Yılbaşı arasından sonra diziler kaldıkları yerden devam ediyor. Reytinglerde bazı bocalamalar yaşandı, ama bu sayede kendini gösterme şansı bulamayan dizilere fırsat tanınmış oldu. Uzak Şehir, Kızıl Goncalar’ın da yokluğunu iyi değerlendirdi. Kanal D dizilerinde son 5 yılın en yüksek reytingini aldı. Annem Ankara yılbaşı arasından sonra düşüş gösterdi. Siyah Kalp bulunduğu konumu korudu desek daha doğru olur. Televizyonda kış sezonu bir kez daha açıldı.
Uzak Şehir
Aşıkların her anlamda sınandığı bir bölüm oldu. Kaya, Serhan Nalhanoğlu’nu bıçaklamaktan hapse girerken, Zerrin belki de ilk defa aşkta cesur olması gerektiğini öğrendi. Alya, Mardin’e geldiği günden beri ilk kez Albora ailesine kendini bu kadar yakın hissetti. Kaya’nın aşkı uğruna verdiği mücadele, Alya ve Cihan ikilisini bir araya getirdi.
Diziye, Serhan’ın babası rolünde, aşiret ağası Mahmut Cevher girdi. Yıllar önce onu Gurbet Kadını dizisinde izlemiştim. Yeşilçam’ın en önemli aktörlerinden biri, kısa da olsa onu izlemenin keyfini yaşadım. Önümüzdeki birkaç bölüm bu ismin daha ağırlıkta olacağını düşünüyorum. Bu bıçaklama hikayesi bir kan davasına doğru evrilecektir.
Kaya’nın durumu, annesi Sadakat’i de büyük bir sınavdan geçiriyor. Dizinin ilk bölümünden beri Alya’yla oğlunu sınayan Sadakat, şimdi kendi oğlunu kaybetmekle karşı karşıya kaldı. Hele cezaevindeki haykırışları yürekleri dağladı. Ama seyircinin bir kısmı da “Alya’ya az yapmamıştın. Evlatla sınanma sırası sen de” dediğini duyar gibiyim.
Cihan, ilk kez bu kadar çaresiz “Bir kardeşimi daha kaybedemem” derken içinde nasıl bir acıyla baş ettiğini Alya da gördü. Ne kadar dik durmaya çalışırsa çalışsın, içindeki o sorumlulukta ezildiğini Alya gördü. Cihan’ı ilk kez biri acılarıyla, soyadının ağırlığında nasıl ezildiğiyle gördü. Bu bölümün Cihan’ı bir başkaydı. Annesinin kuzusu değil de karısına kıyamayan bir Cihan vardı.
Alya, Demir’in gizli saklı Şahin’lerin konağını alacağını öğrenince hemen Cihan’ı aradı. Hem içeride hem dışarıda muhteşem bir ikili oldular. Cihan, Alya sayesinde konağı Şahin’e geri verdi. Tabi ki bu haberi Sadakat’e verirken, Alya’yı taçlandırmayı da unutmadı. Cihan’ın, annesinin önünde karısını yücelttiğini gördüğümüze göre artık annesinin her yaptığına susam Cihan’ı gömebiliriz.
Alya, ilk bölümden beni sürekli Cihan’la savaşıyordu. Hatta geçen bölüm “Ne seni anlayacağım ne de hak vereceğim” diyordu. İlk kez 9.bölümde onun için bir şeyler yaptı. Her ne kadar bu evliliği en büyük incinme sebebi olarak görse de Deniz’le birlikte bir aile olmalarına izin verdi. Deniz’in her bölüm ailecek bir şey yapma isteği sayesinde yavaş yavaş bir aile olmaya başladılar. Dart sahnesi ve uçurtma sahnesi seyirciye çok sıcak bir aile sahnesi izlettirdi. Başlarına her ne gelirse gelsin, aile olmayı unutmamaları bir seyirci olarak beni çok mutlu ediyor.
Deniz’le Alya odada mutlu mutlu oynarken, Alya Cihan’ın onları izlediğini gördüğünü bildiği halde durmadı. Biraz olsun onları izleyip mutlu olmasını istedi. Ölse o yatakta yatmazdı ama Deniz’in de çabalarıyla ilk kez Cihan’ın yatağında uyudu. Ve galiba ilk kez bu bölüm Cihan’ın geceleri nerede olduğunu sorgulamaya başladı. Biraz kıskançlık biraz da aptal yerine konma hissinin verdiği hassasiyetle Cihan’ı birkaç kez tarttı. Mine’nin de her durumda varlığını hissettirmesi işini kolaylaştırdı. Yakında Mine & Cihan ilişkisi patlayacak. Peki sizce Alya nasıl bir tepki verecek?
Nare Şahin’le yaşadığı kısa anın bedelini bebeğiyle ödedi. Bir türlü o bebeği kabullenememişti, şimdi hem bunun vicdanını hem de evladını koruyamamanın acısını yaşayacak. Şahin her durumda Nare’nin yanında olurken artık Özkan’ın da sahayı terk etmesi lazım. Her ne kadar gün geçtikçe imkansızlaşsalar da birbirlerine o kadar yaklaşıyorlar.
Bölüm sonunda herkesin korktuğu şey gerçekleşti. Kaya Ecmel’in yanına hapse girdi. Sadakat ilk kez gözümüze bu kadar çaresiz göründü. İlk bölümden beri ne kadar acımasız olursa olsun evlatlarına karşı korumacı bir anne olduğunu gördük. En çok da oğullarına karşı... Cihan cezaevinin kapısında kardeşini kurtaramamanın acısını yaşadı, ama bu kez yalnız değildi. Alya elini omzuna koyarak “ben yanındayım” hissi verdi.
Şimdi Boran’ın vasiyetini de öğrenen Alya, artık Cihan’a doğru çekilmeye başlayacak. İlk önce onu kendi celladı sanmıştı. Şimdi onun da bu hikayenin masumu olduğunu öğrendi. Aksine ailesi için savaşan, kalbinde merhamet olduğunu biliyor. 10.bölüm itibariyle Cihan ve Alya’nın arasında yeni bir kapı daha açılacak. Bu sadece onlar da değil, Nare’ & Şahin, Kaya & Zerrin için de o kapı açılmayı bekliyor.
Annem Ankara
Bir kadın ne kadar çaresiz olursa olsun o kadar ayakları üzerinde basabilir, herkeste daha dik durur, yılmadan savaşır çünkü o sadece bir kadın değildir. Anne’dir, abladır, evlattır. O düştüğü yerde yıkılma şansı olmadığını bilir. Zuhal, o gece ekmek teknesini kaybetti. Bayi alev alev yandı, ama her ne olursa olsun Zuhal’in yıkılmadığını da bütün mahalle gördü.
O mahallenin kadınlarının vurduğu tencere tava, görünmezliğe bir haykırıştı, hepsinin içindeki ses oldu Zuhal, onlar da bir kadının ne kadar cesaretli olabileceğini görüp, Zuhal in arkasında durdular. Kadının kadına olan dayanışmasını izlemek çok güzeldi. Annem Ankara bir kadının her acıya karşı direnişini veriyor. Sadece bir kadın hikayesi de diyemezsiniz. Ben Zuhal’in sınavında herkesten bir parça görüyorum. Hakkını savunamamış, sesi bir şekilde kısılmış her kadın da...
Nazan’ın dostu Rıza’nın da oyuna dahil olmasıyla artık dizinin yeni bir hikayesi daha açıldı . Ama Rıza’nın Hasan’la olan hikayesi ilgimizi çekti mi, bilmiyorum? Sanki bugüne kadar izlediğimiz Annem Ankara dizisinin konusunu başka bir yere evriltti. Nazan hapishanede olmasına rağmen yine kendi kurduğu oyunun galibi oldu. Mahkemede Hasan’ın da tanıklığıyla çıkmayı garantiledi. Peki o mahkeme salonunda Zuhal’in yaşadığı yıkıma ne demeli? Bundan sonra Hasan ne söylerse söylesin hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Zuhal’in aile olma hevesi kırıldı. Çocukları için yapmacık da olsa kurduğu hayalin altında ezildi. Burak haklı çıktı.
Vahide’yle Hasan arasındaki bu soğuk savaş da yavaş yavaş adresini bulmaya başladı. Bir zamanlar en güvendiği kişi Hasanmış ama onu evladından etmiş. Aralarında hangi geçmişin kirli hesaplaşması yaşanıyor henüz çözemedik ama Zuhal’den de sakladıklarına göre öğrendiğinde büyük bir tepki vermesi gerekiyor.
Bu hafta Annem Ankara reytingler de düşüş yaşadı, ama bu hafta Uzak Şehir dışında neredeyse her dizinin okları aşağı doğruydu. En kalabalık gün Çarşamba bence reyting birincisi olması gerekirken karşılığını alamaması çok üzücü
Siyah Kalp
Tam her şey yoluna girmeye başlıyor dediğimiz yerde Sevilay’la Melek kendini uçurumun dibinde buldular. Kurtarıcıları da onları o hale getiren Hikmet. Çocuğun düşmeyeceğine emin olsak da çok gerilimli bir sahneydi. 5-6 bölümdür dizide bambaşka bir Cihan izledik. Seyirciler her defasında “Yok artık” dediler. Diziden çıksın diyenler bile oldu. Başrol karakterin ilk kez bu kadar yaftalandığını gördüm. Geçen haftadan beri eski otomatik ayarlarına geri dönen bir Cihan var.
Melek’e yaptığı haksızlıkların farkına varmış, Sevilay’la olan sahte evliliğini bir paravan gibi kullanmayan, acısını da pişmanlığını da gösteren bir Cihan. Kazayı duyar duymaz hemen Sevilay’la Melek’in yanına koştu ama yaptığı hataların bedeliyle yüzleşmek zorunda kaldı. Söylediği sözlerin, hakaretlerin o kadar büyük bir yükü vardı ki, ben de olsam Cihan’ı affetmezdim. Bu bölüm seyirci Cihan’a üzüldü, ama bir yandan da hak etti.
Sumru & Tahsin aşkı da dolu dizgin ilerlemeye başladı. Sumru, değer verildiğini, düşünüldüğünü hissediyor. Tahsin’in saf aşkı karşısında o da gerçek aşkın huzuruna kendini bıraktı. Tahsin’in geçmiş acılarını Sumru’ya utanıp sıkılmadan anlatması, bu kadar gerçek olması çok güzel. İkizlerin de yıllar sonra buldukları anneleriyle baba yerine koydukları Tahsin’in ilişkisine onay vermesi, hiç itiraz etmemesi ( özellikle Nuh’un) şaşırtmadı diyemem.
Samet ve Hikmet, Tahsin’in kardeşi olduğunu öğrendi. Hikmet için büyük bir yıkım oldu. Keza Samet hala bunu kabul etmiyor. En azından Cihan için bu düşmanlık bir anlam kazanmış oldu. Hikmet’in dolduruşlarıyla Samet, biricik oğlu Cihan’dan vazgeçti. Son zamanlarda Cihan’ın “Her şey benim istediğim gibi olacak” kükremelerinden sonra haklı bir karardı, ama Esat için değer mi? Tartışılır.
Burak Sergen diziye veda etmeye hazırlanıyormuş. Gelecek bölüm fragmanında kaza geçirdiğini görüyoruz. Fısıltı gazetesinde Siyah Kalp setinde bazı anlaşmazlıklar olduğunu biliyorduk. En ateşli zamanlarda böyle bir karar alındığına göre diziye yeni karakterler girecek, hikaye yeni baştan şekillenecek.
Bence Sevilay’ın gerçek ailesi artık ortaya çıkabilir. Oradan büyük bir hikayenin çıkacağını düşünüyorum. Hikmet artık otorite anlamında tek güç kalacak, ama Samet ölünce miras eşine kalacağı için Sumru’yu daha kötü günler bekliyor.
Dizinin son sahnesi, tam aşıklar kavuşacak, Melek de yelkenleri suya indirdi derken Cihan arkasına bakmadan gitti. Bunu vicdan azabından yaptığını biliyoruz ama affedilmek için bu kadar çaba gösterirken, ayağına kadar gelen Melek’i eli boş yollamak da bana biraz saçma geldi. Melek de böyle bir hamle beklemiyordu. Sevilay’la Nuh da gemilerini sorunsuz yürütürken, bu sefer Nuh’un kaybetme korkusu aralarına girdi. Siyah Kalp entrikalarına son hızıyla devam ediyor. Bence bu sezonu çıkarır.