Korona birlikte birimize karşı davranışlarımızda değişti karşındakini düşünmeden kırıcı davranışlar sergiliyoruz bu davranışlar ileride davranış bozukluğuna çıkacağını göz ardı ediyoruz sorun en büyüğü olan çocuklarımızı da öyle yetiştiriyoruz hırçınlık, sinirlilik, saldırganlık, inatçılık davranışlar normal karşılanır oldu davranış adaplarını unuturken çocuklarımızın yaşa her gelişim döneminde kendine özgü davranışlar olduğu yok sayarken normal saymaya başladık kendimizce yorumlar yaparak kişilik bozukluğu olan kişiler yetiştirir olduk davranış bozukluğu yanında en büyük tehlike olan konuşma adabı bozukluğu konuşmayı sadece gereksim olarak kullanır olduk nezaket tevazu gibi unsurları kelime haznemizden çıkardık onun yeri inciltici küçük düşürücü kısa kelimeler kullanır olduk karşımızdaki kişiden üstünlüğü sağlamak için kullanır olduk ses tonumuza dikkat etme yerine öfkeli veya alaylı tonlarla konuşur olduk. Hayatımızdan bir ok şeyi çıkarırken kendimizle diğer kişiler arasına sınırlar çektik tamam virüs için tedbir alalım lakin kişiliğimizi kaybetmeyelim etrafıma baktığımda kurallar uyulmuyor sadece karşımızdakinin uymasını bekliyoruz ve de insanlığın kişiliğin adaplarını çiğneyip geçiyoruz yaşantımızın heralanından kuralları kendimizden çıkarırken karşımızdaki kişilerin uymasını bekliyorum durup biraz kendim çeki düzen vermeliyiz kendimde dahil olma üzere davranış adaplarını konuşma adalarını tekrar gözden geçirmeliyiz birlikte göz atalım ve de peygamberimizin adap hakkında hadislerine bakalım  

İlk önce davranış adabı

1. Her zaman güler yüzlü olmak

2. Saygılı davranmak

3. Konuşmamıza dikkat etmek

4. Hareketlerimizin nereye yol açacağını düşünmek ona göre davranmak 

5. Başkası konuşurken sözünü bölmemek

6. Konuşma sırası gelmeden konuşmamak vs 

Konuşma adabı

1. Söylediği sözun nereye varacağını, düşünmek. 

2. Dünya ve ahiret icin faydası olmayan sözleri söylememek. 

3. Sözleriyle kimsenin gönlünü kırmamak. 

4. Kötülük ve felaket getireceğinden korktuğu şeyi söylememek.

5. Konuşurken başkasının sözünü kesmemek.

6. Bir insanı över veya yererken aşırı gitmemek.

7. Büyüklerin yanında yüksek sesle konuşmamak.

8. Boşboğazlık, gevezelik etmemek.

9. Söylerken ağzını eğip büzmemek, avurt çatlatmamak, ustalık, bilgiçlik satmamak.

10. Konuşurken karşısındakini hiçe sayarak ukalalık yapmamak, onun sözlerinde ayıp ve kusur aramamak.

11. Dilini lanete, küfüre ve kaba konuşmaya alıştırmamak.

12. Kendisine verilmiş bir sırrı başkasına söylememek.

13. Yalan yere bir söz vermemek, yapamayacağı bir şeyi söylememek.

14. Yalan söylemekten, yeminden, gıybet etmekten, kovuculuktan sakınmak gibi kuralları yaşantımıza geri getirmeliyiz özellikle yeni nesiller yetiştirmek için dikkatli olmalıyız 

Size kendi aranızdan öyle bir Peygamber geldi ki zahmete uğramanız ona ağır gelir. Kalbi üstünüze titrer, müminlere karşı pek şefkatli ve merhametlidir. (Tevbe, 9/128)

Ümmetinin sıkıntıya düşmesi kendisine çok ağır gelen, onlara son derece şefkatli ve merhametli olan -bu hususu Allah, kendisine ait Raûf ve Rahîm isimleriyle Efendimiz’i tavsif ederek belirtmektedir - Zât'a (s.a.s.) karşı ümmetinin tavrı nasıl olmalıdır? Elbette ki, en büyük ihtiram ve muhabbete O (s.a.s.) lâyıktır. Zira, kâinat ve beşer, O'nu (s.a.s.) meyve verecek şekilde yaratılmış, Allah'ın rızasını kazanma, O'na (s.a.s.) tâbi olmaya veya O'nu (s.a.s.) sevmeye bağlanmıştır.

Allahü Teâlâ, insanlığın hidâyet rehberi olan Kur'ân'ın bir çok âyetinde Resûlü’ne ittiba ve ihtiramı emretmiş, O'na (s.a.s.) nasıl davranmamız gerektiğini bildirmiştir. İşte onlardan birkaçı:

“Ey iman edenler: Söz ve hareketlerinizde ileri gidip de Allah’ın ve Resûlü’nün önüne geçmeyin Allah’a karşı gelmekten sakının. Allah her şeyi hakkıyla işitir ve görür. Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamberin sesinden fazla yükseltmeyin. Birbirinizle yüksek sesle konuştuğunuz gibi O’nunla da öylece konuşmayın. Yoksa siz farkında olmadan bütün emekleriniz hiçe iniverir.” (Hucurât, 49/1-2)

“Peygamberin mü’minler üzerinde haiz olduğu hak, onların bizzat kendileri hakkında haiz oldukları haktan daha fazladır...” (Ahzab, 33/6) 

“Resûlüllah’ın sizi çağırmasını, sizin birbirinizi davet etmenizle bir tutmayın...” (Nur, 24/63)

“Muhakkak ki, Allah ve melekleri Peygamber’e hep salât ederler. Ey iman edenler! Siz de O’na salât edin ve tam bir içtenlikle selâm verin.” (Ahzab, 33/56)

“... Çünkü bu hareketiniz Peygamber’i rahatsız ediyor. Lâkin utandığından ötürü size karşı bir şey söylemiyordu...” (Ahzab, 33/53)

Bunlar ve benzeri âyetler, mü'minlere Resûlüllah'a (s.a.s.) karşı nasıl bir edep tavrı takınması gerektiğini öğretmektedir. Rahmet Peygamberi’ne karşı, davranışların nasıl olması gerektiğini bildiren bir çok âyet-i kerimenin olması, Resûlüllah'a (s.a.s.) karşı âdâbınehemmiyetini gösterir.

Geleceğin imarları olacak çocuklarımızı ahlaklı karakterli imanlı yetiştirmek için yaşamın güzel geçmesine vesile olan davranış konuşma kurallarına dikkat edelim.