ADANA -  Yer Bilimci ve Yüksek Jeoloji Mühendisi Tevfik Hoş, Ayasofya Camisi’nin yüzyıllardır depreme olan dayanaklılığına dair sırları anlatan ‘Ayasofya’nın Deprem Sırları’ isimli belgeseli çekti. İstanbul’un yüzyıllardır büyük depremlere şahit olduğunu fakat Ayasofya’nın yapım tekniklerinden dolayı ayakta kalmayı başardığını kaydeden Hoş, “Ayasofya’daki gibi bugün de jeoloji ve inşaat mühendisliği teknikleriyle büyük ölçekli depremlere karşı dayanıklı yapılar inşa edilebilir" dedi.

Türkiye’nin simgelerinden olan ve Temmuz 2020’de 86 yıl sonra tekrardan ibadete açılan tarihi Ayasofya Camisi, varlığı boyunca birçok büyük deprem görse de ayakta kalmayı başardı. Çok sayıda bilim insanı tarafından yapım tekniği açısından araştırılan Ayasofya Camisi, depreme olan dayanaklılığı yönünden dikkat çekmeye devam ediyor. Ülkenin tarihi yapıları hakkındaki çalışmalarıyla tanınan ve 2019’da Bosna Hersek Uluslararası Turizm Festivali’nde 'Yeraltındaki Kapadokya' en iyi belgesel film dalında birincilik ödülünü kazanan Yer Bilimci ve Yüksek Jeoloji Mühendisi Tevfik Hoş, Ayasofya’nın dayanıklı yapısını ele alarak belgesel çekti.  Yapımı haziran ayında tamamlanan Ayasofya’nın Deprem Sırları belgeselinde tarihi yapının mimarisine dair ilginç bilgiler ve sırlara dikkat çeken Hoş, depremin önüne geçmenin zor olmadığını söyledi.



‘1500 YILDIR AYAKTA OLAN BİR BAŞYAPIT’

Türkiye’nin yüzde 90’ından fazla bölümünün deprem riski altında olduğunu söyleyen Hoş, İstanbul’un son 250 yılda yaşadığı depremlerle büyük yıkımlar gördüğünü kaydetti. Kentin her deprem sonrası adeta küllerinden yeniden doğduğunu anlatan Hoş, “Belgeselimizde İstanbul’un yaşadığı yıkımları hatırlatarak dayanıklılığı az olan binaları için Ayasofya üzerinden çıkarımlar elde etmeye çalıştık. Bir takım küçük onarımlar geçirmesine rağmen Ayasofya, 1500 yıldır ayakta kalmaya devam ediyor. Günümüzün binaları için ilham kaynağı oluyor.  Genç Antik Çağ bilgeliğiyle inşa edilen Ayasofya, yer seçimi, hafif inşaat malzemesi kullanımı, deprem durumunda yapı yüklerinin azaltılmasına dayanan statik çözümleri ve mimarlık tarihi açısından eşsiz bir başyapıttır. Ayasofya gibi bugün de jeoloji ve inşaat mühendisliği teknikleriyle büyük ölçekli depremlere karşı dayanıklı yapılar inşa edilebilir. Günümüzün yapı teknolojisiyle depremi ülkemizin gündeminden kalıcı şekilde kaldırabiliriz. Deprem asla kader değildir" diye konuştu.