Medikal estetik uygulamaları erkeklerin de gözdesi

2020 yılında erkeklerin yaptırdığı ilk 4 estetik işlem!

Medikal estetik uygulamalarına artık kadınlar kadar erkekler de yoğun ilgi gösteriyor. Özellikle botoks uygulamaları, dolgu ve lipoliz işlemleri erkeklerin başvurduğu işlemler arasında başı çekiyor. Uzm. Dr. Şafak Göktaş, 2020 yılında erkek hastaların en çok yaptırdığı 4 medikal estetik uygulamayı açıkladı.

Bilindiği üzere medikal estetik denilince daha çok kadınların uygulama yaptırdığı hissi uyanıyor. Hastalar çoğunlukla kadınlardan oluşsa da, geçtiğimiz yıl bu işlemlere başvuran erkeklerin sayısı hiç de az değil. Hatta bazı uygulamalara erkeklerin kadınlardan daha çok ilgi gösterdiğini bile söyleyebiliriz.

2020 yılının erkek hastalar tarafından en çok başvurulan işlemi enzimatik lipoliz… 60’ı aşkın erkek hastanın geçtiğimiz sene fazla yağlarından kurtulmak için yaptırdığı bu işlem, incelmesi ve erimesi güç olan inatçı bölgelere 10 cc’lik toplam dört enjektörle uygulanıyor. Beraberinde diyet ve sporla etkisini ilk seansın ardından fark ettiriyor.

Yüzüne ışıltı katmak isteyen erkeklerin ikinci tercih ettiği işlem ise göz altı ışık dolgusu... İçeriğinde hyaluronik asit bulunan göz altı dolgusu, hızlı sonuç alındığından çokça tercih ediliyor. Çökmeler ve kırışıklıklar bu işlemle gözle görülür derecede azalıyor.

2020’de masseter botoks da yine erkek hastaların oldukça fazla yöneldiği bir uygulama oldu. Özellikle diş sıkma şikayeti olanlar bu işlemi sıkça tercih etti. Yüz bölgesinin alt kısmının orantılanmasını sağlayan bu uygulama, adını aynı yerdeki masseter kasından alıyor. Bu uygulamayla yüz ifadesi de daha soft bir hale geliyor.

Erkekler arasında 2020’nin son favori uygulaması ise mezoterapi oldu. Cildi canlandıran, parlatan, daha dinç gösteren ve lekeleri azaltan vitaminlerin ve minerallerin cilt altına verilmesi işlemi olarak bilinen mezoterapi, 3-4 seans yapıldığında, etkisini en yüksek düzeyde gösteriyor.

DMD HASTALARINA FARKINDALIK SAĞLAMAK

GELİŞİMLERİ AÇISINDAN BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR!

DMD (Duchenne Musküler Distrofi) hastalığının kronik ilerleyici bir hastalık olduğunu belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Gültekin Kutluk, hastaların yaşam kalitesini arttırmak için düzenli takibin büyük önem taşıdığını söyledi. Duchenne Kas Hastalığı ile Mücadele Derneği Genel Sekreteri Baran Köseoğlu ise nadir hastalıklara farkındalık sağlamak adına oluşturulan “Nadir-X” projesinin okul çağındaki DMD hastalarının, arkadaşları tarafından daha iyi anlaşılması açısından büyük önem taşıdığını ifade etti.

DMD hastalığının çocuklarda 3 ila 5 yaşları arasında bulgu veren, ilerleyici kas yıkımı ve zayıflığına neden olan genetik bir hastalık olduğunu söyleyen Nöroloji Uzmanı Dr. Gültekin Kutluk ve Duchenne Kas Hastalığı ile Mücadele Derneği Genel Sekreteri Baran Köseoğlu hastalığa dair önemli açıklamalarda bulundu.

DMD’nin her 3500-4000 erkek çocuktan 1’inde görülen, kız çocuklarının ise taşıyıcı olduğu genetik bir hastalık olduğunu, nadiren taşıyıcı olan kız çocuklarda da çeşitli semptomlar verebildiğini ifade eden Nöroloji Uzmanı Dr. Gültekin Kutluk, “DMD, X kromozomuna bağlı çekinik seyreden genetik bir hastalıktır. Genetik geçiş olmadan yani ailede mutasyon olmadan da ortaya çıkabilir. Bu yüzden genetik danışmanlık büyük önem taşıyor. Ancak bu sayede sonraki kuşaklarda bu hastalığın görülmesi engellenebilir.” diye konuştu.

KORONA DÖNEMİNDE MASKE KULLANIMIYLA BİRLİKTE ORTAYA ÇIKAN DAVETSİZ MİSAFİRLER; MASKNE VE DİĞER CİLT PROBLEMLERİNE DİKKAT!

Günlük hayatın yeni nesil aksesuarı maskeler, bazı davetsiz misafirlere yol açabilir.

Çene, yanak ve boyun bölgenizde aniden ortaya çıkan akneler bize bu aksesuarın pek de hoş olmayan bir sürprizi. Popüler gündemde bu aknelere maskne ismi verildi.

Nedir maskne?

Uzun süre boyunca giyilen koruyucu ekipman ile (kask, maske vb.) mekanik nedenle gelişen aknedir. Maskeler sıcaklığı artırır, sürtünme ve gözeneklerde tıkanıklık yaparlar ve nefes alma, terleme ve konuşmak gibi çevresel faktörlerde nemi artırırlar ve bu şekilde akneye davetiye çıkar. Porlar tıkanarak sivilce ve kistik akne oluşur. Uzun süren ciltte oluşan tıkanıklık, sıcaklık ve terlemeyle birlikte yine kuruluk, kaşıntı ve soyulma da yapabilir. Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi, dermatoloji bölümünden Uzm. Dr. Zahide Eriş Eken bu dönem yaşanacak cilt sorunlarına önerilerini iletiyor;

Diğer cilt problemleri nelerdir?

Allerjik kontakt egzema; Bazı maskeler kimyasal içerdiği için alerjik reaksiyona yol açabilirler. Polipropilen cerrahi maskelerde formaldehid ve bronopol bulunabilir.

Rozasea ; Normalde sıcaklık ve stresle artan rozasea hastalarında maske giyimi durumu şiddetlendirebilir.

Seboreik yani yağlı egzema; maskeler ciltte inflamasyonla birlikte pullanma ve inatçı kepeklenme yapabilir.

Kıl kökü iltihabı; kıl kökleri bakterilerle enfekte olursa gelişebilir.

Peki bu problemleri nasıl önleyebiliriz?

Önerilerim;

Öncelikle cildinizi iyi temizleyin. Cildinize uygun parfüm ve yağ içermeyen bir temizleyici ile cildinizi temizleyerek yıkayınız. Maskeyi takmadan önce cildiniz mutlaka temiz olmalı.

Nemlendirici kullanın; bu cildinizi sadece nemlendirmez, aynı zamanda maske ile aranızda bir bariyer oluşturur ve sürtünmeyi önler. Uygun nemlendiriciler seramid, hyaluronik asit veya dimetikon içerirler. Parfüm içerenlerden uzak durmak gerekir. 

Makyajınızı temizleyin; Maskeli iken aşırı makyaj yapılınca ciltteki porlar tıkanır. Makyaj kalıntıları maskenizin kirlenerek enfeksiyona zemin hazırlamasına yol açar.

Maskenizi yıkayın; pamuk maske takıyorsanız maskenizi her takmadan sonra kir ve yağdan arındırmak için yıkayın.

Sert ürünlerden uzak durun. Özellikle medikal tedavilerden benzoil peroksit, retinol ve salisilik asit içerenler maske altında daha irritan olabilir, bunlardan uzak durun.

Hangi ürünü ve ne kadar miktarda kullandığınızla ilgili dikkatli olun.


3 CM’LİK KESİ İLE KALP AMELİYATI!

1 DAKİKADA 60 İLA 100 KEZ ÇARPAN KUSURSUZ SİSTEM KALP, DURDURULMADAN VE 3 CM’LİK BİR KESİ İLE AMELİYAT EDİLEBİLİYOR.

Prof. Dr. Cengiz Köksal: “Mitral Kapak Ameliyatları İçin Avrupa ve Amerika'da Sunulan Tüm Seçenekleri, Türkiye’de Hastalarımıza Sunuyoruz.”

Nefes darlığı ve çarpıntı gibi şikayetlerle kendini gösteren mitral kapak hastalıkları, günümüz şartlarında ilerleyen tıp teknolojilerinin sunduğu gelişmeler ile konforlu ve başarılı ameliyatlarla tedavi edilebiliyor.

Mitral kapak tedavileri için Avrupa ve Amerika’da sunulan tüm seçeneklerin,  başarılı sonuçlarla Türkiye’de de  uyguladıklarını dile getiren Prof. Dr. Cengiz Köksal; “Geçtiğimiz 5 yılda mitral kapak ameliyatları ile ilgili büyük gelişmeler yaşadık. Ameliyatların büyük bir kısmını göğüs kafesi açmadan yapabilmenin hastalar ve hekim olarak ne kadar değerli olduğunu görüyoruz. Sağ veya sol koltuk altından, 4 cm’lik küçük bir kesi ile neredeyse tüm mitral kapak ameliyatları yapılabiliyor” diyor.

Sağlıklı Beslenme Danışmanı İlknur Özkuş

"Diyetlerdeki açlık Kas kaybına sebep olup metabolizmayı durdurur"

Fazla kilolarından bir türlü kurtulamayan hatta tam tersine sürekli kilo alan “kronik diyetçi”lerin ortak hatalarından biri diyet yapmakla aç kalmayı birbirine karıştırmalarıdır.

Bu hatayı özellikle acil kilo vermek isteyenler  sık yapar. Aç kalarak hemen yağlardan kurulacağını sanan diyetçiler aslında tam tersi kilo verimi sürecini durdurur.

“Aç Kalarak Zayıflamak Mümkün Değildir"  

Aç kalarak yada öğün atlayarak kilo vermeye çalışmanız hem vücudunuzun metabolik ve hormonal dengesini altüst eder, hem de sürekli kilo almanıza yol açar.

Uzun süre aç kalarak önce şeker - insülin dengesi bozulur daha sonra da vücutta Kas kaybı yaşanır. Bu kas kaybı da metabolizma hızının düşmesine sebep olur.

Açlık Metabolizma Hızını Düşürür

Düşük metabolizma hızı sebebiyle yakılamayan kaloriler yağa dönüşüp vücut içinde depolanır ve bu durumda kilo vermenin aksine kilo alımı yaşanır.