, kendisine intikal eden asırlar öncesinden bile olsa resmi evrak, mektup ve günlük gibi belgeleri rahatlıkla okuyabilir. Bizim insanımızın pek çoğu ise dedesinin ismini ancak bilir. Daha ilerisini, dedesinin anne ve babasını bilmeyen çoktur. 90 sene öncesinin mezar taşlarını ve diğer yazılı kayıtları ne yazık ki okuyamaz.
Ne işle meşgul olduklarını, nasıl bir insan olduklarını bilmesek bile dedelerimizin, ninelerimizin isimlerini olsun öğrenmek halkımıza büyük mutluluk vermektedir. O sebeple geçmişimizle az da olsa bir irtibat sağlayan bu “Alt-Üst Soy Bilgisi” hizmetini olumlu buluyorum.