ANKARA - Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Eğitim-Bir-Sen tarafından hazırlanan 'İLKSAN: Bitmeyen Dram' raporunu açıkladı. Yalçın, Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) ve Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) fonlarının verileri ile İLKSAN'ın kamuoyuyla paylaştığı sınırlı veriler karşılaştırılarak analizler gerçekleştirdiklerini söyledi. İLKSAN'ın varlığını 78 yıldan bu yana sürdürdüğünü, iş hayatının, ekonomi dünyasının, tamamlayıcı mesleki emeklilik sisteminin gereklerini yerine getiremediğini belirten Yalçın, "Bürokratik ataletten bir türlü kurtulamayan, özel sektör kuruluşu gibi bağımsız iş görme becerisi de sergileyemeyen İLKSAN, kimlik bunalımı yaşamaktadır. Eğitim-Bir-Sen olarak bizim gördüğümüz, İLKSAN'ın bugüne kadar sosyal, iktisadi ve siyasi alanda sergilediği performans, iş yapış şekli, üyelerine yaptığı ve yapamadığı hizmetler ile kurumsal itibarını göz önünde bulundurduğumuzda sandığın ilham veren bir başarı hikâyesinin olmadığıdır. Tespit ettiğimiz sorunlar ile, eskimiş sistem ve zihniyet, sandığın liyakatli ellerde olmaması, üretim ekonomisi yerine basit faizciliğin tercih edilmesi, saydamlık yerine gizliliğin esas alınarak denetimden kaçılmasıdır" diye konuştu.

'İŞLETME SİSTEMİNE VE YÖNETİM TARZINA İTİRAZIMIZ VAR'

2019 yılı verilerine göre İLKSAN'ın toplamda 1,9 milyar TL varlığı bulunduğunu ifade eden Yalçın, şunları kaydetti:

"Sandığın elde ettiği tüm gelirlerinin yüzde 98,5'i faizden oluşmaktadır. Eğitim-Bir-Sen olarak itirazımız, üretimden, yatırımdan kaçan, ülkemiz için neredeyse sıfır istihdam yaratan, millî gelire herhangi bir katkı sunmayan, katma değer oluşturmayan, faiz kısır döngüsü ile zincirlenmiş olan sandığın mevcut tasarımına, işletme sistemine ve yönetim tarzına itirazımız var. Zayıf ve güçsüz mali varlığı, yanlış varsayımlarla yanlış işler yapmaktaki ısrarı yüzünden İLKSAN, en başta öğretmenlik mesleğinin imajına zarar vermiştir. 2020 Eylül ayı verilerine göre 28 yıl boyunca İLKSAN'a aidat ödeyen bir öğretmeninin alacağı emekli yardımının toplam tutarı sadece ve sadece 40 bin TL'dir. İLKSAN'ın herhangi bir üretim tesisi veya fabrikası yoktur. TÜFE oranlarının altında emeklilik yardımı yapmaktadır. 300 bine yaklaşan üye sayısı ve toplamda 1,9 milyar liralık varlığı ile İLKSAN, birkaç basit bankacılık işlemi yapan küçük bir işletme görünümündedir. Eğitim-Bir-Sen olarak sandığın gücünü üretimden almasını, ülkemiz için iktisadi ve sosyal katma değer yaratmasını ve de emekli olan öğretmenlerimize hatırı sayılır miktarda emekli yardımı yapabilecek bir güce kavuşturulmasını istiyoruz."

'ZORLU BİR HUKUKİ SÜREÇ YÜRÜTÜYORUZ'

Eğitim-Bir-Sen olarak sandık üyelerinin talebi üzerine zorunlu üyeliğin kaldırılması noktasında bazı adımlar attıklarını ve zorlu bir hukuki süreç yürüttüklerini ifade eden Yalçın, "İLKSAN üyesi sendikamız üyesi bir personel üzerinden 2016 yılında açtığımız zorunlu İLKSAN üyeliğinden ayrılma istemli dava üzerinden zorunlu üyelik sendikamızca Anayasa Mahkemesi’ne taşınmıştır. Ancak Anayasa Mahkemesi vermiş olduğu kararda, kanunla getirilen zorunlu sandık üyeliğinin anayasaya aykırı olmadığına hükmetmiştir. Zorunlu üyeliğin kaldırılması noktasındaki hukukî girişimler istenilen sonucu vermediği gibi ilgili yargı kararları İLKSAN'ın devletin garantör bir kurumu olduğunu tescillemiştir. Üyeliğin zorunlu, kurumunda tabiri caizse devlet tarafından sigortalı olduğu mevcut durumda, bu kurumdan sorumlu kişi ve kurumların bundan sonraki süreçte, 78 yıllık sorunlu ve atıl vaziyetteki bu kurumun, üyeleri için katma değer üretecek bir kurum olması için gerekli sorumluluğu alması gerekmektedir" dedi.

'ZARARDAN KURTULMASI İYİ YÖNETİMLE MÜMKÜN'

'Eğitim-Bir-Sen olarak Polis Bakım ve Yardım Sandığı'nda (POLSAN) yaşanan güzel gelişmelerin İLKSAN'da da yaşanabileceğine inanıyoruz' diyen Yalçın, şunları söyledi:

"İLKSAN'ın zarardan kurtulması, kâra geçmesi, itibarının iade edilmesi iyi yönetimle mümkündür. İLKSAN, üyelerinin maaşından her ay yaptığı kesintinin hakkını vermeli, toplam 1,9 milyar TL'yi bulan varlığını doğru, yerinde ve en kârlı üretim araçlarında değerlendirerek üyelerine birikimlerinin karşılığı olan nemayı zarar etmeden sunmalıdır. Sandık ısrarla ve yan gelip yatarak kurumun mal varlığının üçte ikisini oluşturan 1,3 milyar TL ile ikraz adı altında basit bankacılık ile bayağı faizcilik yapmaktan vazgeçmelidir. Aksi takdirde Bireysel Emeklilik fonlarının bile altına düşmüş getiri oranı ve sürdürülebilir finansal performans sergileyemeyen bir Sandığın geleceğini konuşmak anlamlı olmayacaktır."

Editör: TE Bilisim