Haber: Damla Oya Erman

Papowo Biskupie, kurumuş bir gölde yer alan bir bölge ve yapılan kazılar, Bronz Çağı'na ait 550'den fazla bronz artefakt içeren mezarları ortaya çıkardı.

Chełmno grubu ile ilişkilendirilen bu mezarlar, Lusatian kültürünün en kuzeydeki topluluklarından birine aittir. Chełmno grubu, M.Ö. 1200 ile 450 arasındaki Geç Tunç ve Erken Demir Çağı'nda Orta Avrupa'da yaşamıştır.

Diğer Lusatian gruplarından farklı olarak, Chełmno grubu, arkeolojik kayıtlarda metalin ritüelde sınırlı bir rol oynadığını gösteren depo uygulamalarının sınırlı örneklerini bıraktı.

Arkeologlar, "Geleneksel olarak, Chełmno grubu, Urnfield dönemi ve sonraki Hallstatt kültürünün sosyal ve ekonomik gelişmelerinden büyük ölçüde etkilenmemiş gibi düşünülüyor. Ancak, daha güneydeki Lusatian bölgelerinde yaygın olan metal depolama uygulamalarının aksine, metal Chełmno topluluğunun sosyal ve ritüel aktivitelerinde belirgin bir rol oynamamış gibi görünüyor," dedi.

Ancak, bu anlatı, Papowo Biskupie göl yatağında yapılan kazılarda en az 33 bireyin iskelet kalıntılarının ortaya çıkmasıyla sarsıldı. Yapılan kazı sonuçları, Antiquity dergisinde yayınlandı ve 550'den fazla bronz artefaktın, çoğunlukla boyun veya kolların etrafında giyilen takılar olduğunu ortaya koydu.

Kibrit çöplerinden hazırladığı 3 boyutlu eserini "anlık öfke"ye dikkati çekmek için yaktı Kibrit çöplerinden hazırladığı 3 boyutlu eserini "anlık öfke"ye dikkati çekmek için yaktı

Araştırmaya göre, "Radyokarbon tarihleme, insan kalıntılarının göle yerleştirilmesinin metalin depolanmasından önce gerçekleştiğini öne sürüyor ve bu, Chełmno topluluğunun öncelikle ölülerini göllere gömmüş olabileceği, daha sonra ise metal adak sunumlarına geçmiş olma olasılığını ortaya koyuyor."

Bu keşifler, Orta Avrupa'da geç tarih öncesi dönemde insan kalıntılarının ve metal nesnelerin göllere yerleştirilmesi arasında muhtemel bir bağlantıyı vurgular.

Önemli olan, insan kalıntılarının metal depozitleriyle ilişkilendirilmesi, Chełmno grubunun başlangıçta ritüel uygulamalarda daha geniş Lusatian kültüründen sapmış olsa da, inanç sistemlerinin zamanla bölgedeki yaygın uygulamalarla uyumlu hale geldiğini gösteriyor.
 

Editör: Beyza CİHAN