Bir takım düşünün, 3 senedir YOK! Şaşırmayın, Beşiktaş’ın bu durumu ancak bu 3 harfle anlatılabilir.
Beşiktaş senelerdir resmen YOK! Ancak hani bazı dallar vardır ya tam da düşerken tutunursun, işte öyle yarı kırık dallara tutuna tutuna geçiyor son yıllarda ömür.
Beşiktaş’ın öncesi, sonrası, yarını belirsizliğini koruya dursun, Gerçek şu ki, bu ülkede eğer derbiler büyüklük göstergesiyse, en büyük Beşiktaş.
Biraz farklı düşünmeye sevk edeceğim sizi. Bu sezon Beşiktaş’ın kazandığı büyük maçları yorumlarken ekseriyetle kullanılan cümle “Bu takım maç seçiyor yahu” oldu hep, peki ya hoca maç seçiyorsa? Evet sezon genelinde futbolcu özelinde de maç seçilen çokça örnek var ancak Ole de geldiğinden beri farklı konsantre olduğu maçlar da sıklıkla göze çarpıyor. Bu durum şu an düşündüğünüzün aksine negatif değil, pozitif manada yorumlanırsa daha makul doneler sunuyor. Şöyle ki, Ole’nin bu konsantresi bize, kendi kurduğu takım ve sistem üzerine yenilen bir sezon başı kampı, bize bambaşka bir şey vadediyor. O sebeple Ole’nin büyük düşünmesi, büyük maçlara konsantre olması mühim. Çünkü büyük maçları hocalar, küçük maçları ortalama üzeri futbolcular çözer. Bu sebeple Beşiktaş’ın transfer sezonu, gelecek sezonun da hikayesini yazacak olan yegane dönemdir. Adına scouting denilen ve sadece gençler üzerinden kurgulanan bir transfer dönemi yerine hem genç, hem de “CUK” oturacak tecrübeli isimlerle donatılmalı. Bu korelasyonun iyi kurgulanması lazım. O zaman başarı gelmesi içten bile değil.
Peki ne oldu da milyon Eurolu oyuncuları Kadıköy’de mat ettik?
Beşiktaş, Kadıköy’e haddini bilerek çıktı, Ole doğru kurguyla, Mourinho’ya had bildirdi. Misal Mustafa, 66 dakika boyunca ligin en hızlı bekini 1 kere Beşiktaş yarı sahasına sokmadı. Bindirmesine izin vermedi. Adam eksiltmesine müsade etmedi, çizgiye inip içeri kesmesine yol göstermedi. O sebeple Mustafa bugün başarılıydı. Bir diğer örnek Masuaku, yayıncının aksine 4’lünün sol stoperi değil, 3’lünün sol beki gibi oynadı. Olmaz denileni yaptı, büyük kumar oynadı ama dedim ya Ole büyük maçlara farklı hazırlandığından dolayı bu maçın hikayesini de böyle kurguladı. Topu rakibine bırakıp, oyunu istediği an temposuyla kurguladı. İşte tam da bu noktada yukarıda dediğimi bir kere daha düşün lütfen. Dün Mourinho’nun elindeki derinlikte bir kadro Ole’nin elinde olsaydı biz acaba ne izlerdik? Tıpkı Mourinho’nun Manu’su sonrası Ole’nin İngiliz futbol severlere izlettiği gibi…
Şark Kurnazı Yasin!
Bazı şeyler kazanılan maçlardan sonra konuşulduğunda daha değerlidir bence. İşte tam da böyle bir maç ertesindeyiz. Dün 2 ayrı 45 dakikada, 2 ayrı Yasin izledik. 1. devre yeni, gelişmek isteyen, her geçen maça oranla üzerine koymak için çaba sarf ettiği gözlemlene bir hakem, 2. devre yerini klasik hizipçi, içten pazarlıklı, ağabeyleri ile aynı kaptan yemiş ve içmiş bir hakem izledik. Yasin 2. devre özellikle 55-80 arası sergilediği tek kişilik dev gösteri ile Tadic ve Talisca’ya Fred, Oğuz ve İrfan Can’dan çok pozisyon hazırladı. Resmen Fenerbahçe’nin 2 ve 3. bölge arasında pas bağlantısını sağlayan, ayağı temiz bir futbolcu gibiydi. Ceza yayının neredeyse her noktasında duran top arayan Fenerbahçeli futbolculara, düdüğü ile ilaç oldu. Maç sonu herkesin jeneriklik kurtarış diye paylaştığı Mert’in pozisyonu aslında maçın en kritik eşiğiydi. O top 10 kere oraya gelse, Mert belkide 1 kere kurtaracaktı onu da dün yaptı. Peki ya o gol olsaydı? İşte bence sormamız gereken temel soru, odaklanmamız gereken konu tam olarak bu! Beşiktaş yönetiminden, kazanılan bir maç sonrası da gerek kulüp paylaşımları ile gerekse maç sonu açıklamaları ile buna değinmesini beklerdim. İşte o zaman fark yaratır, o zaman bir sonraki maç hakkın yendiğinde konuştuklarının bir karşılığı olur.
Günün sonunda, gün Beşiktaşlı’nın günü. Beşiktaş bu ligin Ağası! Paşası!
Beşiktaş, kendi dışında ligin ilk 5 sırasındaki 3 farklı takımı da sezon içinde yok etti.
1. Galatasaray’ı 3 maçta 2 kere yendi 8 gol attı
2. Fenerbahçe’yi 2 maçta da yendi.
3. Galatasaray’ı deplasmanda yendi, iç sahada kaybetmedi.
4. Galatasaray’ı 2 maçta da yendi.
Demek ki sorun, zorluk seviyesi düşük diğer maçları kaybetmesinde. Bunun da aşılması için çözüm belli. Derin ve kaliteli kadro. Gerisi bir şekilde hallolur.