ANKARA - Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, grup toplantısında sadece Türk gençliği üzerine konuşacağını, dertleşeceğini ve görüşlerini açıklayacağını söyledi. Bahçeli, özellikle 4 Ocak 2021 tarihinden itibaren Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan olayların Türk gençliği üzerinde oynanan oyunları, geniş çaplı istismar kampanyalarını yeniden ve tüm çıplaklığıyla deşifre ettiğini belirtti. Bahçeli, gençliğin gelecek ümidi ve iradesi olduğunu bildirerek "Biz kuşakları 'X', 'Y', 'Z' kategorisiyle ele almıyor, bu şekilde analiz etmiyoruz. Çünkü bu ayrımın alfabenin diğer harflerine kadar ulaşacağını, buradan da bir sonuç çıkmayacağını düşünüyoruz. Milleti bir görüyor, adına 'Türk milleti' diyoruz. Gençliği bir değerlendiriyor, müstesna unvanına 'Türk gençliği' diyoruz. Geleceğimizden tasarruf yapamayacağımıza göre, gençlikten taviz vermemiz, onlara kulak tıkamamız, onları hayatın kaotik şartlarında sahipsiz bırakmamız kuşku yok ki söz konusu olamayacaktır. Düşüncesi, siyasi ve ideolojik aidiyeti ne olursa olsun, evvel emirde söylemek isterim ki; Türk gençliği bizim has bahçemiz, parlak yüzümüz, muazzam hazinemizdir. Onlar bizim her şeyimizdir, ne oy kaygısına, ne siyasi tartışmalara, ne de basit çıkar hesaplarına hapsedilemeyecek mümtaz değerlerimizdir. Gençlik hür istikbalimizin mimarı, mihmandarı, mirasçısı, mihrabıdır inancındayız" diye konuştu.

'ÜNİVERSİTE KAPILARINDAKİ EYLEMLERDE KAYBEDECEK GENCİMİZ YOK'

Bahçeli, Türkiye'de 15-24 yaş grubu arasında yaklaşık 13 milyon kişinin bulunduğunu, nüfusun yüzde 15,6'sının gençlerden oluştuğunu anımsatarak, "Bu tablo esasen potansiyel, mukayeseli ve stratejik gücümüzün apaçık delilidir. Türk gençliğinin aklını bulandırmaya, arayışlarını budamaya, duruşunu bozmaya, geleceğini karartmaya çalışan iç ve dış mihrakların ana gayesi bu güçten çekinmelerinden dolayıdır. Gençliğimizi esir etmek için kuyruğa girenlere katiyen izin vermeyeceğiz. Biz gençlerimizin göz bebeklerinde derin teessür uçurumları görmek istemiyoruz. Onun bunun şiddet aparatı olmalarına tahammül edemiyoruz. Yıkım gündelikçileri, mukallit aydınlar, kimliksiz siyasetçiler, terör örgütlerine taşeronluk yapan köksüzler, aslanı kediye boğdurmak için el ovuşturan vatansızlar, gençliğe musallat olan cinayet ve suç şebekeleri şunu iyi bilsinler ki, bizim ne dağa gönderecek, ne hücre evine yollayacak, ne üniversite kapılarındaki eylemlerde kaybedecek, ne de sokak aralarında molotof fırlatacak tek bir gencimiz, tek bir evladımız, tek bir fidanımız dahi yoktur. Devşirdikleri kişilerin eline silah tutuşturanlar, militan açığını bu yolla takviye etmek için üniversitelere tezgah kuranlar bunun bedelini ağır ve acıklı şekilde ödemelidir" diye konuştu.

'İŞİN İÇİNDE SİYASİ PARTİLER DE VARDIR'

Bahçeli, gençlere haklı olmanın en güçlü silah olduğunu hatırlatarak, "Boğaziçi Üniversitesi'ndeki her gelişme açıkça çarpıtılmış, gençliğin kabına sığmaz niteliği hain çevreler tarafından kullanılmak istenmiştir. Bu işin içinde ne yazık ki bazı siyasi partiler de yer almıştır. Kendi evlatlarına el bebek, gül bebek muamelesi yapan, başkalarının evlatlarını siyasal ihtirasları için kavgaya yönlendirenler zilletin dipsiz çukuruna düşen sorumsuz ve kirli zihniyetlerdir. Bu çürük ve günahkar zihniyet failleri, büyük bir tezat ve ikilik içine gömülü halde olduklarından dolayı sürekli bocalıyorlar. Hiç biri sırtında taşıdığı ve muhafazaya mecbur olduğu mevki veya paye ile ahenk içinde yaşamıyor. Kafaları zeka itibarıyla olsun, vatan sevgileri itibarıyla olsun, hakikaten merhamete muhtaçtır. Şahsiyetleri kırpıntı bohçası gibidir. Üstelik her şeyleri de iğretidir. CHP'den tutun İP'e kadar, HDP'den tutun diğerlerine kadar çirkin manzara aynısıyla bunu göstermektedir" dedi. 

'HİÇBİRİNİZİ KAYBEDEMEYİZ'

Bahçeli, Türk gençliğinin fıtratı gereğince zeki, çalışkan, basiretli, devletine ve milletine sorumluluk duyan bir vicdan cevherine havi olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:

"Bu yüzden yozlaşmış akımlar, yasa dışı örgütler, terörizmin ajanları, emperyalizmin maşaları, marjinal çevreler, organize suç şebekeleri gençlerin peşindedir, kafeslemenin emelindedir. Sevgili gençler, hiç birinizi kaybedemeyiz. Hiç birinizin hayatını tesadüflerin akıntısına teslim edemeyiz. Öfkeniz olabilir, kızgınlığınız olabilir, kızdıklarınız olabilir, tepkileriniz sivri olabilir, itirazlarınız sinirli olabilir, fakat sizler bizim için, milletimiz için, istikbal ve istiklal haklarımız için paha biçilemez öneme sahipsiniz. Analarınız, sizleri ne zorluklarla büyüttü, mutlaka biliyorsunuz. Babalarınız, yemedi yedirdi, içmedi içirdi, giymedi giydirdi, en iyi sizler farkındasınız. Kıt kanaat imkânlarla okuduğunuz okulları bitirmenin gayesindesiniz, belki bir sevdiğiniz var açılamıyorsunuz, bir işim olsun diyorsunuz, bir yuva kurmanın telaşındasınız, hayatınızı kurtarmanın çabasındasınız. Bunların hepsi helali hakkınız olan makul ve mantıklı insani hallerdir. Biz de bu çağlardan geçtik, ne yaşamışsanız, benzerlerini az çok yaşadık. Bir anlık öfkeyle bir ömrü heba etmeyin. Direnmeyi zalimlere, Türkiye düşmanlarına karşı yapın. Analarınızın gözyaşlarını akıtmayın. Babalarınızın ahını almayın. Terör örgütlerinin istismarlarına aldanmayın. Siz Türk gençliğisiniz, siz geleceğin büyük Türk milletinin, büyük Türkiye'sinin siyasetçileri, milletvekilleri, devlet adamları, işadamları, akademisyenleri, bürokratları, esnafları, girişimcileri, dahası anneleri ve babalarısınız. Gelin, yanlış bir tercihin içinde olan varsa dönsün."