BÖBREK HASTALIĞI OLANLARA RAMAZAN UYARISI!

 TÜRK BÖBREK VAKFI AHMET ERMİŞ DİYALİZ MERKEZİ BAŞHEKİMİ DR. BİLAL GÖRÇİN: “BİRİNCİ AMACIMIZ SAĞLIĞI KORUMAK, HASTALIĞA GÖRE İBADET ÖNEMLİ!”

Beslenme, bilinen tüm hastalıklarda hastalığın ilerlemesi, durağan hale gelmesi veya olası durumda gerilemesi için en önemli etkenlerin başında gelir. Bu sebeple dini vecibelerini yerine getirmek isteyen hastalar için Ramazan ayı ayrıca önem taşır. Özellikle böbrek hastalığı olan ve ibadetini yerine getirmek isteyen kişilerin bazı kurallara riayet etmesi son derece hayatidir.

Birinci farz sağlıklı kalmaktır. Sağlıklı olmadan hiçbir farz olmaz. Bu konuda dinimiz çok duyarlıdır. Sağlığımızı riske sokacak konularda esnektir. Hastalığın tipi, seyri, ilaç kullanım düzeni oruç tutma konusunda yol gösterir.

Böbrek hastalığının evresine göre oruca yaklaşım:

Türk Böbrek Vakfı Ahmet Ermiş Diyaliz Merkezi Başhekimi Dr. Bilal Görçin; Hemodiyalize giren hastaların oruç tutmaları mümkün değildir. Çünkü hiç idrarları yoktur, vücuttan atılmayan zararlı maddelerin oluşturduğu ağız kuruluğunu su içmeden geçirmek mümkün değildir. Diyalize girdiklerinde kanları yabancı maddelerle temas ettiği için oruçları da sayılmaz. Biz diyaliz hastalarına oruç tutmasını önermiyoruz.

Şeker ve tansiyon hastalarının takibi önemlidir.

Henüz diyalize girmeyen fakat potansiyel diyaliz hastası olan böbrek yetmezlikli hastaları 5 evreye ayırırız. Böbrek fonksiyonlarının %50’nin altına indiği 3. evre ve sonrası hastalarda hastalık ilerledikçe oruç tutmaları sonucu karşılaşacağı sıkıntılar artacaktır. Özellikle şeker hastalığına bağlı bir böbrek yetmezliği meydana gelmişse bu sorunlar daha ciddi olacaktır. Bu nedenle böbrek fonksiyonlarının %30 ve daha aşağısı bozulduğu hastaların oruç tutmaları sağlıkları açısından sıkıntı yaratır. Günde 1’den fazla ve farklı zamanlarda alınan ilaçlar, şeker ve tansiyon kontrolü oruçla birlikte zor olabilir.

İlk evre durumlarında ilaçları azaltmamak ve tuzdan uzak durmak koşuluyla oruç tutulabilir…

 Böbrek fonksiyonlarının bozulmaya başladığı ilk evrelerde oruç çok zararlı olmayabilir. İlaçlarını azaltmamak koşuluyla saatlerini ayarlayarak ve tuzdan kesin uzak kalarak tutabilirler. Oruç süresinin uzaması suya ihtiyacı arttırır. Bir böbrek hastasında en ciddi ve en önemli sorun tansiyon yüksekliği ataklarıdır. Bir kişi tuzdan uzak durursa uzun süre açlığın tansiyon üzerine düşürücü etkisi bile olur. İftar ve sahurda abur cubur ve sık yememek şartı ile dengeli tuzsuz beslenmeyle oruç tutabilirler. Bu böbrek yetmezliğinin ilerlemesine yol açmaz.

Böbrek taşı olanların uzun süre susuz kalması ağrıya neden olabilir…

 Böbrek taşı hastalığı olanlarda susuz kalmak taşın ağrı yapmasına sebep olabilir. Biz, taş ve üriner enfeksiyon hastalarına bol su içmelerini, idrarını tutmamalarını öneririz. Ancak küçük bir taş veya böbrekte hiçbir sorun çıkarmadan yıllardır bekleyen bir taş veya böbrek fonksiyonlarını bozmayan bir taş oruç tutmamak için bir sebep değildir. Şiddetli taş ağrısı olursa en yakın sağlık merkezine başvurularak ağrı giderilmelidir. Susuzluğun olumsuz etkilerini azaltmak için yemeklerin tuz miktarının azaltılması çok yararlı olur.

Tek böbrekli olanlar ve böbrek vericileri tuz ve su tüketimine dikkat ederek rahatlıkla oruç tutabilirler…

 Böbreklerde basit kist, bir veya iki böbrekte hafif küçülme, üriner enfeksiyon, ailesinde böbrek hastalığı olanlar, sorunsuz tek böbrekli olanlar veya böbrek vericileri rahatlıkla oruç tutabilirler. Bu kişilerin tuza ve içtikleri suyun miktarına dikkat etmeleri yararlı olur.

Tuzla İçmelerin kaynak suyu bağışıklık sistemini güçlendiriyor.

Covid ile mücadele de yeniden gündeme gelen Tuzla içmelerin kaynak suyu bağışıklık sistemini güçlendirmesi ve vücudumuza verdiği enerji ile geçmişteki kaplıca sularının şifa dolu hikayesini günümüze tekrar getiriyor. Suda bulunan kalsiyum, magnezyum, sodyum, potasyum ve çinko gibi mineraller insan sağlığının devamı ve korunmasında büyük önem taşıyor. 

Mineraller vücudu ayakta tutan yapı taşlarıdır. Maden suyu tüketimi vücudumuzun dirençli olmasını sağlar. En az vitamin kadar değerlidir. Bu kişiyi koronavirüs ve diğer hastalıklara karşı koruyucu kalkan görevini üstelenir.

Magnezyum kas ve sinir fonksiyonlarının düzenlenmesine kalp krizinin engellenmesine yardımcı oluyor. Kalsiyum hipertansiyonu önleyici etkisi beraberinde D vitamin ile beraber alınmasında kemiklerimizin güçlenmesinde büyük fayda sağlıyor.

Saçların Renk Uzmanı IGORA ROYAL Yenilendi… 

Schwarzkopf Professional'ın renklerle özdeşleşen, uzman saç boya markası IGORA ROYAL yenilendi. Güvenilir yüksek performanslı formülünü* değiştirmeyen marka, şimdi sürdürülebilir ve daha modern ambalajının yanı sıra 118 farklı renk tonu ile tüketicilerin karşısına çıkıyor. 

Yeni IGORA ROYAL; son teknoloji ürün performansı ile klasikten modern görünüme tüm renk zorlukları için kolay, net ve güvenilir çözümler sunuyor. Trend uzmanlığı ve ilham vericilik özelliği ile de kuaförlerin potansiyel renk hizmetini en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı oluyor. IGORA ROYAL'in yeni geliştirilmiş portföyü, gerçeğe uygun, güvenilir, eşit ve parlak renk sonuçları ortaya koyuyor. Aynı zamanda trend tonlarda %70'e kadar beyaz kapama ve doğal tonlarda %100 beyaz kapama sağlıyor. Üstün renk koruma özelliği de fark yaratıyor. 

SİNOZ İLE “GÜNEŞ LEKELERİ” DERT OLMAKTAN ÇIKIYOR

Bahar gelirken etkisini gösteren güneş, yazın çok sıcak geçeceğinin sinyallerini vermeye başladı...Son yıllarda güneşin zararlı ışıklarının ciltte oluşturduğu lekeler ve ultraviyole ışınların cilde verdiği zararlar konusunda artan bilinç, güneş kremi kullanımına dikkat çekerken Sinoz Güneş Kremi serisini de öne çıkardı.

Bu serinin en etkili ürünlerinden biri olan Sinoz Leke Karşıtı Güneş Koruyucu Krem güneş ışınlarının oluşturabileceği cilt lekelerine karşı etkili koruma sağlıyor. Zararlı ışıkları cildinizden uzak tutuyor ve cildinize hak ettiği özeni göstermenizi sağlıyor.

Sağlıklı gıdaya erişim talebi pandemi döneminde arttı

Katkısız gıdaya erişim, yerel tohumların ve geleneksel üretim biçimlerinin yeniden canlandırılması ve gıda tedarik zincirlerinin kısaltılması’ hedefiyle yola çıkan Eski Tadında, hiçbir katkı maddesi içermeyen ürünler sunmaya devam ediyor. Pandemi döneminde tüketiciler sağlıklı gıdaya erişim konusunda daha bilinçli hale gelirken, Eski Tadında bu dönemde de sunduğu güvenilir ürünleriyle gıda e-ticaretinde faaliyetlerini sürdürmekte.

İDRAR KAÇIRMANIN TEDAVİSİ NEDENİNE GÖRE PLANLANMALI

İdrar kaçırma (üriner inkontinans), hijyenik problemlerin yanı sıra bireylerin sosyal hayatlarının kısıtlanmasına da sebep olan önemli bir sağlık sorunu... Erkeklere oranla kadınlarda 4 kat daha fazla rastlanan bu hastalık, 30 yaşın üstündeki her 4 kadından birinde görülüyor.

Türkiye İş Bankası grup şirketleri arasında yer alan Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır İçerenköy Hastanesi Üroloji Bölümünden Uzm. Dr. İlhan Ofluoğlu, üriner inkontinansın erkeklerde ve kadınlarda farklı nedenlerden dolayı oluşabileceğinin altını çizerek, tedavinin bu nedenler göz önünde bulundurularak planlanmasının önemini belirtti.

30 yaş sonrası başlayabilen ve sıklığı çeşitli nedenlere bağlı olarak artabilen idrar kaçırma, hijyenik problemlerden dolayı bireylerin sosyal yaşamdan kısıtlamalarına yol açan önemli bir sağlık sorunu. Kadınları, erkeklere göre 4 kat daha fazla etkileyen idrar kaçırma problemi, menopoz sonrası dönemde %30-50 sıklıkta görülüyor. 

Her 4 kadından birinin üriner inkontinans ile karşı karşıya geldiğini belirten Bayındır İçerenköy Hastanesi Üroloji Uzmanı Dr. İlhan Ofluoğlu, “Kadınlarda doğum süreci pelvik taban kaslarında güçsüzlüğe yol açıyor. Bu nedenle çok doğum yapma en önemli risk faktörlerinden biri... Erkeklerde ise prostat hastalığında, radikal prostat cerrahisinden sonra, radyasyon tedavisinden ve nörolojik hastalıklardan kaynaklanan sfinkter bozukluğu nedeni ile idrar kaçırma problemi ortaya çıkabiliyor. Ayrıca hem kadınlarda hem de erkeklerde sigara kullanımı, obezite, sağlıksız beslenme ve doğuştan pelvik taban kaslarının zayıflığı gibi risk faktörleri de bulunuyor” diye konuştu.

Vernel Max Yenilendi; Şimdi Yeni Parfümleriyle Çok Daha Kalıcı ve Ferah!

Türkiye’nin ilk yumuşatıcısı Vernel Max, şimdi yenilenen parfümleri ile çok daha kalıcı ve ferah. Yeni Vernel Max, çamaşırlarınıza 140 güne kadar süren yeni yıkanmış ferahlığı sağlıyor. İçeriğindeki özel parfüm kapsülleri her dokunuşunuzla giysilerinizde aktive oluyor ve böylece çamaşırlarınız uzun süre kalıcılığını koruyan yoğun ve ferah bir kokuya sahip oluyor, tazelik hissini de günlerce koruyor. Vernel Max; Taze Gül, Taze Lavanta, Taze Lale ve Taze Yasemin olmak üzere çamaşırlarınız için aşık olacağınız yoğun ve ferah seçenekler sunuyor. Çamaşırlarınızı her kokladığınızda yeni Vernel Max sizi çiçek bahçelerinde yolculuğa çıkarıyor.