Bir buçuk yıldır tüm dünyanın aynı kabusa uyandığı sabahlara gözümüzü açıyoruz. “Korona” kelimesi hayatımıza girdiğinden beri, sıradan, alışkın olduğumuz ufacık şeyleri bile yapamaz hale geldik. Bir cafede çay içerken bile korkmaya başladık. Sevdiğimiz insanlara sarılamaz, sokaklarda yürüyemez olduk. Her geçen gün aynı girdabın içinde dolandığımızı düşünürken aşı haberleri gelmeye başladı.

Kimileri bu aşı haberlerini bir kurtarıcı olarak görürken kimileri de soru işaretleriyle karşıladı. Aşı seçenekleri çoğaldıkça, aşılamalarda çoğaldı. Bir yılı aşkın süreden sonra yazın derin bir nefes alırız, kışa da tedbirle başlar bu virüsten kurtuluruz derken bugün vakalar yeniden 20 binleri bulmaya başladı. Tabi ki de bu vaka yükselişlerinin sebebi insanlardaki özgürlük açlığı oldu. O kadar çok kapandık, o kadar çok sınırlandırıldık ki, kısıtlamalar bittiği gibi kendimizi sokaklara attık. Ben de “Oh” diyenlerden biriyim, ben de evdeyken korku ve sabırsızlıkla bekleyenlerden biriyim, ama insanlarımızın atladığı bir şey var ki, o da tedbir.

Özellikle işletmelerdeki tedbirsizlik görülmeyecek derecede değil. Bir cafede güvenli bir şekilde oturmak için, saatlerce yürüdüğümü biliyorum. Garsonlar maske takmıyor, mutfakta çalışanlarda bile maske yok. Sosyal mesafe deseniz şu ana kadar hiçbir restoran veya cafede rastlamadım. Avm, hastane, banka dışında artık hes kodları da sorulmuyor. Hatta çoğu cafelerde çatal bıçaklar bile elle getiriliyor.

Bugün bu konuyu özellikle seçtim, çünkü son zamanlarda gittiğim bütün cafelerde bu tür sorunlarla karşılaşıyorum. Eğer büyük işletmeler, en tedbirli davranılması gereken gıda sektörü bile bu derece tedbirsizse, rakamların bir anda yükselmesine şaşırılmaması lazım. Yeme – İçme sektöründeki hiçbir yer denetilmediği için mekan sahipleri istedikleri gibi kuralları gevşetebiliyor. Altını çizerek söyleyebileceğim tedbirsiz mekanlar içerisinde; “6:45 Kaybedenler Kulübü”, “Cremma” cafe şubelerini söyleyebilirim. Türkiye içerisinde birçok cafe zincirleri olmasına rağmen kurallara uyulmuyor. Aşı oldukları için maske takmadıklarını söylüyorlar, ama Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da dediği gibi aşı bile olunsa tedbirleri elden bırakmamalıyız.

Maskelerin bir kol aksesuarına dönüştüğü, mesafenin hiçe sayıldığı, hiçbir tedbirin uyulmadığı bir dönemde vakaların yükselişine şaşırmıyorum, ama bu kadar insan bir şeylerin düzelmesi için elinden geleni yaparken, birçoğunun bunu yıkmaya çalışmasına çok üzülüyorum. Yeni bir kapanma haberini kaldıramayacak esnafımız varken, artık eğitim sistemi çökmeye başlamışken, herkesin psikolojisi yerle bir olmuşken bedelini çok daha ağır ödeyeceğimiz bir kış daha geçirmek istemiyorum, istemiyoruz…