ANKARA - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Bugün ne yazık ki ülkemizde bir cumhuriyet krizi var. Çünkü AK Parti iktidarı; Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurumsal varlığının çürümesini, modern devlet yapısının bozulmasını ve sultancıl bir 19'uncu yüzyıl devletine dönüşmemizi istiyor" dedi.

İYİ Parti lideri Akşener, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener, bugün öğretmenlerin, sendikaların aldığı karar doğrultusunda 1 günlük iş bırakma eylemi yaptığını belirterek, "Keşke böyle bir eyleme gerek olmasaydı. Keşke AK Parti, öğretmenlerimizin taleplerini dikkate alıp gereğini yapsaydı. Biz İYİ Parti olarak uzman öğretmenlik, baş öğretmenlik gibi sınava dayalı düzenlemeleri doğru bulmuyoruz. İYİ Parti iktidarında, 5 yıl ve 15 yıl kıdemi esas alarak öğretmenlerimizin maaşlarında düzenleme yapacağız. Ayrıca tüm öğretmen ve akademisyenlerimizin ek ders göstergelerini yükselterek eğitim çalışanlarımıza her eğitim-öğretim yılının başında 1 net maaş ikramiye vereceğiz" dedi. 

'SANDIK GELDİĞİNDE VİZYONU DA PROJEYİ DE GÖRECEKSİN'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı 'Türkiye Yüzyılı' vizyon belgesine değinen Akşener, "Aslında biz de ilk başta heyecanlanmıştık ama yine hüsran, yine hayal kırıklığı. 'Vizyon' diye yerine getirilmemiş bayat vaatlerini yeniden ambalajlayıp servis etmeyi tercih etmişler. 20 yıllık bir devri iktidarın sonunda 'vizyon' diye pazarlanan bir vizyonsuzluk vesikası. İktidarının 20'nci yılında, 20 yıl önceki vaatlerini tekrarlayan bir iktidar bizden başka hiçbir millete nasip olmadı. Buradan çevresindekilere seslenmek istiyorum; lütfen biriniz Sayın Erdoğan'a 20 yıldır iktidarda olduğunu hatırlatsın. Bu şekilde gülünç duruma düşmek bir cumhurbaşkanına hiç yakışmıyor. 12 yıldır, '2023 vizyonu' diyerek bu aziz milletten oy istedi. Milletimiz güvendi, oy verdi ama o vadettiği hiçbir şeyi gerçekleştiremedi ve nihayet hesap günü geldi çattı. Artık aynı hayali satamayacağı için de şimdi yeni bir masal uyduruyor. Hepsi bu. Buradan kendisine seslenmek istiyorum; sen hiç merak etme Sayın Erdoğan. Şunun şurasında 7 ay kaldı. O sandık geldiğinde vizyonu da liyakati de projeyi de evellallah İYİ Parti iktidarında ziyadesiyle göreceksin. Az daha sabret" diye konuştu.

'ERDOĞAN VE ARKADAŞLARINI KUTLUYORUM'

Geçen hafta TOGG'un Gemlik Tesisi'nin açıldığını hatırlatan Akşener, "Ülkemize katma değer sağlayan, milletimizin de faydasına olan her şeyde olduğu gibi bu yatırımı da geç kalmış olmakla birlikte son derece kıymetli buluyoruz. TOGG'un seri üretime geçmesinde emeği geçen işçilerimizi, mühendislerimizi ve şirketlerimizi tebrik ediyor, bu girişimin oluşmasına vesile olan, gereken her türlü kamu desteğini sağlayan Sayın Erdoğan ve arkadaşlarını da kutluyorum. Keşke Sayın Erdoğan, milletin cumhurbaşkanı olma olgunluğunu ve özgüvenini gösterebilseydi. Keşke kutuplaştırdığı insanlarımızı milletin otomobili üzerinden bir kez olsun birleştirmeyi tercih etseydi. Maalesef yine olmadı ve bu son derece kıymetli girişimin tanıtımını da bir AK Parti çalışmasına çevirerek, her zaman olduğu gibi yine güzel bir şeyi engellenemez nefretiyle kirletmeyi başardı. TOGG projesinden de elbette memnunuz fakat TOGG üzerinden yürüttüğünüz geçmişi kötüleme ve yalanlarınıza karşıyız" dedi. 

'OTOMOBİLDEKİ ÖTV YÜKÜNÜ KALDIRACAĞIZ'

Yerli ve milli bir otomobil istediklerini ancak Türkiye'nin bazı acı gerçekleri olduğunu söyleyen Akşener, "Bugün en ucuz araba bile yüzde 80'lik ÖTV diliminde yer alıyor. Otomobildeki asgari vergi yükü, yüzde 113'e çıktı. Vergilerden önce 300 bin lira olan bir arabanın fiyatı, vergilerle birlikte 637 bin liraya çıkıyor. Bugün bir asgari ücretlinin bırakın sıfır araba satın almayı sigorta, bakım ve yakıt masrafını bile karşılaması mümkün değil. Yerli otomobil üretmekle övünen bu iktidar, iç pazardaki daralmanın neticesinde otomotiv sanayini 5 yıldır aralıksız bir şekilde küçültüyor. Biz İYİ Parti olarak otomotiv sektörünün gerçeklerinin farkındayız. İşte o nedenle Türk otomotiv sektörünü geliştirecek pek çok çözümle geliyoruz. Öncelikle Türkiye'yi çağdaş bir hukuk devleti haline getirecek öngörülebilir ve kararlı ekonomik koşulları sağlayacağız. Sonrasında otomobildeki ÖTV yükünü kaldıracağız. Karbon salınımına endeksli, çevreci bir vergilendirme sistemi getireceğiz. Otomobili sadece zenginlerin erişebildiği bir lüks olmaktan çıkartıp, herkesin erişebildiği temel bir ihtiyaca dönüştüreceğiz. Yani İYİ Parti iktidarında, asgari ücretli vatandaşlarımızın da rahatlıkla araba sahibi oldukları, müreffeh bir Türkiye'ye kavuşacağız" diye konuştu. 

Akşener, Türkiye Cumhuriyeti'nin 99'uncu yılına ilişkin de "Maalesef hızla geriye gidiyoruz. Çünkü AK Parti iktidarı bırakın gelecek yüzyılı görmeyi, geçmiş 99 yılı okumayı bile beceremiyor. Ekonomi ile demokrasi arasındaki bağı hala anlayamıyor. Düşünebiliyor musunuz? Cumhuriyetimizin kerim devlet anlayışından o kadar uzaktalar ki kuvvetler ayrılığını bir zaman kaybı olarak görüyorlar. Aslında AK Parti iktidarının bugün bizlere yaşattığı şeyin adı bir cumhuriyet krizidir. Çünkü ne yazık ki bugün millet ile devlet arasındaki bağ koparılmış, devletin sahipliği milletin elinden alınmış, 'Partili Cumhurbaşkanlığı' denilen ucube bir sistemle tek bir kişinin ve etrafındaki dar bir zümrenin eline mahkum edilmiştir. Dolayısıyla devlet; tüm vatandaşlarının hayrına işleyen bir mekanizma olmaktan çıkmış, sadece belirli kişilerin imtiyazlarının devam etmesi için kararlar alan bir vesayet mekanizmasına dönüştürülmüştür. Evet, bugün ne yazık ki ülkemizde bir cumhuriyet krizi var. Çünkü AK Parti iktidarı; Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurumsal varlığının çürümesini, modern devlet yapısının bozulmasını ve sultancıl bir 19'uncu yüzyıl devletine dönüşmemizi istiyor" dedi. 

'O İKTİDARIN BAKANI OLMAKTAN GURUR DUYUYORUM'

Akşener, grup toplantısının ardından, sosyal medyada yer alan 1997 yılına ait videodaki "Refah-Anavatan koalisyonunu ben yıktım, kadınlarla yıktım" sözlerine ilişkin açıklama yaptı. Akşener, "Orada ben diyorum ki; Refah Yol ile Anavatan koalisyonunu yıktık. Yerine ne kurulmuş kardeşim? Refah-Yol kurulmuş. Peki nasıl oluyor da ben Refah-Yol'u yıkıyorum. Ve o arada da Refah-Yol'un İçişleri Bakanı olarak oradayım. Konuşmaya gittiğimiz konu da Susurluk meselesi. Şimdi böyle bir zekasızlığın, böyle bir zamanda, böyle bir şekilde ortaya konulmasına hayretler içindeyim. Gerçekten Sayın Erdoğan adına çok üzüldüm. İyi ki de o Refah-Yol'un kurulmasını sağlamışım. İyi ki de o Refah-Yol'un kurulmasına vesile olmuşum. Çünkü 28 Şubatçılar çerçevesi içinde yıkılıncaya kadar, Türkiye'nin ekonomisine, ahlakına, yönetimine son derece önemli katkıları olan bir iktidardı. O iktidarın da bakanı olmaktan gurur duyuyorum" dedi.

Editör: TE Bilisim