Futbol, sadece maçlardan ibaret değildir. Bazen daha ilk düdük çalmadan başlar büyüsü… İşte o büyünün izleri, yeni sezonun fikstür çekimiyle şimdiden kafalara yansımaya başladı. Henüz takvim Temmuz’un ilk çeyreğinde olabilir ama Süper Lig'in heyecanı çoktan yükselişe geçti.

Trendyol Süper Lig'de 2025-2026 sezonu için geri sayıma geçtik. 18 takımın ter akıtacağı bu uzun maraton, 34 haftaya yayılacak. Takımlar hazırlanıyor, tribünler umutla doluyor. Çünkü yeni sezon demek; yeni hayaller, yeni başlangıçlar ve sonsuz ihtimaller demek…

Ancak bu sezonun farkı şu: Üç köklü kulüp, yıllar sonra yeniden ait oldukları yere döndü. Kocaelispor, Gençlerbirliği ve Fatih Karagümrük… Bu üç camia sadece lig tablosunda değil, Türk futbolunun kalbinde de önemli bir yere sahip. Onların dönüşü, ligdeki çeşitliliği ve kültürel zenginliği artırıyor. Körfez’in çınarı Kocaelispor’un sahalara geri gelişi, Başkent’in vakarını taşıyan Gençlerbirliği’nin yeniden ışık yakması, Karagümrük’ün semt ruhuyla ligdeki yerini alması… Her biri, yalnızca birer kulübün dönüşü değil; geçmişle kurulan köprünün yeniden canlanması anlamına geliyor.

Elbette bu gelişi sağlayan vedalar da var… Geride bıraktığımız sezonun sonunda Süper Lig’e veda eden Bodrumspor, Hatayspor, Sivasspor ve Adana Demirspor da bu oyunun çok değerli birer parçası. Kimi ilk kez çıktığı en üst seviyede futbolun heyecanını yaşadı, kimi uzun yılların yorgunluğunu taşıdı. Ancak her biri, hikâyesiyle bu lige değer kattı. Onların şimdilik farklı bir kulvarda yürüyecek olması, yokluk değil dönüş umudu barındırıyor. Çünkü bu dört takım da, yeniden Süper Lig’e çıkabilecek güce, iradeye ve kimliğe sahip.

Yeni sezondan beklentimiz net: Daha az gerginlik, daha çok futbol… Hakemin değil oyuncunun konuşulduğu, tartışmaların değil yeteneklerin öne çıktığı, adaletin ve emeğin değer bulduğu bir sezon diliyoruz. Sahada alın terinin, tribünde tutkuların, basında ise vicdanın konuştuğu bir futbol iklimi… Herkesin ortak dileği bu değil mi zaten?

Bu sezon, umarım sadece skorlara değil; hikâyelere, mücadeleye ve fair-play’e dair izler bırakır. Kimi zaman bir semtin sesi, kimi zaman bir şehrin umudu yankılansın tribünleri dolu statlardan. Ve futbol, son yıllardaki kaotik ortamından uzak bir şekilde, görmek istediğimiz o en saf, en gerçek haliyle konuşulsun diliyorum efendim.

Hoşçakalın…