İZMİR - Ege Bölgesi'ndeki levreklerde 'yalancı pastörella' adı verilen bir hastalık türü saptandığına dair açıklama yapan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tansel Tanrıkul, yeni açıklamada bulundu. Balıklarda ortaya çıkan hastalıkların insanlara bulaşmadığını belirten Prof. Dr. Tanrıkul, "Yüksek teknolojiye sahip ruhsatlı kuluçkahanelerde, tüm hijyen ve sağlık parametreleri denetlenerek su ürünleri yetiştiriciliği yapılmaktadır" dedi.

İKÇÜ Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tansel Tanrıkul, önceki gün yaptığı açıklamada Dr. Öğretim Üyesi Ezgi Dinçtürk ile birlikte yürüttükleri bilimsel araştırmada Ege Bölgesi'nde yetiştirilen levreklerde yeni ölümcül bir hastalık saptadıklarını söyledi. Prof. Dr. Tanrıkul, insanlar için hiçbir tehlike oluşturmayan ancak balıkların ölümüne neden olan ve 'Pasteurellosis' hastalığı ile benzerlik gösterdiği için 'yalancı pastörella' adı verilen hastalıkla ilgili yeni açıklamalarda bulundu.

'İNSANLARDA HASTALIĞA NEDEN OLMUYOR'

Hastalığın levrek tüketimine yönelik hiçbir engel oluşturmadığın belirten Prof. Dr. Tanrıkul, "Çiftlik şartlarında yüksek adetlerde stoklanan balıklarda genellikle strese bağlı olarak hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Bu durumda hastalıkların teşhisi en kısa sürede yapılarak tedavi edilmektedir. Balıklarda ortaya çıkan hastalıklar insanlara bulaşmamakta ve hastalığa neden olmamaktadır. Buna karşılık balık ölümleri, yetiştiricilik işletmelerinde ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Bu sebeplerden dolayı balıkların sağlığı, sürekli kontrol altında tutulmaktadır. Balık yetiştiriciliği yapılan birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de hastalıklar takip edilmekte, buna yönelik tedavi ve koruyucu uygulamalar yapılmaktadır. Yeni ortaya çıkan hastalıkların ekonomik kayıplara neden olmaması için uzmanlar sürekli işletmelerde balık sağlığını takip etmektedirler" diye konuştu.

'ÜLKEMİZ LİDER ÜRETİCİLER ARASINDA'

Balıkların kontrol altında olduğunun altını çizen Prof. Dr. Tanrıkul, şunları söyledi:

"Günümüzde sağlıklı gıdaların büyük önem arz etmesiyle beraber işletmelerin ekonomik kayıplardan da etkilenmemesi adına çevresel ve mikrobiyolojik etkenlerden kaynaklanan problemler sürekli olarak analizler ile takip edilerek balıkların gelişimi, hastalıkları ve kalitesi kontrol edilmektedir. İşte bütün bu faktörler, dikkate alınarak yapılan üretimin sonucunda ülkemiz balıkçılıkta öncelikle Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Rusya, Orta Doğu ülkeleri ve Japonya ile Uzak Doğu ülkeleri tarafından tercih edilmekte, Avrupa'da tonaj ve kalite olarak ilk sıralarda yer alan, sürekli üretimi arttıran lider üreticiler arasında yer almaktadır."

'OLUMSUZ HİÇBİR FAKTÖRE İZİN VERİLMEMEKTEDİR'

Birleşmiş Milletler tarafından 2022 yılının, 'Balıkçılık ve Su Ürünleri Yılı' ilan edildiğini de hatırlatan Prof. Dr. Tanrıkul, "Ülkemiz de su ürünleri üretiminde söz sahibi olan önemli bir paydaştır. 2021 yılında su ürünleri ihracatı rekor değerlere ulaşarak, başta Avrupa olmak üzere tüm dünyaya Türk balığı temini sağlanmıştır. Ülkemizde yumurtadan porsiyona üretimin gerçekleştirildiği, yüksek teknolojiye sahip ruhsatlı kuluçkahanelerde, tüm hijyen ve sağlık parametreleri denetlenerek su ürünleri yetiştiriciliği yapılmaktadır. Üretim süresince tüm su parametreleri biyokimyasal ve mikrobiyolojik analizlerle takip edilmekte, çevreye ve sağlığa olumsuz etki yapabilecek hiçbir faktöre izin verilmemektedir. Ayrıca balıkların beslenmesi için kullanılan yemler de herhangi bir kimyasal ve hormon kullanılmadan tamamen balığın besin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak üretilmekte, yetiştirme sürecinde balık işletmeleri insan sağlığı ve çevreci yaklaşımı temel alan, 'İyi Tarım Uygulamaları' ilkeleri doğrultusunda çalışan, bağımsız uluslararası denetleme kuruluşları tarafından denetlenmekte ve tüm kontrollerin ardından balıklar piyasaya sürülmektedir" ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilisim