Yerel seçim arefesindeyiz.
Siyaset ve sistemin kirli yüzüne bir kez daha tanık oluyoruz.
Muhtarlık yarışları bile kirlenmiş durumda.
Herkes birbirine kumpas peşinde.
İftiralar, tehdit ve baskılar, şantaj, dedikodular, gıybet ne ararsan var bu kirin içinde.
İnsanlar tamamen seçime odaklanmış durumda.
Bu kirin bulaşmadığı kimse kalmamış gibi.
Basit bir muhtarlık için bile bu kirlenmişlik, bu pespayelik, bu köhnelik varken belediye seçimlerini vs. varın siz düşünün.
Üste doğru neler dönüyor.
Ne dolaplar, ne film, ne fırıldaklar...
Ne ihaleler, ne rantlar...
Kimse milleti önemsemiyor, umursamıyor.
Bu sistem kendinden olmayanı yer.
Bu çark kendinden olmayanı ezer.
Koltuk putlaştırılmış.
Liderler ve politikacılar kutsanmış...
Bir olay duydum.
Şanlıurfa'da...
Elim, vahim, üzücü...
Muhtarlık için bir adam öldürülmüş şimdiden.
Değer mi yahu?
Bir insan bu sistemin çürümüşlüğüne kurban edilir mi?
Bunu öldüren insan(!) Alemlerin Rabbi'ne hesap verebilir mi?
Bu kiri bir başka ölüm temizler mi?
Bize ne oluyor dostlar!
Siyasetin çöplüğünde ne arıyoruz Allah aşkına?
Siyaset için neden birbirimizi kırıyoruz?
Sevdiklerimizi üzüyor, kınıyoruz?
Herkes bizim gibi düşünmek zorunda mı?
Yahu el vermedik, göz vermedik, rızık vermedik ama illa bizim gibi düşünsün istiyoruz!
Bunca nimet veren Rabbi dahi kulunu özgür bırakmışken biz kendimize benzetmek istiyoruz!
Haşa ilahlık taslıyoruz, farkında değiliz!
Bırakın herkes istediği gibi düşünsün.
Allah dilese idi herkes aynı şekilde düşünür, aynı şekilde yaşardı.
Farklı olmamız O'nun ayetlerinden...
Farkımız insan olmamızdan...
Neden bunu göremiyor, kabul edemiyoruz?
Kimsenin bize diyet borcu yok.
Bizim de kimseye yok.
Borcumuz Alemlerin Rabbi'ne.
O bile, "ister öde, ister ödeme" demiş bizlere.
Yoluma tabi olursanız cennet.
Nefsinize esir olursanız cehennem, demiş.
Daha neyin davasındayız.
Dünya'nın kirine saplandık kaldık.
Gün geçtikçe daha çok batıyoruz.
Allah selamete çıkarsın.
Selam, hidayete tabi olan, sağduyulu, basiret ve feraset sahibi müslümanların üzerine olsun.
