Başarılı olmanın şartlarına, durum değerlendirmesi yapmak ve problem çözücü olmak maddeleriyle devam ediyorum.

Başarılı olmanın şartlarına, durum değerlendirmesi yapmak ve problem çözücü olmak maddeleriyle devam ediyorum.



DURUM DEĞERLENDİRMESİ YAPIN



Bir işi yapıp yapmamakta kararsızlığa düştüğünüz vakit, iki şıktan her birinin fayda ve zararlarını iyice hesaplayınız. Bir kâğıda ayrı ayrı her iki kararınızı da yazınız. Sonra her karar için faydalı ve mahzurlu tarafları ayrı ayrı yazınız. Faydası çok, zararı az olan şıkkı tercih ediniz.



PROBLEM ÇÖZÜCÜ OLUN



Hepimizin problemleri vardır. Onların çözülmesi de insanoğlunu en eski zamanlardan beri, yemek yemek, öğrenmek ve kazanmak kadar meşgul etmiştir.



Gene problem çözme sayesinde Leonardo da Vinci, Descartes, Newton ve Einstein bilimsel buluşlarını yapabilmişlerdir. Muhakkak ki bu günlerde de çözüm bekleyen pek çok problemler var. Hükümet adamlarının problemleri, mühendislerin problemleri, bilim adamlarının problemleri ve iş adamlarının problemleri gibi.



Sizin de bizim de problemlerimiz var. Tabii bunlar yukarıdakiler kadar büyük problemler olmayabilir. Fakat çoğunlukla bu problemler de kendilerine göre çözülmesi güç şeyler olabilir. Almak istediğiniz arabanın parasını nerden bulacaksınız? Çalışılacak ders çok zaman dar, nasıl çalışacaksınız?



İlk bakışta insanın karşısına çıkan problemler, sınırsız ve karışık görünür, hiçbiri ötekine benzemez.



Fakat psikologlar, mühendisler, sosyal bilimciler tarafından hemen hemen yarı yüzyıldan beri yapılan araştırmalar, problemlerin birbirine benzeyen tarafları olduğunu ve problem çözmenin, karar vermenin öğrenilebilecek bir beceri olduğunu göstermiştir.



Problem çözme konusunda bir misal olarak Andrew Hamilton’un Problem Çözmenin 12 Yolu adlı makalesinden alınmış bir bölümü ilaveler yapıp aşağıda istifadenize sunuyorum.



PROBLEM ÇÖZMENİN KURALLARI VE TEKNİKLERİ



(1) Ayrıntılara aldırış etmeden önce bütün tabloya birden bakın.



Mesela ilmî bir kitap okumak istiyorsanız, birinci sayfadan başlayıp bir kapaktan ötekine kadar bütün sayfaları birer birer okumayınız. Bunun yerine içindekiler listesini bir gözden geçiriniz, varsa girişi, önsözü, bölüm başlıklarını, ikinci başlıkları, çizelgeleri, resimleri ve kitabın eklerini gözden geçiriniz. Bu size elinizdeki kitabın neleri ihtiva ettiği hakkında genel bir bilgi verir. Bundan sonra okumaya başlarsanız, ayrıntılar daha kolaylıkla ait oldukları yere uyarlar.



Problemi dikkatle inceleyip tüm değişik yönlerini ve kabul edilebilecek bir çözümün nasıl olacağını anlamaya çalışınız.



Herhangi bir işin plânlanmasında olaya bakışınız çok genel, hazırladığınız teferruatlı liste ise hiçbir şeyi dışarıda bırakmayacak kadar kusursuz ve eksiksiz olsun.



(2) Değişik çözümlerin sonuçlarını birbiriyle karşılaştırın.



Prof. M. F. Rubinstein; “Akıllı adam, kurnaz adamın içinden çıkmaya uğraştığı güç durumlara daha baştan girmeyen adamdır.” der.



Veya atılacak taş ürkütülen kurbağaya değecek midir? Bir işe başlamadan önce sonuçlarını çok iyi düşünmek gerekir. Eğer sonuçları çekilecek sıkıntıya değecekse, o işe başlamak lâzımdır.



Problemi önce en basit ya da en çok görülen şekli için çözün. İyi bir çözüm yolu bulursanız, bunu özel ya da daha az sıklıkta görülen durumlara uygulayabilirsiniz.



(3) Çabuk karar vermeyin.



Bütün ihtimalleri iyice tartmadan önce, kendinizi bir teşebbüste bulunmaya zorlamayın. Diğer bir ifade ile “Dokuz ölçüp bir biçmek lâzımdır.”



Yalnız acil bir olay karşısında mesela bir insan hayatı tehlikede ise ya da bir yangın başlamak üzere ise derhâl harekete geçmeli. Bu gibi durumların haricindeki bir problemi çözmek için çok çabuk harekete geçerseniz, kendinizi sonradan pişman olacağınız bir duruma sokmuş olursunuz, ya da ilerde büyük bir zaman, para veya güç kaybı karşılığı onu değiştirmek zorunda kalırsınız. Burada usul; aynı zamanda birçok değişik çözüm aramak ve bunların içinden en iyisini seçmektir.



Hatta bazen “karar vermeden önce bir gece uyumak” ve sabahleyin problemi bir başka açıdan görmeye çalışmak daha akıllıca bir harekettir.



(4) Şüphe etmekten çekinmeyin.



Doğruluğu kesin olarak ispatlanmadıkça, hiçbir şeyi doğru kabul etmeyin; tahmin ve peşin hükümden kaçının.



Herkes tarafından yayılmış ve kabul edilmiş fikirlerden bile şüphe ediniz ve elinizde gerekçeniz varsa onları reddediniz. Bilim tarihi şüpheciler ve herkesin doğru zannettiği şeyleri cesaretle red eden insanlarla doludur. Gallileo, herkesin dünyayı düz zannettiği bir zamanda, dünyanın yuvarlak olduğunu iddia etmiş ve neticede hapse bile atılmıştı. Diğer bir ifade ile her doğru zannedilen doğru olmayabilir. Aksinin doğru olması hakkında şüpheleriniz varsa ve bunu doğrulayan gerekçeleriniz mevcutsa hemen fikrinizi ortaya atıp ispatlamaya çalışınız. İspatlayamayacağınız fikirleri ortaya atmayınız.



Mesela; Thomas Alva Edison, elektrik ışığı problemini başkaları tarafından yapılmış olan bütün deneyleri reddetmek suretiyle çözebilmişti. Onlar elektrik akımından iletkenlerin dirençlerini azaltmak suretiyle ışık sağlamak yoluna gitmişken, Edison direnci yükseltti. Onlar ince bir telden hava cereyanı geçirirken Edison havasızlığı, vakumu tercih etti.



Şüpheci olan, bir otomobilden en iyi faydalanma şeklinin, onu satarak her üç yılda bir yenisini almak olduğunu söyleyen çoğunluğun bu fikrini kabul etmez. Araştırır ve bir de bakar ki “Tüketiciler Birliği” bir otomobilin işe yaramayacak kadar kullanılmasının en ekonomik şekil olduğunu yaymakta.



(5) Başarı şansınız az bile olsa, değişik doğrultuları denemeye çalışın.



Prof. Rubinstein’a göre amacınıza doğru adım adım ilerlemektense, bazen hedeften geriye doğru meseleyi çözmeyi istediğiniz güçlüğe doğru gitmek daha doğru olur. Satranç değişik doğrultularda hareket eden bir oyundur, hatta başarı şansı az görülse bile karşınızdakini mat edebilirsiniz.



Problemi değişik bakış açıları ile çözmeye çalışınız. Bu kural bilhassa savaş oyunlarında da geçerlidir.