ANKARA, (DHA)

Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü Araştırma ve Tescil Daire Başkanı Ümit Turan "Türkiye'de ilk kez yapılan bu ekolojik restorasyon ve kurtarma operasyonu, türlerin kaybolma riskini ortadan kaldıracak. Ekiplerimiz 360 ağaç üzerinde çalışma yürütmekte" dedi.

Muğla'da orman yangınlarından etkilenen Datça Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi ile Köyceğiz Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü'nce biyoçeşitlilik zararın tespiti ve alanların restorasyonu için çalışma başlatıldı. Çalışmalar için yangın ekoloji uzmanlarından ve akademisyenlerden bilim ekibi, oluşturuldu. Bakanlık uzmanları, bilim ekibi ile birlikte yangından etkilenen bölgelerde yoğun arazi incelemesi yapıyor.

AĞAÇLARDAN ÖRNEKLER ALINDI

Bölgeyi temsil edecek şekilde belirlenen 16 istasyonda ve her bir istasyonda 4 gözlem noktasında ayrı ayrı olmak üzere 192 ağacın çevre ve çap ölçümleri ile yanma dereceleri ölçüldü. Yine 192 adet ağacın kozalak kapasitelerinin belirlenmesi için açık ve kapalı kozalakların sayımları yapılarak ve bazı ağaçlardan örnekler alındı. Her gözlem noktasından 3'er noktadan olmak üzere 192 kez kül seviyesi ölçümü yapıldı. Çalışmalara, 360 ağacın ölçümü, kozalak sayımı ve kül ölçümleri tamamlanıncaya kadar devam edileceği belirtildi. Alanda ayrıca yeni sürgün veren 20 farklı tür tespiti yapıldı ve hepsinin ölçümleri yapılarak kayıt altına alındı. Yanan alanlarda yaşayan sürüngenler, memeliler, böcekler ve genel olarak fauna hakkında tespitler yapmak üzere alanda fotokapanlar ve kapanlar kuruldu, incelenmek üzere toprak örnekleri alındı. Yangına maruz kalan alanlar ile zarar görmemiş alanlardan ve bu alanların birleşim yerlerinden çimlendirmek ve gen bankasında ve in-situ (yerinde) habitatlarda devamlılığını sağlamak üzere bölgede küresel ölçekte nesli tehdit ve tehlike altında olan 52 türe yönelik tohum toplama çalışmalarının ise devam ettiği aktarıldı.

BİLİMSEL KRİTERLERE GÖRE ADIM ATILACAK

Öte yandan bölgede daha önce yangın geçiren alanlar incelendi ve rehabilitasyon süreçleri karşılaştırıldı. Yalnızca dal ve kabuk serme yapılarak kendi haline bırakılan alanların, ağaçlandırma yapılan alanlara göre daha fazla tür çeşitliği barındırdığı ve ağaçların gelişimin daha iyi olduğu görüldü. Bölgede yürütülen çalışmalar ile yangın alanlarında biyolojik çeşitliliğinin ne derecede etkilendiği tespit edilirken, bu alanlarda nasıl bir restorasyon çalışması yapılacağı ortaya konulacak. Bu doğrultuda belirlenen istasyonlarda bilimsel analizler sonucunda alanların yeniden rehabilite edilmesi için ne kadar ve nasıl müdahale edilmesi gerektiği; hangi alanların tamamen kendi haline bırakılacağı, hangi alanlarda sadece tohumlama yapılacağı ve hangi alanda doğal yapısına uygun türlerle ağaçlandırma yapılacağı belirlenecek. Böylece Bakanlık yetkili olduğu özel çevre koruma bölgeleri ve doğal sit alanlarında atacağı adımları bilimsel kriterlere göre ortaya koyacak.

'BU ÇALIŞMA TÜRLERİN KAYBOLMA RİSKİNİ ORTADAN KALDIRACAK'

Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü Araştırma ve Tescil Daire Başkanı Ümit Turan, yaşanan orman yangınlarının ardından ekiplerin ilk günden beri özel çevre koruma ve doğa sit alanlarında çalıştıklarını belirterek, bölgede yürütülen çalışmaların Türkiye'de ilk kez yapıldığını söyledi. Turan, şunları söyledi:

"Türkiye'de ilk defa yapılan bu ekolojik restorasyon ve kurtarma operasyonu, türlerin kaybolma riskini ortadan kaldıracak. Ekiplerimiz 360 ağaç üzerinde çalışma yürütmekte. Bölgedeki 52 adet küresel ölçekte nesli tehlike altında olan türlerin tohumlarının toplanmasına yönelik de çalışmalarımız devam ediyor. Bu türler tek ve çok yıllık da olabiliyor. Şu anda mevcut olan zarar görmemiş alanlardan bu tohumlar toplanarak gen bankasında saklıyoruz. Bu çalışmalarda alınan sonuçlar tamamen bilimsel verilere dayalı. Çalışmalarımız yaklaşık 2-3 yıl sürecek. Bu çalışmaların bilimsel bir veriye dayanması çok önemli. Bilim ışığında hareket ediyoruz. Türkiye'de ilk defa yapılan rehabilitasyon çalışması ekolojik kurtarma operasyonu, bize büyük bir deneyim olacak. Bundan sonra küresel ısınmadan kaynaklı bu tür şeylerle karşı karşıya geleceğiz ve buna da artık çok hazırlıklıyız."