"Kemal Sunal filmleri, bu ülkeye zihinsel anlamda yapılmış büyük bir kötülük… Bu filmler resmen insanın zekâsına hakaret ediyor." demişsiniz.

"Kemal Sunal filmleri, bu ülkeye zihinsel anlamda yapılmış büyük bir kötülük… Bu filmler resmen insanın zekâsına hakaret ediyor." demişsiniz.

Emin olmak için programı da seyrettim. Öncesini ve sonrasını… Ah Cemile Hanım ah…

Kemal Sunal filmleri değil de, bu ülkeye zihinsel ve fikrî anlamda yapılmış öyle kötülükler var ki… Bunları görmüyor olamazsınız. Hangi birini sayalım.

Örneğin cahil halkın feraseti çıkışı var. “Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor!” olayı…

Bilmem hatırlar mısınız?

Cümle, “Türkiye’nin geleceği için cahil nesil lazım,” diye devam ediyor ve bunu söyleyen profesör doktor bilmem kim, sonrasında taltif ediliyor.

Bazan bunların şaka olduğunu düşünüyorum. Yoksa insan sadece kendi geleceği (temsil ettiği siyasi geleneği) garanti altında olsun diye bir neslin cahil kalmasını ve sorgulamaktan uzak olmasını neden ve nasıl isteyebilir.

Sonra “Keşke Yunan galip gelseydi,” diye aşağılık bir zırva var. Üstelik bunu söyleyen ile ‘Yunan Mezalimi’ diye bir kitap yazdığını iddia eden kişi aynı şahıs... Araştırdım gerçekten ‘Yunan Mezalimi’ adlı bir kitap var. Üstelik yazarı da bu şahsiyet…

Acaba kimin yaptığı mezalimi anlatmış kendileri… Nevrotik bir durum mu var, cellâdına âşık mı oldu acaba, sayın tarihçi (!) büyüğümüz... Yoksa bilmiyorsa veya yanlış hatırlıyorsa ya da zihni karışmışsa, ben ona anlatırdım.

Çünkü - birçok yazımda dediğim gibi - bizzat mezalimi yaşayan insanları gördüm ve Yunan’ın ne yaptığını onlardan dinledim. Yerimiz belli olmasın ve Yunanlılar bizi bulmasın diye ağızları fazla kapatılan bebeklerin nefessiz kalıp ölmeleri örneğini verebilirim mesela ona... Yeterli olur mu bilmiyorum.

Yani Cemile Hanım işte böyle… Profesyonellik değil de vasatlık para ediyor son zamanlarda...

Görevini ve sorumluluğunu bilmek ve iyi yapmakta bir şeyleri değiştirmiyor. Siyaset Kurumu ile aranı iyi tuttun mu akan sular duruyor… Geçmişte yapılan hatalar tekrar ediliyor ve eleştirilen şeylerin bir benzeri hayata geçiriliyor.

Gerçi Türkiye Siyasi Tarihi’ni okuduğunda bu hep böyleymiş. Böyle gelmiş ve böyle gidiyor. Değişmiyor. Değiştirilemiyor.

Mesela kitap okuyanların veya yazanların pek kıymeti harbiyesi yok. Sanatın bir tarafından tutmuş ve başka, yan geliri de olmayan herkes açlığa mahkûm…

Yani bunlar insan zekâsına hakaret etmiyor da Kemal Sunal filmleri mi yapıyor bu işlevi...

Öyle tahmin ediyorum, siz de Dokunmayın Şabanıma filmini defalarca seyrederek büyümüşsünüzdür. Acaba oradaki matematiği, güzelliği, ışığı, masumiyeti, sıcak insan ilişkilerini ve âşık olan bir insanın saflığını nasıl görmediniz.

Ya da ne bileyim Kapıcılar Kralı’nda, Seyit’i oynayan Kemal Sunal harikalar yaratmıştır, (bence klasik Sunal oyunculuğunun da dışındadır) onu da mı fark etmediniz.

Yüz Numaralı Adam’da sevdiğini görünce sesi kısılan ve Oya Aydoğan’ın karşısında tam bir saf delikanlıyı oynayan, ama reklâmlarla kandırılan halkın yanında olmaktan ve bunu yapanlara karşı gerçekleri haykırmaktan geri kalmayan insanı seyretmediniz mi?

Acaba zihinsel ve fikrî anlamda ne bekliyordunuz, nereye gelmeniz gerekiyordu da varmadınız ve bunu kalkıp Kemal Sunal filmlerine bağladınız.
Ki bu filmlerde Sayın Sunal sadece oyuncu… Filmleri yazanlar, yapanlar, yönetenler ve montajlayanlar farklı kişiler… Bunu bilmiyor olamazsınız…

Göreceli ve tek taraflı bir fikir hürriyetinin ön planda olduğu bir ortamda, ölmüş gitmiş ve kendini savunma imkânı olmayan insanlara giydirmek kolay.

Kolaysa konuyu cahil halkın feraseti ile Yunan galip gelseydi meselesine getirsenize… Veya kitap okumaya gerek olmadığını, sözlü kültürün ve dinlemenin daha faziletli olduğunu iddia edenlere laf söyleseniz ya…

‘İzmir tefriciyye ile kurtuldu’nun bir tarafının eksik olduğunu söyleseniz ya… “Depremi engelledim,” diyen şarlatana iki çift laf etseniz ya…

Yapmayın, gerek yok bunlara… O filmlerde insan zekâsına kötülükte bulunulacak ve zihinsel anlamda sıkıntı çıkaracak herhangi bir sıkıntı göremiyorum.

Üstelik Kemal Sunal büyük bir oyuncu ve kendisinde olanı paylaşmasıyla tam bir insandır.
Şu an burada hepsini yazamayacağım, masumiyetlerini anlatamayacağım, Kemal Sunal filmleriyle hatıralarınız vardır belki…

Çocukluğunuzda seyretmişsinizdir. ‘Aferin delisi olmak’ ve ‘bir şey bildim sanmak’ için çocukluğunuzun sevimliliğine ve siyaset bulaşmamış kahkahalarına ihanet etmeyin…