120 Koca yıl…
Sayısız kupa, yüzlerce başarı, tarihi muazzam topçularla dolu bir takım…
Tüm bu methiyelere haiz bir takımın son 225 dakikada kaleyi bulan 5 şutunun olduğunu söylesem inanır mısın?
İnan, inan…
Beşiktaş Trabzon’da 90 dakikada 1 şut.
Brugge maçında 1 şut.
Kayserispor maçının ilk 45 dakikasında 3 şut ile, toplamda kaleyi bulan 5 şut ile, ortalamada ise her 45 dakikada 1 şut ortalaması ile oynuyor! Bir maçı kazanmak için gol atmanız lazım. Gol atabilmeniz için ise futbolun 2 temel kuralını sahaya yansıtmanız lazım. Şut çekeceksiniz. Deneyeceksiniz ya da iyi bir organizasyonunuz olacak gole öyle gideceksiniz. Beşiktaş’ın son 3 maçında ne oynadığı belli değil. Geriden oyun kuramayan, ileride nitelikli çoğalamayan, merkezden gelemeyen, kanatlardan hücum edemeyen bir Beşiktaş seyrediyoruz. İşte tam da bu sebeple hasbelkader bir galibiyet aldı 2 senedir transfer tahtası kapalı Kayserispor karşısında. Beşiktaş’ın saha içinde belki patronu Aboubakar ancak, takımın beyni Amir. Amir’e derin oyun kurucu görevi veren Şenol Güneş, rakip merkezden basıp Amir’in kolunu kanadını kırdığında, oyun ister istemez kanatlara evriliyor. Dün akşam dakika 52’yi gösterdiğinde Beşiktaş oyunu kanatlara, eskilerin değimiyle doldur boşalta çevirdi. Erkendi, ama çaresizdi… Eskiden bu oyunun ana kahramanları, kanat bindirmeleri ile meşhur Türkiye’nin 2 yerli bek oyuncusu Caner ve Gökhan’dı. Önlerinde ise, yine zamanlarının en iyi 2 ismi Babel ve Quaresma oynuyordu. İşte o zaman merkezden kısır kalınca, kanatlar ya da bekler üzerinden oyunu çözebiliyordu Beşiktaş. Ancak dönemin şartlarında elindeki malzeme, bu oyunu oynamana da uygun değil. Bu sebeple galibiyet için geriye kalan tek hamle duran top ya da karambol kalıyor. Tüm bunların üzerine değişikliklerde de sorun yaşanınca sahada iş ayyuka çıktı. Mesela neden skor 2-1 olduğunda iç sahada sol öne defansif olarak kuvvetli diye Bahtiyar’ı alındı? Merkezde top yapabilen, harika bir asist ile maçı kopartan Salih yerine Necip ile oyun tutulmaya çalışıldı?
Şimdi gelelim çözüm önerisine. Malum, ülkenin en büyük sorunu niteliksiz eleştiri! O sebeple yapacağınız her eleştirinin nitelikli ve yapıcı olmasını istiyorsanız, eleştirinizin altını doldurmanız ve bir çözüm önerisi sunmanız gerekir. Beşiktaş’n merkezde üretememesi, hücumda kısır kalması ve takımın süperstarı Aboubakar’ın oyunda kaybolmasının önüne geçmenin tek yolu bu kadroyu 4-4-2’ye çevirmek. Aboubakar’ın yanına Cenk’i mi atarsınız? Muleka ile orada dinamizmi zirveye mi taşırsınız bilemem. Burası teknik adamın tercihi. Ancak gerçek olan şu ki, Ocak transfer dönemine kadar bu kadro ile oynanacak. Bu sebeple kadroyu efektif kullanmak ve oyun çeşitliliğini sağlamak için ileriyi çiftlemek şart.