Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü… Kadın kelimesinin Türk Dil Kurumu’ndaki karşılığını biliyor musunuz? İsim olarak, erişkin dişi insan, hatun, hatun kişi… Sıfat olarak, analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan demek… Sıfatı sadece annelik ve ev yönetimi sayılan bir toplumda kadının gerçekten adı var mı? Bu sorunun cevabını Lilit’le Havva versin. Dünyadaki ilk kadının adı Lilit’miş; Adem’in Havva’dan önceki eşi… Lilit’le Havva’nın tek ortak yanı Adem’in eşleri olması değil, bu hikayeyi ilk okuduğumda çok etkilenmiştim. 

Lilit; Adem’le birlikte ve aynı şekilde yaratıldığı için Adem’le eşit olduğuna inanan bir kadınmış. - Bu eşitlik kavgası ilk insan zamanından beri hala devam ediyor-. O güne kadar eşitlik konusunda birçok kez kavga etmişler, ama bardağı taşıran son damla “sevişirken kimin altta kalacağı” olmuş. Lilit sevişirken Adem’in altında yatmayı kabul etmemiş, hatta Adem bu konuda ısrarcı olunca, Lilit, gizli bir ismi telaffuz edip, havaya karışarak sır olmuş. Adem, günümüzün erkekleri gibi, kendini sorgulayıp “Ne yaptım da şu cennet bahçesinin yegane erkeği iken eşimi kaçırdım” diyeceğine Lilit’i tanrıya şikayet etmiş. Tevrat’ı okuyanlar bilir, Yehova’nın kurallarına göre Tanrı Lilit’i geri döndürmek için üç melek görevlendirmiş. Eğer dönmezse 100 çocuğunu da ondan alacağını söylemiş (Lilit Adem’den sonra aşık olup Kızıldeniz’den 100 çocuk doğuruyor.) Lilit geri dönmeyince tanrı ondan her gün bir çocuğunun canını almış. Lilit, aynı zamanda şuan bizim Lamia diye telaffuz ettiğimiz isim. Lilit, sadece eşitlik istediği ve direndiği için tanrı tarafından cezalandırılmış. 

Biliyorsunuz, Havva Adem’in kaburga kemiğinden yaratıldı. Niye başka bir organından değil de, kaburga kemiğinden; Havva’nın böbürlenmemesi için Adem’in başından, başkasına bakmaması için gözlerinden, başkalarını dinlememesi için kulaklarından, dedikodu yapmaması için ağzından, kıskanç olmaması için kalbinden, hırsızlık yapmaması için ellerinden, başıboş dolaşmaması için de ayaklarından yaratılmamış; fakat mütevazi olması için bedeninin en gizli kısmı olan kaburga kemiğinden yaratılmış. 

Adem’in ilk eşi Lilit eşitliği sağlamak için sahip olduğu her şeyi feda etmiş, Havva ise Adem’in kaburga kemiğinden yaratılarak ona daha en başından “Adem senin sahibin” mesajı verilmiş. Bu iki kadın modeli asırlardır birbirini kovalar. Biz hala Lilit olabilmek için direniyoruz. Tecavüze uğramamak, bir otobüste veya ıssız bir sokakta taciz edilmemek, vahşice katledilmemek, bir bidonun içinde yakılmamak, bir gitar kutusunun içinde parçalanmamak, kesilmemek, evladımızın önünde öldürülmemek için özgürlüğü, eşitliği savunmaya, yaşama hakkımızı canilerin elinden söküp almaya çalışıyoruz. Artık bir erkeğin kaburga kemiğinden var olmuyoruz, ama evlendiğimiz erkek, sevgilimiz, nişanlımız, beğendiğimiz çocuk, sanki sevilmek değil de sahiplenilmek istiyormuşuz gibi bizi kendi egolarının içine, örümcek ağlarıyla dolu beyinlerine hapsediyorlar. Sadece bir gün değil, her gün kadınlar günü… Bizi mini eteğimizle yargılayanlara inat varlığımızı her gün kutluyoruz, sadece annelikten, evde yemek yapan bir hizmetliden ibaret olduğumuzu inananlara karşı her güne güneş gibi doğuyoruz, sesi ondan daha gür çıkan, bir kadından daha güçlü olduğunu düşünenlere inat biz her gün var oluyoruz. Her gün olduğu gibi bugün 8 Mart ve Dünya Kadınlar Günü bir kez daha kutlu olsun. 

Ne olursa olsun, başımıza her ne gelirse gelsin, unutmamamız gerek tek şey kadın olduğumuz. Duygu Asena’nın da dediği gibi “Kadın olduğunun farkında değilsen, adın olsa ne olmasa ne…”