Devletin, pandemiyle ilgili uygulamaya koyduğu yeni kararlara rağmen günlük vakalar ve ölümler artmaya devam ediyor. Alınan son kararlar da epeyce eleştirilmişti. Bu kararların virüsün yayılmasını durdurmayacağını birçok doktor da söylüyordu. Görüldüğü üzere, bu eleştirilerin haklılığı ortaya çıkmaya başladı.

 Alınan kararlar sonrası, garsonlar, kıraathane sahipleri ve kafe çalışanları işsiz kaldı. İşszi kalan bu kesim, kendisine başka çıkar yollar arayacak. Çünkü bu insanlar ev kiralarını ödemeli, faturalarını ödemeli, karınlarını doyurmalı ve temel ihtiyaçlarını karşılamalı. Bu durum, insanları işsiz bırakarak, yeni iş arayışına girmelerine sebep olacak, şehir içi sirkülasyonu arttıracak. Sadece şehir içinde değil, il ve ilçeler arasında da sirkülasyona sebep olacak ve virüsün yayılımını hızlandırmaya katkı sağlayacak. 

Alışveriş merkezlerinde yemek ve içmek yasak olmasına rağmen insanlar, alışveriş merkezinin yemek katında yere oturarak yiyeceklerini yedi.  Kıraathanalerin önünde, insanlar ayakta içiyor içeceklerini. Oturarak değil, ayakta bir araya geliyor insanlar. Bunların sebebi, yeni uygulamaların mantık düzleminde temellendirilememesi.  Kafeler normalde sipariş almazlar ama kafelere de siparişle satışa dahil oldu. Bunun bir anlamı olmadığı için insanlar içeceklerini sokakta içiyor.

Pandemide gidişat, yasakların sertleşeceğinin sinyalini veriyor. Yasaklar artacaksa insanlara geçim garantisi de verilmeli. Bugün iş yeri kapanan ve borcu olan insanlar şu anda kara kara düşünüyor. Gençlerin birçoğu işsiz. İşsiz olan gençlerin ihtiyaçlarının karşılanması gerek. İddialara göre 5 milyon kişi şu anda faturalarını ödeyemiyor. Faturasını ödeyemeyen insanlar bankaya borçlarını nasıl ödeyecek? Temel ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaklar? 

Yerel yönetimler ve merkezi yönetim bir arada çalışmalı. Tüm maddi kaynaklar insanların temel ihtiyaçları için harcanmalı. Bunlar yapılmadığı sürece tam kapanmaya gidemeyiz. İnsanların temel ihtiyaçlarını karşılamadan evde tutamayız. Şu anda insanlar, pandemiden çok nasıl geçineceklerini düşünüyor. 

VERİLEN İLAÇLAR ZARARLI MI?

Son günlerde virüse yakalanan insanların şikayetleri dikkatimi çekti. Virüsü geçiren insanlara verilen ilaçlarla ilgili şikayetler artmaya başladı. Verilen bazı ilaçların “Dünya Sağlık Örgütü” tarafından yasaklandığı biliniyor ama bizde kullanılıyor. Bu ilaçlar insanlara zarar mı veriyor? Eğer zarar vermiyorsa Sağlık Bakanlığının, son zamanlarda çıkan dedikodular hakkında açıklama yapması gerek.  Aksi halde insanlar kendi sağlıklarını kendileri düzeltmeye çalışırsa sorunlar katlanır. 

Sağlık Bakanlığı, toplumda oluşabilecek dedikoduların önüne geçmesi gerek. Vakaların artması ve insanların hâlâ bilinçsiz olması süreci zorlaştırıyor. Toplum içinde oluşabilecek muhtemel bilgi kirliliğinin önüne geçmek için iletişim çalışması yapılması gerektiğini ısrarla söylemeye devam edeceğim.