İSTANBUL'da düzenlenen 'Türkiye Ulus Markalama Forumu'nda konuşan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Türkiye bölgesel bir güç, küresel bir oyuncudur. Ülkemizin bu gücünü güvenilir bir markaya dönüştürmek üzere faaliyetler yürütüyoruz. Bu noktada bugün Türkiye'nin en büyük, en güçlü markası Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır" dedi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul'da 'Türkiye Ulus Markalama Forumu'na katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Fahrettin Altun Türkiye'nin iletişim modeline değinerek, "Ülkemizin itibarının korunması ve yükseltilmesi için çok boyutlu bir gayret içerisindeyiz. Ülke markamızın güçlendirilmesi hedefi, Türkiye iletişim modelinin de merkezinde yer alıyor. Üç yüz altmış derece iletişim anlayışıyla bu modelimizi işletiyoruz ve bu modelde Türkiye markasını iletişimin tüm safhalarıyla birlikte değerlendiriyor ve besliyoruz. Bunu yaparken de ulus marka kimliğinizi tüm değerleriyle yaşatmaya odaklanıyoruz. Çalışmalarımızda elbette Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 2023, 2053 ve 2071 vizyonlarının ayrılmaz bir parçası olan güçlü Türkiye markasına yönelik faaliyetlerin ulusallaştırılması da temel hedefimiz olarak öne çıkmaktadır. Cumhurbaşkanlığı iletişim Başkanlığı olarak Türkiye markasını güçlendirme faaliyetlerimizin kapsamını geçtiğimiz mayıs ayında faaliyete geçirdiğimiz 'Türkiye Marka Ofisi' koordinatörlüğüyle genişletmiş durumdayız. Türkiye Marka Ofisimizin yapmakta olduğu çalışmalarla bu alanda bütünlüklü bir strateji oluşturmayı hedefliyoruz. Uluslararası arenada 'Türkiye' adının kullanılması konusunda Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde attığımız adım da bu stratejinin temelinde yer almaktadır. Bu konuda farkındalık oluşturmak üzere çeşitli düzeylerde iletişim kampanyalarımıza devam ediyoruz. Ulusal ve uluslararası alanda bu çalışmalarımızı derinleştiriyoruz. Bu vesileyle yurt dışından gelen misafirlerimizi de bu forumdaki konuşmalarından başlamak üzere ülkemizin adını 'Türkiye' olarak kullanmaya bir kez daha davet ediyoruz" dedi.


 

"TWİTTER SKANDALI ÇOK CİDDİ BİR TEHDİTLE KARŞI KARŞIYA OLDUĞUMUZU GÖSTERİYOR"

Altun, "Zaman içinde birçok unsurla beslenen yumuşak güç alanına 'ulus markalama' kavramı da dahil olmuştur. Ulus markalamayı devletlerin belirli bir imajı üretmek adına yaptıkları etkinlikler olarak tanımlayabiliriz. Bu kavram iletişim disiplini çatısı altında pazarlamadan, uluslararası ilişkilere kadar oldukça geniş bir alana sahip. Bugün devletler bir yandan küresel ekonomik sistem içerisinde varlık göstermek, daha fazla yatırımcı ve ziyaretçi çekmek, acımasız bir rekabete sahne olan uluslararası sistemde kendilerine yer edinmek, itibar kazanmak, daha görünür hale gelmek için ulus markalama faaliyetlerini etkin bir şekilde yürütme mücadelesini veriyorlar. Bu faaliyetler kuşkusuz ciddi yatırım ve planlama gerektiren faaliyetler ve böyle olduğunda da büyük getiriler sağlayan faaliyetler. Elbette dijitalleşmenin yadsınamaz bir gerçek haline geldiği günümüzde, sosyal medya platformları da marka mecraları anlamında kritik alanlar olarak karşımıza çıkıyorlar. Ancak, bu platformların sanılanın aksine özgür, bağımsız ve tarafsız olmadıkları çeşitli kereler karşımıza çıkıyor. En son, Twitter skandalında, bu gerçeği bir kez daha açık ve net bir şekilde gördük. Twitter yönetiminin, içerisinde engelleme, hesap kapatma gibi uygulamalarda kendi moderasyon sınırlarını nasıl keyfi bir şekilde esnettiğini, içerik politikalarını kendilerine göre karşıt görüşlü kullanıcılara, aktörlere karşı silaha çevirebildiğini, belgeleriyle gördük. Bugün Twitter yönetimi bu belgeleri bütün uluslararası kamuoyuyla paylaşıyor. Bu tablo kişiler, toplumlar ve ülkeler açısından çok ciddi bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu açık ve net bir şekilde gösteriyor. Bu skandal sosyal medya platformları aracılığıyla bir ülke markasını dahi algının nasıl yönlendirilebileceğini, hatta manipüle edilebileceğine dair de ipuçları veriyor. Dolayısıyla ülke markasını güçlendirmekle birlikte onu bu gibi sistematik algı operasyonlarından korumak da hayati derecede önemli bir meseledir" ifadelerini kullandı.


 

"TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK, EN GÜÇLÜ MARKASI CUMHURBAŞKANIMIZ SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN'DIR"

Türkiye'nin ilkeli bir dış politika duruşu sergilediğini söyleyen Altun, "Türkiye olarak Rusya- Ukrayna Savaşı'ndaki arabuluculuk çabaları ve gıda krizinin çözümü için sağlanan tahıl anlaşmasıyla tüm dünyada umuda hizmet etmenin gururunu yaşıyoruz. Türkiye ilkeli dış politikasıyla küresel barış ve istikrar için merkez ülke konumuna yerleşmiş durumdadır. Diplomasiden insani yardıma, sağlıktan, çevreye inşa ettiğimiz Türkiye modelleri bugün dünyaya örnek olmuş durumdadır. Bu zincire biz Türkiye iletişim modelini eklemenin bir gayreti içerisindeyiz. Bildiğiniz gibi Türkiye özellikle son 20 yılda birçok alanda önemli gelişmeler, atılımlar, başarılar kaydetti. Yatırımdan ticarete, sağlıktan eğitime, sürdürülebilir enerjiden, teknolojik inovasyona, insani diplomasiden, barış için çabalarına kadar bütün alanlarda atılan güçlü adımlarla bugün Türkiye bölgesel bir güç, küresel bir oyuncudur. Biz de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak ülkemizin bu gücünü güvenilir bir markaya dönüştürmek ve bunu sürdürülebilir kılmak üzere faaliyetler yürütüyoruz. Bu noktada şunu bütün açıklığı yanıtlamak istiyorum. Bugün Türkiye'nin en büyük, en güçlü markası Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır" dedi. Fahrettin Altun'un konuşmasının ardından kısa bir ara verildikten sonra organizasyon diğer konuşmalarla devam etti. 16-17 Aralık'ta Maslak'ta devam edecek 'Türkiye Ulus Markalama Forumu' 'Türkiye'nin Gerçek Renkleriyle Tanışın' temasıyla düzenlendi. Türkiye'nin marka potansiyeli olan ürünleri, Türk Mutfağı, Türk Dizileri gibi çeşitli konular yerli ve yabancı uzmanlar tarafından tartışılacak.