Yeşilçam şarkılarından derlediği albümü ile müzik piyasasında bir farklı esinti yaratan sanatçı ile hem meslek hayatı hem de sanat hayatı üzerine keyifli bir sohbet yaptım…
Yeşilçam esintisi albümünüz çıktı hayırlı olsun… Albümle ilgili dönüşler nasıl? Tepkilerden memnun musunuz ?
Çok teşekkür ederim Funda hanım. Bu albümde, her biri çok kıymetli söz yazarları ve bestecilerimize ait olan şarkıları bizler şimdiye kadar çok usta, önlerinde saygıyla eğildiğimiz sanatçılarımızdan dinledik bu yüzden hepinizin bu şarkılarla ilgili bir kulak aşinalığı var. Lakin ben hiçbir iddiam olmadan çok sevdiğim için seslendirdiğim yeşilçam şarkıları ile ilgili çok güzel geri dönüşler alıyorum. Sesimin rengine uygun şarkılar seçtiğimi düşünüyorum ve dinleyicilerim de; bu şarkıları benim sesimden dinlemenin ayrı keyif olduğunu, sesimin kadife gibi olduğunu, huzur verdiğini, bu albümün kendilerine uzun yollarda eşlik edeceği gibi sıkça güzel geri dönüşler alıyorum. Ayrıca yeşilçam’ın efsane şarkılarını ve sanatçılarını kendilerine hatırlattığım bu şarkıları yeni ve keyifli bir düzenleme ile yeniden yaşattığım için de bana ve ekibime teşekkürlerini iletiyorlar.
Yine ulusal radyolarda şarkılarım sıkça çalınıyor. Televizyonda müzik kanallarında da yayınlanan kliplerim oldukça beğenildi ve dijital platformlarda da sıkça dinlenmeye devam ediliyor.
Albümde kaç şarkı yer alıyor ve kimlerle çalıştınız albüm sürecinde ?
Albümde; Olmaz Olsun, Dert Ortağım, Gözlerime Bak Da İnan, Gözleri Aşka Gülen, Sonbahar Rüzgarları, Tövbeler Tövbesi, Rüyalar Gerçek Olsa, Unut Sevme Beni, Sevil Neşelen, Dudaklarında Arzu, Arım Balım Peteğim, Yalancı Yarim olmak üzere toplam 12 şarkı yer alıyor. Albümün müzik direktörlüğü çok değerli müzisyen Hakan Güngör, aranjörlüğünü ise değerli müzisyen Tolga Kılıç üstlendi. Çok kıymetli şan hocam opera sanatçısı Günay Acar vokal koçluğumu yaptı. Tüm şarkıların alt yapıları Tolga Kılıç, Evrim Asla, İstanbul Strings, Aykut Sütoğlu, Mehmet Akatay, Hakan Güngör tarafından stüdyoda canlı çalındı. Bu albümde yer alan Olmaz Olsun, Tövbeler Tövbesi, Unut Sevme Beni şarkılarımın kliplerini ise sevgili Alişan Günay Yıldırım ve ekibi çektiler. Albüm kapak fotoğrafları ve albüm fotoğraflarını çok sevgili Zeynel Abidin çekti. Tüm fotoğraflar da saçlarımı çok sevgili Sait Ersan, makyajımı da çok sevgili Hamiyet Akpınar yaptı. Albüm kendi yapım şirketim olan Samuray Müzik etiketiyle çıktı ve Avrupa Müzik tarafından dağıtıldı.
AİLEMİN DESTEĞİ ÇOK KIYMETLİ
Böyle bir zamanda albüm yapmak çok zor sizi cesaretlendiren şey neydi bu süreçte?
Bir gün şan eğitmenim çok sevgili Günay Acar ‘Elvan burada seni şarkı söylerken bir tek ben, bir de sen duyuyorsun. Bir albüm yapıp sevdiklerine hatıra bırakmak istemez misin?’ diye sordu. Çok şaşırmıştım. ‘Nasıl yani, ben ünlü bir sanatçı değilim ki nasıl albüm yapacağım çok zor değil mi bu iş’ diye sorduğumda; ‘Sesinin rengi çok güzel, müzikaliten, kulağın çok iyi. Neden yapamayasın ki’ diyerek beni ilk yüreklendiren kişi oldu. Sonrasında çok sevgili Hakan Güngör ile tanıştım beni canlı dinledi ve bu işi başarabileceğimi söyleyerek cesaret verdi. Tabii bir de hem doktor hem de müzisyen olan arkadaşım Prof. Dr. İsmail Koçak bu yola çıkmamda beni destekleyip, yüreklendirdi. Ben de hem konusunda usta müzisyenlerin sözünü, hem de yüreğimin sesini dinledim. Tabii ki annemin ve ailemin destekleri de benim için çok kıymetli.
YEŞİLÇAM HAYALİMDEKİ BUGÜNÜM
Yeşilçama ilginiz nereden geliyor nasıl yorumluyorsunuz o dönemleri kendinize bağdaştırdığınız noktalardan bahseder misiniz?
Yeşilçam filmleri çocukluğumdan beri izlemekten büyük keyif aldığım, birbirinden değerli efsane oyuncularıyla kimi zaman erişilmez, kimi zaman mutlu sonla biten aşkları; dramları, aile hayatlarını, sosyal konuları, komik replikleri ile hiç bıkmadan izlediğim filmlerdir. Bu filmleri bütünleyen yeşilçam şarkıları benim dinlemekten her daim keyif aldığım şarkılar oldu. Yeşilçamda beni cezbeden ise; o dönemin sadeliği, saflığı, tutkulu duygusu ve o ulaşılması zor kıymet bilen değer bilen aşkları, duygu dolu özverili yaşamları, aile kavramları, günümüzün teknolojisinden, karmaşasından tüketim
topluluğundan uzak sade hayatları... Bir de filmlerde birbirinden güzel efsane oyuncuların şarkılar seslendirdiği beni mest eden gazino sahneleri… Yeşilçam benim çocukluğum, gençliğim ve hatta hayalimdeki bugünüm. Ben söz ve müziği bana ait olan yaptığım yeni şarkılarımda da biraz Yeşilçam, biraz seksenli, doksanlı yılların müzik tatlarını yaşatmaya çalışıyorum.
HER ŞEY PANDEMİ SONRASI BAŞLADI
Müzik hayatınız nasıl başladı ve sonrasında nasıl gelişti?
Müzik hayatım ilk olarak ilkokulda kulaktan duyma melodika ile şarkılar çalarak başladı. Ablam müziğe çok meraklıydı keman ve gitar dersleri almaktaydı. Ben de evde dinlediğim şarkıları kulaktan duyarak org ve melodika ile çalabilmekteydim. 16 yaşında nota öğrenmek için bir yıl boyunca org kurslarına gittim. Kurstaki müzik öğretmenim kulağımın ve sesimin çok iyi olduğunu söylemişti ve beni koroya almak istemişti. Tıp fakültesini kazanınca okul saatlerim ile koro saatleri uyuşmadığı için katılamadım koroya. Sonrasında sadece iyi bir müzik dinleyicisi oldum ama içimde hep şarkı söyleyen bir kız çocuğu vardı. İki buçuk yıl önce pandemi sonrasında koku testi için Dr İsmail Koçak’ın kliniğine gittiğimde; müzik aletlerini gördüm. Ne kadar çok piyano çalmak ve şan dersleri almak istediğimi söyledim, beni klinik direktörü Ceyda hanım, şan eğitimleri veren Günay Acar ile tanıştırdı ve ben hemen derslere başladım. Bir süre sonra albüm çalışmaları başladı ve albüm çalışmaları devam ederken evdeki piyanonun başında kendimi besteler yaparken, şarkılar yaparken buldum. Ve bir gün söz müziği bana ait olan ilk şarkım ‘Sensiz Geçen Her Bahar’ ortaya çıktı.
Doktor ve sanatçı kimliğini bir arada yürütüyorsunuz zor olmuyor mu ?
Elbette iki işi bir arada yürütmek zor oluyor. Akşamları klinikten çıkınca dinlenmek ya da sosyalleşmek yerine çoğu zaman stüdyoya gidiyorum çalışmak için. Hafta sonlarımın çoğu stüdyoda geçiyor. Müzik artık benim için hobi olmaktan çıkıp hayatımın bir parçası oldu. Ben yaptığım her işi çok severek yapıyorum. Doktorluğu ne kadar çok seviyorsam; müzikle uğraşmayı, söz yazıp, besteler yapmayı, şarkılar söylemeyi de bir o kadar çok seviyorum. Elbette müzikte profesyonellik… Fotoğraf çekimlerini, klip çekimlerini, şarkıların oluşumu için stüdyoda geçen uzun saatleri de beraberinde getiriyor. Bir şarkının, albümün ortaya çıkışında ekipçe verilen çok büyük emekler yatıyor. Bu arada tıp alanında yenilikleri takip etmek için eğitimler kongrelerde devam ediyor. Tabii bütün bunları yapmak için büyük fedakarlıklar gerekiyor ama sonuçlar güzel olunca tüm zorluklara değiyor.
Müzik ve doktorluk kariyerinizde ne gibi eğitimler aldınız?
İlk müzik eğitimim 16 yaşında bir yıl gittiğim org kursudur. İki buçuk yıldır da düzenli olarak şan dersleri almaktayım.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. Yine Hacettepe Üniversitesi’nde Anesteziyoloji ve Reanimasyon bilim dalında ihtisasımı tamamlayarak Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzman doktoru oldum. Türkiye’nin çeşitli hastanelerinde ve son olarak 11 yıl İstanbul’da olmak üzere Anestezi ve Reanimasyon uzman doktoru olarak 21 yıl ameliyathanelerde hizmet verdim. Son 10 yılda anestezi doktoru olarak çalışırken; hemen hemen tüm tatillerimin büyük kısmında çok meraklı olduğum medikal estetik ve mezoterapi alanında eğitimler almak için yurtdışına gittim. Amerika’da Amerikan Academy of Aesthetic Medicine (AAAM) sertifika ve diplomalarını aldım. Los Angeles’ta Dr Zein Obagi’nin yaninda medikal estetik ve dermatoloji alanında eğitimler aldım. Medipol Üniversitesi’nde eğitimlerimi tamamlayarak mezoterapi sertifikamı aldım. Son 6 yıldır yurtdışında her yıl düzenlenen dünyanın en büyük medikal estetik kongrelerine ve yurt içi kongrelere katılarak medikal estetik ve mezoterapi alanında yenilikleri öğrenmeye devam ediyorum. 2 yıldır artık çok sevdiğim mezoterapi ve medikal estetik alanında özel bir klinikte çalışmaktayım.
Aynı zamanda söz yazıyorsunuz nereden geliyor bu ilham?
Ben çok duygusalım. Allah’ın yarattığı tüm canlıları, insanları, doğayı çok seviyorum ve saygı duyuyorum. Biz doktorlar yapıcı olan, koruyan, onaran, sabırlı ve çoğu zaman hastalarının yaşadıklarını empati ile hisseden hayatlara dokunan kişileriz. Doktorluk mesleğimin ve mecburi hizmetimin olgunlaşmamda, hayatın zorlukları ile başa çıkmamda büyük katkısı oldu bana… İnsanların dertleriyle uğraşıp onları dinlerken, iyileştirmeye çalışırken, kağıdı kalemi elime alamasamda acı tatlı, hikayeler birikti yüreğimde. Ben hep pozitif olmaya çalıştım hastalarıma. Etrafıma sözlerimle pozitif moral verirken; yüreğimde de yarınlara umutlar besleyen özlem dolu şiirler birikmekteydi. İşte ben söz yazarken kimi zaman açan bir çiçekten, kimi zaman mis kokan topraktan, kimi zaman yağmurdan, kimi zaman özgür bir kuştan, kimi zaman bir çocuğun ağlamasından, kimi zaman bir hastamın sevdiklerine vedasından, etrafımda gelişen, yaşanılan olaylardan, filmlerden, dizilerden, kitaplardan, arkadaşlarımdan, etrafımdaki insanların hayatlarından ve de kendi yaşadıklarından, yarınlara beslediğim umutlardan alıyorum ilhamımı…
Günümüz sanat dünyasının nasıl buluyorsunuz ?
Dijital teknolojilerin hayatımıza girmesiyle her alanda olduğu gibi sanat dünyasında da renk ve çeşitlilik her geçen gün artmakta. Elektronik müziğin ve dijital ortamların sağladığı kolaylık sayesinde her jenerasyondan müzisyenler, sanatçılar dijital ortamlarda eserlerini sergileyebilmekte. Müzik dünyasında her hafta yüzlerce yeni şarkı çıkıyor. Ben bu kadar çok çeşitliliği takip etmekte çok zorlanıyorum açıkçası. Elbette bu yüzlerce şarkı arasından sıyrılmak ön plana çıkmak kendini duyurmak ta çok kolay olmuyor. Elektronik müziğin devreye girmesiyle de artık eskisi gibi yapılan bir çok şarkıların altyapılarında canlı enstrüman çalmıyor. Tabii bir de günümüzün olmazsa olmazı sosyal medya var. Sosyal medyada bir çok kişinin sesini kendini göstermesi ve duyulmasına aracılık ediyor günümüzde.
HİÇ GÖREMEDİĞİM BABAMA İTHAF ETTİM!...
“Boş Çerçeve” şarkısını hiç görmediğiniz babanıza ithafen seslendirdinız biraz bahseder misiniz?
Annem bana 2,5 aylık hamileyken babam trafik kazasında vefat etmiş. Ben hiç tanımadım babamı sadece fotoğraflarını gördüm. Onu akrabalarımın ve annemin anlattığı kadarıyla biliyorum. Evimizdeki çerçeveler hep eksik, boş kaldı. Her dinlediğimde bana babamı hatırlatan ve annemin de çok sevdiği bu değerli şarkıyı babama ithafen seslendirdim. Umarım bulunduğu yerden bizleri görüyor, hissediyor ve yaptıklarımla gurur duyuyordur.
Sahne çalışmalarınız başlayacak mı sahne ile aranız nasıl?
Evet artık bu konuda sıkça talepler gelmeye başladı. Dinleyenlerim beni sahnede de görmek istiyorlar. Mikrofonu eline alıp seyircilerin gözlerinin içine bakarak canlı şarkı söylemenin zevki, enerjisi ve heyecanı bambaşka. Sahnede olmak beni oldukça heyecanlandırıyor ve motive ediyor. Ben şarkı söylerken çok eğleniyorum ve çok iyi hissediyorum. Bu enerjiyi seyircilerimize geçirmeyi çok isterim. Sanırım yakında sahne çalışmalarım da başlayacak.
Sizi diğer sanatçılardan farklı kılan nedir sizce ?
Ben 21 yıl anestezi doktoru olarak çok yoğun ve zor şartlarda ameliyathanelerde yer altında günlerce güneş görmeden çalıştım ve hayatımın beni hastalıklarla, zorluklarla sınadığı zor bir dönemde hobi olarak müziğe tutundum. Müzik ruhun gıdasıdır derler ya o kadar doğru ki; müzik bana çok iyi geldi ve müzik tutkum hobi olmaktan çıktı. Artık her günüm müzikle dolu. Bazı geceler hiç bilmediğim yepyeni bir melodi ile uyanıyor, bulduğum melodilere yepyeni sözler yazıyorum. Bir taraftan klinikte doktor olarak çalışmaya devam ediyor; kalan zamanlarda da söz yazıp besteler yaparak bunları seslendiriyor, yeni şarkılar çıkarıyorum. Doktorlukla birlikte müziği yani her iki mesleği bir arada yapıyor olmam, müziği 45 yaşından sonra hobi olarak başlayıp profesyonel alana taşımam, şu an sahne almıyor olmam, hem şarkı sözü yazıp, hem beste yapıp ,hem de seslendiriyor olmam sanırım beni bir çok sanatçıdan farklı kılan özelliklerim.
Gelecekle ilgili projelerinizden söz eder misiniz bundan sonraki hedefleriniz neler?
Şarkı sözleri yazıp, yeni besteler yapmaya devam ediyorum. Yeni yaptığım şarkılarımın aranjman ve seslendirme çalışmaları devam etmekte. Önümüzdeki aylarda dinleyicilerimi söz ve müziği bana ait olan yepyeni şarkılarla buluşturmayı planlıyorum. Yeni şarkılarımı farklı sanatçıların sesinden de duymayı çok isterim. Çok sevdiğim doktorluk mesleğime mezoterapi alanında şu an çalışmakta olduğum klinikte devam ederken; belli dönemlerde dinleyicilerime konserler vermeyi hedefliyorum. Aynı zamanda kadınlar ve çocuklar için olan sosyal sorumluk projelerinde de konserler vererek; çeşitli projelere katkıda bulunmak hedeflerim arasında.
SANAT DÜNYASI BENİ ŞAŞIRTTI
Bu piyasaya girmeden önce sanat dünyası size karşıdan nasıl görünüyordu, içine girince şaşırdığınız şeyler oldu mu?
Evet bu piyasaya girmeden önce sanatçılık dünyası böyle çok renkli cafcaflı zorluklarını bilmediğim bir dünyaydı. İçine girdikten sonra beni şaşırtmaya devam etmekte. Aslında hiç o kadar da uzaktan görüldüğü gibi kolay olmadığını fark ettim. Söz yazarı ve besteci olarak tek bir şarkının bile düzenlenmesinin altyapılarının ortaya çıkmasının nasıl büyük aşamalardan geçtiğini görmek beni çok şaşırttı. Yine klip çekimlerinin hiç de kolay olmadığını gördüm. Her şeyden önce ortaya konulan tüm sanat eserlerinde büyük bir emek yatıyor, duygu yatıyor. Ortaya konulan işlerde onlarca insan emek veriyor. Her işin beğeneni de beğenmeyeni de olacaktır elbet ama her şeyden önce emeğe saygı duyulmalı.
YÜREĞİMİN SENİNİ DİNLİYORUM
Kendinizle ilgili en çok neler şaşırtıyor sizi şu aralar?
Son bir yıl içinde yaptıklarım beni çok şaşırtıyor. Eskiden sesli olarak başkalarına şarkı söylemeye utanırken; şu an şarkılarım radyolarda çalıyor, kliplerim televizyonlarda… Son bir yıl içersinde sözü ve müziği bana ait olan dört şarkım çıktı. Şimdi de yeşilçam albümüm.
Şunu belirtmek istiyorum ki; ben müziği her şeyden önce bana çok iyi geldiği için keyif alarak, severek yapıyorum. Müziğe yıllarını vermiş, okullarını okumuş sanatçılarımıza büyüklerimize saygım, sevgim sonsuz. Onları her daim kendime örnek alıyorum. Müzikte çok büyük iddialarım yok benim. Ben öncelikle bir doktorum. Şarkı söylemek, söz yazmak, beste yapmak seslendirmek de hayatımın bir parçası oldu. Ben yüreğimin götürdüğü yere giderek, yüreğimin sesini dinleyerek hareket ediyorum ve inanıyorum ki bana iyi gelen müzik ve şarkılar bir çok kişiye de iyi geliyor ve sözlerimle melodilerimle biraz olsun yüreklere dokunabiliyorsam, yüzünüzde tebessüm oluyorsa ne mutlu bana.
Hayatta hiçbir şey için geç değildir ben içimdeki şarkı söyleyen çocuğu, yeteneklerimi geç olsa da keşfettim ve açığa çıkardım. Sizde ne olur yüreğinizin götürdüğü yere gidin ve yapmak istediğiniz ne varsa gerçekleştirmek sizin elinizde.
Sevgiyle, sağlıkla umutla ve müzikle kalın. Beni okuyucularınızla buluşturduğunuz için size de çok teşekkür ediyorum Funda hanım iyi ki varsınız…