DOHA


Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu18. Doha Forumu kapsamında düzenlenen CNBC muhabiri Hadley Gamble moderatörlüğündeki yüksek düzeyli mülakat özel oturumunda soruları yanıtladı.


Bakan Çavuşoğlu, "Suriye'nin geleceğinde Esed'in de yer aldığı tablo olursa bu sizin içinize siner mi?" şeklindeki soruya, "Şu an yapmaya çalıştığımız şey, ülke için bir anayasanın oluşturulması. Bir anayasa taslağını kendileri oluşturmalı." yanıtını verdi.


Ülkenin seçimlere hazırlanması gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:


"Bu süreç, Birleşmiş Milletlerin (BM) şemsiyesi altında olmalı. Kapsayıcı olmalı. Herkes hak sahibi olmalı. Suriye'deki ve Suriye'nin dışındaki herkesi kapsamalı, son yedi yılda yerlerinden edilen, benim ülkemdeki ve diğer ülkelerde mülteci olarak bulunanları kapsamalı. Güvenilir, şeffaf ve demokratik seçimler olmalı. Bu seçimlerden sonra Suriyeliler ülkeyi kimin yönetmesi gerektiğine karar vermeli."


Çavuşoğlu, Gamble'ın "Eğer bu seçimlerde Esed seçilirse onunla çalışır mısınız?" şeklindeki sorusu üzerine "Eğer demokratik ve güvenilir bir seçim olursa o zaman herkesin bunu değerlendirmesi gerekebilir." dedi.



FETÖ elebaşı Gülen'in ABD'den Türkiye'ye iadesi


FETÖ elebaşı Gülen'in ABD'den Türkiye'ye iadesi konusunda sürecin nasıl ilerlediğine ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, herkesin bir "CIA ajanı olan rahip Andrew Brunson"a odaklandığını ancak Türkiye- ABD ilişkilerinde bu konudan daha büyük meseleler olduğunu söyledi.


Çavuşoğlu, bu meselelerden birini ABD'nin Suriye'de YPG/PKK'ya verdiği desteğin oluşturduğunu ve bunun Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit ettiğini, diğer ciddi meselenin ise 15 Temmuz darbe girişiminde bulunanların elebaşı Gülen'in hala ABD'de yaşaması olduğunu kaydetti.


FETÖ ve elebaşına ilişkin FBI tarafından birçok eyalette yürütülen soruşturmada bu örgütün karanlık tarafının ve ABD yasalarını nasıl ihlal ettiklerinin fark edildiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Bizim beklentimiz çok net. İkili anlaşmalarımız var, uluslararası hukuk ortada. Bu kişi ve bu örgüte üye diğerlerini, 84 isimden oluşan listeyi, Türkiye'ye iade talebiyle ABD'ye sunduk." dedi.


Çavuşoğlu, Gamble'ın "Bunun gerçekleşeceğine inanıyor musunuz?" sorusu üzerine, "En son Buenos Aires'te en son bir araya geldiğimizde ABD Başkanı Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bu konu üzerinde çalıştıklarını söyledi ancak somut adımları görmemiz gerek. Üzerinden neredeyse iki, hatta üç yıl geçti." diye konuştu.



"Bizim hedefimiz YPG/PKK terör örgütü"


Suriye'deki son duruma ve Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeyindeki YPG/PKK hedeflerine yönelik yapmayı planladığı harekata ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, "DEAŞ Suriye'de ve Irak'taki en önemli sorunlardan biri. Türkiye'den daha fazla DEAŞ teröristini etkisiz hale getiren ülke de yoktur. Biz 3 bini aşkını Suriye'de, binden fazlasını Irak'ta olmak üzere 4 bini aşkın teröristi etkisiz hale getirdik." dedi.


Bölgedeki tek terör örgütünün DEAŞ olmadığına, YPG/PKK'nın da bölgedeki varlığına dikkati çeken Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:


"İş YPG/PKK'ya gelince Batılı dostlarımız onları destekliyor. Neden? Tek bahaneleri var, o da 'YPG'nin DEAŞ ile mücadele etmesi'. Belki iç noktalarda böyle görülebilir ama nedenine bakmak gerek. YPG iç bölgelerde DEAŞ ile savaşıyor çünkü ya onların ideolojilerinden nefret ediyor ya da her iki ülkede de daha fazla bölgeye hakim olmak istiyor. Bugün herkes YPG/PKK'nın yaptıklarına, bölgedeki azınlıkları nasıl zorla sindirdiğine gözünü kapatıyor."


Çavuşoğlu, YPG/PKK'nın bölgedeki Ezidilere, Süryaniler gibi bölge halkına yönelik baskılarından örnekler vererek, "Türkiye'de 300 binden fazla Suriyeli Kürt var ve geri dönemiyorlar çünkü YPG/PKK onları bulundukları yeri terk etmeye zorladı ve mal varlıklarına el koydu." diye konuştu.


Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki YPG/PKK hedeflerine yönelik yapmayı planladığı harekatın NATO müttefiki ABD'yi riske atıp atmayacağı yönündeki soru üzerine Çavuşoğlu, "Neden NATO müttefiki Amerikalıları riske atmış olayım? ABD, PKK terör örgütünün koruyucusu mu? Olmamalılar. Sorun da bu. Neden (YPG/PKK'ya) bu kadar silah verdiler?" ifadelerini kullandı.


Çavuşoğlu, ABD'nin YPG/PKK'ya verdiği silahların DEAŞ'ın da satın aldığı pazarlarda yer aldığını belirterek, şunları kaydetti:


"Biz, ABD askerlerinin hayatını riske atmıyoruz. Bizim hedefimiz, amacımız tıpkı Afrin'de, Fırat Kalkanı Harekatı'nda olduğu gibi YPG/PKK terör örgütü. Eğer ABD kendilerinin koruyucusu olduğuna inanıyorsa bu başka bir şey ve ordularımız arasında da herhangi bir istenmeyen kazayı önlemek amacıyla kurulmuş kanallar, iş birliği var ama Suriye'de siyasi çözüm üzerine odaklanmışken, İdlib'teki huzurun devamını sağlıyorken, izlenebilecek en iyi yol Suriye'nin bu bölümünde de istikrarı sağlamak."


Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin ses kayıtlarıyla ilgili soru üzerine Çavuşoğlu, Türkiye'nin Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda önceden planlanarak öldürülmesine ilişkin tutumunun başından beri açık ve net olduğunu söyledi.

Türkiye'nin güvenilir ve şeffaf bir soruşturma yürütmek için elinden gelenin en iyisini yaptığını vurgulayan Çavuşoğlu, bu konuyla ilgilenen ülkelerin istihbaratlarıyla Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin ses kayıtlarının paylaşıldığını ifade etti.

Çavuşoğlu, Kaşıkçı cinayetinin planlı bir cinayet olduğuna, cinayet için bir adli tıp uzmanının bile Türkiye'ye getirildiğine dikkati çekerek ses kayıtlarında bu kişinin birinin bedenini parçalara ayırmaktan zevk aldığının bile anlaşıldığını belirtti.

Türkiye'nin en başından beri Suudi Arabistan ile iş birliğinden yana olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, Suudi Arabistan ile bütün bilgi ve bulguların paylaşıldığını kaydetti.

Çavuşoğlu, Gamble'ın "Suudilerin ses kaydını da aldığından emin misiniz? Çünkü (Suudi Arabistan) Dışişleri Bakanı birkaç hafta önce bana sadece geçişleri gördüğünü söyledi." şeklindeki sorusuna, "Dışişleri Bakanı belki kendisi ses kaydını dinlememiş olabilir ama Türkiye'ye gönderdikleri uzmanlar dinlediler." dedi.

Türkiye'nin Suudi Arabistan ile tüm bilgileri paylaşmasına rağmen şimdiye kadar Suudi Arabistan'ın yürüttüğü soruşturmayla ilgili kendilerine bilgi verilmediğini söyleyen Çavuşoğlu, "Bizim beklentimiz Suudi Arabistan tarafından da güvenilir, şeffaf ve hızlı bir soruşturma yürütülmesi." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Kaşıkçı'nın cansız bedenine ne olduğunu Türk hükümetinin bilip bilmediğine ilişkin soruya, "Bedeninin parçalara ayrıldığını ve başkonsolosluk binasının dışına çıkarıldığını biliyoruz. Ama cansız bedenin nerede olduğunu bilmiyoruz. Asıl soru bu. Bunun yanıtını bulmalıyız. En sonunda yerel iş birlikçilerin de olduğunu itiraf etmek zorunda kaldılar. Ancak bu yerel iş birlikçinin adını hala paylaşmadılar." yanıtını verdi.

Bakan Çavuşoğlu, yerel iş birlikçinin yoldan geçenler arasından tesadüfen çevrilemeyeceğine göre, eğer Suudi yetkililerin söylediği gibi bir yerel iş birlikçi varsa adının biliniyor olması ve Türkiye ile paylaşılması gerektiğini söyledi.

Çavuşoğlu, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin kayıtların paylaşılmamasından yana tutum alarak konuya siyasi yaklaştığı yönündeki iddiaların sorulması üzerine, Türkiye'de ifade ve basın özgürlüğü olduğunun ve reformlarla ileriye dönük adımlar atıldığının altını çizerek "Bu, Suudi Arabistan ve Türkiye arasında siyasi bir mesele değil. Bu, bir adli ve cezai bir konu." dedi.

Konunun Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilişkilendirilmesinin anlamsız olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, "(Kaşıkçı) Bu kişi vahşice öldürüldü. Türkiye'de yaşanan bu olay adli ve cezai bir süreç. İnsanları parçalara ayırmak, planlı cinayet işlemek ve yargı meselesi başka şey. Şunu anlatmak istiyorum, 'Bu kişinin öldürülmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın suçu mu? Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hatası nedir?' Cumhurbaşkanı Erdoğan, başından bu yana bu konunun üzerine sonuna kadar gidilmesinde ve sonuç alınmasında kararlı olduğunu gösterdi." diye konuştu.

Çavuşoğlu, bu süreci şeffaf ve doğru yürütürken başkalarından takdir görmeyi değil, bir insanın yaşam hakkını gözettiklerini vurguladı.

Bakan Çavuşoğlu Türkiye'nin, ABD'nin bu konuya yaklaşımına ilişkin hayal kırıklığı yaşayıp yaşamadığına ilişkin bir soruya ise şöyle yanıt verdi:

"Onlar da ses kaydını dinledi. (CIA Direktörü) Gina Haspel Ankara'daydı. Şimdi (alacakları tutum) onların bileceği iş. Eminim daha fazla bilgiye sahiplerdir. Muhtemelen ülkenin dışında infaz edilecek diğer isimleri içeren listeyi de biliyorlardır. Daha iyi istihbaratları var, muhtemelen detayları biliyorlar."

Bu konuyu Amerikalı muhataplarla da görüştüklerin söyleyen Çavuşoğlu, "Bu cinayete onların kendi yaklaşımı var, bizim kendi yaklaşımımız var." dedi.



"Cenevre'de komitenin tamamlandığını açıklamak için çalışıyoruz"


Bakan Çavuşoğlu, ABD ile mutabakata varılan Münbiç yol haritasının yerel halka istikrar ve huzur getirmeyi amaçladığını anlatarak "Bu yol haritasını uyguladıktan sonra (Fırat'ın) nehirin doğusunda da uygulayacağız. Bu, bölgede ve Suriye'deki istikrarı sağlamak için en iyi yol ve Türkiye'nin desteklediği, bölgenin toprak bütünlüğü için de çok önemli." diye konuştu.

Gamble'ın, ABD Başkanı Donald Trump'ın atacağı herhangi bir adımın Türkiye'nin Suriye'ye ilişkin tutumunu değiştirip değiştirmeyeceğini sorması üzerine Çavuşoğlu, "Bence Başkan Trump bir kez daha Suriye'yi terk etmeyi düşünüyor." ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, gelecek hafta Suriye'deki duruma ilişkin Cenevre'de yapılacak bakanlar düzeyinde garantörler toplantısında neler olacağına ilişkin soruya, "Gelecek hafta Cenevre'de anayasa komitesi üzerinde anlaştığımızı duyurmak için çalışıyoruz. Sivil toplum listesine ilişkin bazı konular var. Rejim üçte iki çoğunluk olmasını istiyor, Türkiye ve Birleşmiş Milletler olarak biz buna karşıyız. Bu yüzden çalışıyoruz." yanıtını verdi.

Doğru bir anlaşma yapılması için çaba gösterdiklerini belirten Çavuşoğlu, "(Gelecek hafta) Cenevre'ye, anayasa komitesinin tamamlandığını ve muhtemelen yıl sonuna kadar ya da gelecek yılın başında toplanacaklarını duyurmak için gitmeyi hedefliyoruz. Bu, en iyi sonuç olan, Suriye'deki siyasi süreç için çok önemli." ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, anayasa komitesi konusundaki taslağın Suriyeliler tarafından hazırlanması gerektiğini vurguladı.

Katar'a yönelik yaptırımlara ilişkin de değerlendirmede bulunan Bakan Çavuşoğlu, yaptırımların kabul edilemez olduğunu belirterek bu sürecin Katar'ı güçlendirdiğini kaydetti.