Yunanistan, zayıf ekonomi yapısının halkta yarattığı etkiyi kırabilmek için dış politikaya ağırlık veriyor. Milliyetçi duyguları kışkırtmak içinse arkasına ABD ve AB’yi alarak ve maşaları olmayı kabul ederek Türkiye’ye karşı saldırgan bir üslup takınıyor.  

Özellikle 2017’den beri Doğu Akdeniz’de bölgesel güç olma hayallerini yerine getirmeye çalışırken Türkiye aleyhine bir ittifak sistemi kuran Yunanistan, Türkiye’yi Antalya açıklarına sıkıştırarak hidro karbon kaynaklarına ulaşımını engelleme stratejisi içinde ilerliyor.  

Bu stratejisinde Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’ni de yanına alarak Türkiye ile anlaşmazlık içinde bulunan bölge devletleriyle Türkiye düşmanlığı ittifaklar kurmaya yöneldi. Türkiye ise son bir yıldır anlaşmazlık yaşadığı ve Yunanistan’nın ittifak kurmaya çalıştığı bu ülkeler ile ilişkilerini normalleştirmeye başladı. 

Yani Yunanistan’ın hayallerine giden yolda kurduğu stratejisinde ne kadar başarılı olabildiği ortada. Şimdi ise ABD üssüne dönüşen Yunanistan, Biden Yönetiminden aldığı destekle birlikte Türkiye’nin ABD ve NATO’yla yaşadığı gerilimden, kırılgan ekonomisinden, toplumsal kutuplaşmanın yarattığı gerilimden de yararlanarak çocuksu tavırlarına devam ediyor.  

Geçtiğimiz Mayıs ayında Yunanistan ve ABD arasında ilişkilerin kurulmasının 201. Yılı münasebetiyle Washington’u ziyaret eden Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Temsilciler Meclisi ve Senato’nun ortak oturumunda ABD Kongre üyelerine hitap etmişti. 

Konuşmalarındaki Türkiye’ye karşıtı mesajlarıyla ABD Kongresi’nin Türkiye’ye F-16 satışına engel olmaya çalıştı. 

ABD Temsilciler Meclisi ise , geçtiğimiz haftalarda Türkiye’ye F-16 satışını şarta bağlayan tasarı onayladı. F-16 satışı skandal iki şarta bağlandı. Türkiye’nin Yunan hava sahasını ihlal etmemesi ve satışın ABD'nin çıkarına olacağı yönünde garanti istenildi. 

Yunanistan’ın korkusu apaçık belli. Kendisi de biliyor ki; uluslararası anlaşmalara aykırı olarak silahlandırdığı 16 adayı Türkiye bir gecede askersiz hale getirecek güce sahip. 

Ancak Türkiye, Yunanistan ile olan Kıbrıs başta olmak üzere, deniz yetki alanları, Doğu Akdeniz’deki usulsüz hak iddiaları, hava sahasına ilişkin uyuşmazlıklar gibi sorunları askeri yolla değil, diyalog yolu ile çözmek niyetinde.   

Hatırlarsanız, tarihte Yunanistan İngiliz emperyalizminin maşası olarak Anadolu’yu işgale heves etmişti. 

Hevesi pek bir güzel kursağında kalmış, atalarımız gerekli dersini vermişti. 

Günümüzde ise maşalık sıfatından hiçbir şey kaybetmeyen Yunanistan, arkasına aldığı büyük güç ABD ile tarihin tekerrür gerçekliğini sorgulamaya kalkıyor.  

Geçmişte neyse şimdi de o. Belli ki Yunanistan tarihten dersini hala alamamış.