BALIKESİR - Marmara Adası’nda mermer ocağı işleten Dereli ailesi, 2 ay önce hem genç heykeltıraşlara istihdam yaratan hem de mermer atıklarının değerlendirildiği Dereli Art isimli bir sanat atölyesi kurdu. Hacettepe Üniversitesi’nde eğitim gören ve yeni mezun olan toplam 7 heykeltıraş, proje için sanat atölyesinde işe başladı. Mermer ocağından çıkarılan beyaz dolomit mermerler, blok şeklinde hem iç piyasaya pazarlanıyor hem de ihraç ediliyor. Artık mermerler de sanat atölyesinde heykeltıraşlar tarafından birer sanat eserine dönüştürülüyor. Mermerin bir çeşidi olan dolomit taşları işleyen heykeltıraşlar, ortaya birbirinden ilginç heykeller çıkarıyor. 

'SANAT KÖYÜ HALİNE GETİRMEK İSTİYORUZ’

Proje Koordinatörü Yalçın Dereli, 2019 yılında mermer ocağı işletmeciliğine başladıklarını belirterek, "Ocağımızdan beyaz dalgalı mermer çıkıyor ve üst segmente hitap ediyor. Bu projenin başlangıcı mermer artıklarının değerlendirilmesine dayanıyor. Sıfır emisyon, sıfır artık ile bir ocak işletmeyi hedefliyoruz. Bu vizyonun bir parçası olarak da heykel atölyesi ile işe başladık. Atölye ve mermerle sınırlı kalmayıp, birçok sanat dalını bir araya getirecek bir sanat topluluğu hedefliyoruz. Sanatçılar burada resmi şekilde çalışıyor. Yaptıkları eserler satılırsa giderler düşüldükten sonra gelirin yarısı sanatçılara, yarısı ise sanat projesine aktarılacak. Biz burayı bir sanat köyü haline getirmek istiyoruz. Dereli Art; farklı sanat dallarından sanatçıların bir araya geldiği, yıl boyunca birlikte yaşadığı ve eserler ürettiği bir sanat topluluğu projesidir. Şu an için 7 heykeltıraş ve 1 fotoğraf sanatçısına sahibiz. 2021 yılında 40 kişi olmayı hedefliyoruz. Çeşitli sanat dalları olacak. Yerli ve yabancı sanatçılar bir arada yaşayacaklar, birbirlerinden esinlenerek farklı eserler çıkaracaklar. Önümüzdeki yıllar boyunca sürecek bir çalışma olacak" dedi.

'OKUL BİTER BİTMEZ, BÖYLE BİR ORTAMA GİRDİĞİM İÇİN ŞANSLIYIM'

Hacettepe Üniversitesi Heykel Bölümü’nden bu yıl mezun olan Ali Bayır ise mezun olur olmaz bu tür üretim ortamına girmenin avantajını yaşadığını belirterek, "Ülkemizde sanat okuyan insanlar, okul bitmeden önce gelecek kaygısı yaşıyor. Ben okul biter bitmez böyle bir ortama girdiğim için şanslıyım. Bu doğal taş, ülkemizde öğrencilere çalışması için verilen bir şey değil. Pahalı bir malzeme. Bize burada çok güzel taşlar ve malzemeler veriliyor. Birçok öğrenci okuldan çıktığında böyle imkanlar bulamıyor. Biz burada sanatımızı icra edecek imkanlar bulduk. Biz burada kendi sanatımızı icra ediyoruz. Kimse bize burada 'heykeli öyle yap' demiyor. Bir sempozyuma dahi gitseniz belirli konular üzerinde çalışıyorsunuz. Burada ne istersek onu çalışabiliyoruz” dedi.

Aynı üniversiteden bu yıl mezun olan Maze Sürer de mezuniyeti yaklaşırken iş konusunda çeşitli kaygılarının olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Bu proje ile karşılaştığım için kendimi şanslı hissediyorum. Çünkü kendi isteğimizle işleyebildiğimiz taşlar var bu projede. Firmamız bize tüm olanakları sağlıyor. Bütün malzemelerimizi ve giderlerimizi karşılıyor. Biz, bu madende dolomit taşları ile çalışıyoruz. Artık taşların heykeltıraşlar tarafından sanatsal bir gözle biçimlendirilerek geri kazanıldığı bir proje ve bu açıdan çok yararlı olduğunu düşünüyorum. Genç sanatçıların kendilerini ifade edebilecekleri bir yer. Bu şekilde dolomit taşlarını sanata kazandırıyoruz. Umuyoruz bu proje daha çok kişiye ulaşır."

Editör: TE Bilisim