Bu hafta Uzak Şehir ve Eşref Rüya’yı kaleme aldım. Kızılcık Şerbeti’ni de yazmak istiyordum ama Pembe’nin gidişine bir protesto olarak bu hafta onu kaleme almadım. Her hafta reyting rekorları kıran Uzak Şehir ve giderek seyirci kazanan ve oranlarını yükselten Eşref Rüya dizisini yazdım.

Uzak Şehirrr 21

Uzak Şehir

Pazartesi akşamlarının reyting rekortmeni Uzak Şehir çok merak edilen bir bölümle ekrana geldi. Herkes için “Şimdi başlıyoruz” dediği bir bölümdü ama bölümün finalinde kesilen sahnelerden dolayı seyirci büyük hüsrana uğradı. Bütün bir hafta seyirci Alya & Cihan el ele tutulmasını bekledi ama fragmanda verilen sahne kesildi. Uzun bir aradan sonra ekranda fırtınalar estiren, zor şartlar altında çekilen bir diziye neden böyle bir şey yapılır? Ben de bilmiyorum. Bu durum şunu özetliyor “Ağaca balta vurmuşlar sapı bedenimden demiş”

Küçük Cihan’ın boğulma tehlikesini atlatması herkese bir oh çektirtti. Dizinin ana dinamikleri hep küçük Cihan üzerinden kuruldu. Alya onun için kaldı, onun için evlendi, Albora’larla tüm savaşı oğlu için de şimdi oğlu ölen babasının yerine amcasını koymak istedi. Tıpkı annesi gibi ama küçük Cihan bunu söylemekte daha cesur...

Sosyal medyada Küçük Cihan’ın baba demek istemesi çok ani olmuş gibi tepkiler okudum ama ben güzel bağdaştığını düşünüyorum. Ona her daim şefkatle yaklaşan, onu kurtaran, her zaman mutlu eden hayatındaki en yakın insan Cihan. Hele bir de Bana Bir Masal Anlat Baba şarkısıyla birleşince çok duygusal bir sahne izledik. Ben çok beğendim. Alya ilk bölümlerde oğlunun hiçbir hücresinin sana benzemesini istemiyorum dedi ama şimdi yürüyüşleri bile aynı

Alya ve Cihan aşkını izlemek için sabırsızlananam bir seyirci kitlesi var. Çünkü o kadar güzel işlenmiş ve ekranda birbirine o kadar çok yakışan bir çift var ki üçüncü şahıslar yüzünden araları bozulsun istemiyorlar. Evet, çift aşka doğru koşmuyor olabilir ama şunu anlamak gerekir ki, Cihan gibi aile bağları güçlü bir adam abisinin karısına duyduğu aşkı kabullenmeye zorlanır. Ne Mine ne Meryem ne de başka etkenler, aşk ne kadar yıkıcı olursa olsun içinde ona pişmanlığını fısıldayan bir ses var.

Genelde bu gibi durumlarda senarist suçlanır ama ben doğru bulmuyorum. Birazcık bu sektörü bilen biri kalemi tutan kişinin bir tek senarist olmadığını bilir. Sonuçta ortada bir ekip işi var ve herkesin katkılarıyla bu dizi ya güzelleşiyor ya da eğimini aşağıya indiriyor. Ben şu ana kadar izlediğim dizinin içindeki tüm hikayelerin Gülizar Irmak’ın kaleminden titizlikle döküldüğü için bu kadar sevildiğini düşünüyorum

 Biz geçen hafta spoilerden Şahin’in Nare’yi kaçıracağını görmüş olsak da yine bizi bu hafta çok duygusal bir yüzleşmelerin beklediğine eminim. Hızlı şeyler çabuk tükenir. Alya & Cihan yakınlaşmasının heyecanını tüketmeden kavuşacak bir çift onlar.

Eşref Rüya

Eşref Rüya-1

“Büyük konuşma, sınanırsın” demişti Eşref. Nisan için gerçekten de öyle oldu. Bu soruyu hepimiz kendimize sorarız “Hayattaki tek varlığımızı kardeşimizi kurtarmak için birini öldürebilir miyiz?” Hem de hiç düşünmeden tıpkı Nisan gibi...

Bu hikaye Eşref’le Rüya’nın hikayesi değil bu hikaye Eşref’in dünyaya karşı tek olmasının hikayesi, platonik bir aşkı yıllarca içinde yaşamasının hikayesi, kendine savaş açıp yine kendine yenilmesinin hikayesi yani biz Eşref’in gözlerinden bakıyoruz diziye.

Yaralı insanlar birbirlerini yaralarından tanırlar. Eşref’in de Nisan’ın da yarası aynı yerde ve onlar ne kadar güçlü olsalar da birbirlerine karşı çok zayıflar. Nisan her geçen gün tanıdığı adamın cani olmadığına tanıklık ediyor. Ondan kaçmaya çalıştıkça yine ona yakalanıyor.

Dizinin ana teması yani çıkış hikayesi Yetimler çok güzel işleniyor. Macit Koper’in araba sahnesi bir Hollywood filminden çekilmiş sahne gibiydi. Oyuncusundan ekibine büyük bir emek olduğu çok belli...

Kadir Eşref’i Yetimler atmaya çalıştı yapamadı, şimdiki en büyük hamlesi Nisan olacaktır. Bu bölüm Eşref’in Nisan’ı onun arabasından alması çıkacak büyük fırtınanın habercisiydi. İkisi de yetim ama birinin hırsları diğerininkinden daha tehlikeli. Bu hırs sadece gemiyi batırmaz insanı da batırır.

Son sahnede Nisan kardeşi için Eşref’i bıçakladı. Ama o sahnede bıçaklanan biri daha vardı; Çiğdem. Eşref’e olan sevgisi o kadar büyük ki en az o da Eşref kadar acı çekti. Büşra Develi Çiğdem’i seyirciye o kadar iyi geçiriyor ki onun gelgitlerini, öfkesini aşkını çok iyi anlıyorum. Ben tüm bu hikâyenin içinde Çiğdem karakterine yazık olacak diye üzülüyorum.

Eşref Rüya’yı izlerken aklım hep Ezel’e gidiyor. Konu birbirinden bağımsız olsa da onun gibi kaliteli bir dizi izliyoruz. Bazen intikamın bir sureti olmaz birden çok sureti olur. Eşref’in intikamı da hayatla....