Merhaba Alper Bey, son singlenız “Çember” ile dinleyicilerinizle buluştunuz. Şuan yeni şarkınız nasıl dönüşler alıyor?

Çember’i dinleyiciler çok sevdi. Anadolu Rock tarzı bir müzik vardı, ama Çember şarkımızda bunu biraz daha yumuşattık. Modernize ettik. Dinleyicilerden gelen dönüşler beni çok mutlu ediyor. “Dinlerken hepimiz hayatımızdan bir şeyler buluyoruz.” dediler. Herkesin hayatında zorluklar oluyor. Çember şarkısı bunu kamçılıyor.

Çember şarkısının bir hikayesi var mı?

Çember, hayatın kendisini anlatıyor. Şarkının sözlerine de bakarsanız, “Daha yenilmedim, son sözü söylemedim. Düştüm, ayağa kalktım, ezilmedim.” diyor. İnsanın hayata karşı zorluklara nasıl göğüs gerdiğini, meydan okuduğunu anlatıyor.


Müzikle bütünleştiğinizi ilk hissettiğiniz an ne zamandı?

Ben zaten müzisyen bir aileden geliyorum. Benim babam davulcuydu. Ben küçükken babamlar evde provalarını yaparlardı. Bizim evimize, dönemin en popüler şarkıcıları gelirdi. Sabahlara kadar çalışırlardı. Onlar prova yaparken, ben de elime tarak alır onlara eşlik ederdim.


Stiliniz, sesiniz bana Barış Akarsu’yu andırdı.

Rock Müzik, sadece müzik olarak, değil yaşam tarzı olarak da sizi değiştiriyor. Rock müzik yapmaya başladığın anda, senin için hazırlanmış bir kumaşın içine giriyorsun. Barış Akarsu’ya benzetiliyorum. Kendisini çok da severek dinlerim. Barış Akarsu insanların sevdiği, beğenerek takip ettiği bir insandı. Ona benzetilmek için gurur vericidir.


Müzik sektörünün içerisinde çok farklı dinamitler meydana geldi. Artık herkes kendi müziğini yapıp, halkla buluşturabiliyor. Sizce bu durum dinleyicileri bir karmaşa arasına sokuyor mu?

Çok seslilik güzel bir şeydir. Böyle ortamlarda, değişik müzikler duyma fırsatınız olur, ama çorba gibi olmamalı. Bu durumun hem avantajı hem de dezavantajı var. 90’lı yıllar da insanın kendini gösterebilmesi için çok farklı yollardan geçmesi gerekiyordu. Şu anda sosyal medyaya düştüğünüz anda hayatınız tamamen değişiyor. Şuan bence “ünlü” kavramı yok. Önceden televizyona çıkan insanlar tanınmaya başlanırdı, merak edilirdi. Şimdi o tamamen ortadan kalktı.


Bu sisteme göre bugünkü gençlik mesleğin artılarını mı yaşıyor yoksa eksilerini mi?

Bunu sadece müzik olarak değil, sanat olarak ele alırsam, bugünün en büyük eksiği duygudur. Bunun avantajı ise, duygu barındırmayan ürünü, hemen 10 binlere, 100 binlere ulaştırma şansı. Un olmayan değirmenden nasıl ekmek çıkmazsa, duygusu olmayan bir işten de sanat çıkmaz. Biz sanatçılar, duygusal bir heyelan yaşamadıktan sonra sanat çıkaramayız.

Birçok ses sanatçısıyla konuştuğumuzda bir konu var; artık her kitlenin kendine ait bir starı olduğu konuşuluyor. Siz bunu destekliyor musunuz?

Ben kategorileştirmeye katılmıyorum. Herkes, her müziği dinleyebilir. İnsanın o an ki duygusuyla alakalı bir şeydir. Yabancı müzik çok seven biri, efkarlı olduğu zaman İbrahim Tatlıses’in müziklerinden birini açıp dinler. Ben de dinledim. Günümüzde artık böyle bir kavram var. Her kitlenin bir starı var. Daha doğrusu, sosyal medya yüzünden böyle düşünülüyor.


Alper Ergin’in yaratmak istediği, kendini var etmek istediği müzik tarzı hangisi?

Ben duygularımı içimden geldiği ortaya koyuyorum ve buna Rock Müzik diyorlar. Benim kendimi ifade ediş tarzım bu; ben bir şeyler yaptım. O da Rock Müzik oldu.


Oyunculuk, şarkıcılık gibi göz önünde bulunan mesleklerde genelde herkesin popüler olmak istediğini görüyoruz. Böyle bir çabanız var mı?

Ben 25 yıldır müzik sektörünün içindeyim. Eğer böyle bir çabam olsaydı, bir şekilde ben oraya çıkardım, çünkü maddi gücüm ve çevrem de vardı. Ama geldiğimiz şu noktada, 100 binlere konser vermekse kalbinde yatan şey, ünlü olmak zorundasın.

Yeni bir yıla girdik, singlenız çıktı, yeni şarkılar hazır... Nasıl bir dönemin içindesiniz?

Youtube üzerinden akustik kayıtlar yapmaya başlayacağım. Biraz youtube da coverlara ağırlık vereceğim. Elimde üç tane şarkı var. İki ay arayla yeni şarkılarımı çıkartacağım.


Uzun yıllardır sektörün içindesiniz. Şöyle bir geriye baktığınızda “acısıyla tatlısıyla her şeye değerdi” diyebilir misiniz?

Kesinlikle değerdi. Ben tüm acıların içinden geçerken, o zorlukların hepsini severek aştım. Çember de bunu anlatan bir şarkı.

Müzik sizin hayatınızı nasıl dönüştürdü?

İlk defa, bir şey yaparken o coşkuyu hissettim. İlk kez kendim gibi oldum. bankacılık yaptım, gayrimenkul sisteminde çalıştım, ama hep onlar benim dışımda gelişen işlerdi. Ben şuan çalışmıyorum, çünkü sevdiğim işi yapıyorum.


Şarkı söylemeseydiniz, şunu yapardım diyebileceğiniz bir meslek var mı?

Motosiklet tamircisi yapardım. Sabahlara kadar motorun tepesinde, her parçasını söküp çıkartıyorum. Bir başka meslek olarak da balıkçı olabilirdim. Çocukluğumdan beri balık tutmayı çok severim. 12, 13 yaşlarımdayken, tekneyle açılıp, bağıra çağıra şarkı söylerdim.
 

Yeni bir yılın içine girdik. Zor zamanların içinden çıktık, ama 2023 herkesin umutla beklediği bir yıl oldu. Bu yılın size getirmesini istediğiniz dilekler neler?

Her yeni gelen yıl, bize gençlik getirsin. Yaş aldırsın, ama yaşlandırmasın.