KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN!..

Ataşehir Florence Nightingale Hastanesi’nden, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Op. Dr. Yasemin Yakut kadın olmayı ve ayakta kalma gücümüzü aldığımız, en güzel varlık annelerimizi anlatıyor;

Anne olmak, çalışkan olmak, güvenilir olmak, üreten olmak, tedbirli olmak, idareli olmak, idareci olmak, tutumlu olmak, özverili olmak yeri gelince evcimen olmak yeri gelince geyşa olmak sanırım saymakla bitiremeyeceğim.

Aslında kadın denilince ilk aklıma gelen annem oluyor. Canım annem hayatta ne olmak istersiniz sorusuna ‘dağ’ olmak istediğini söylerdi. Neden sorusuna da “Yücedir, göklere kadar uzanır, yeşildir yamaçlarında yaşam vardır, ağaçlıdır temiz havayı soluk yapar, topraktır bereket verir, bazen tek başına yükselir sessizdir bazen sıradağlar yapar birleştiricidir “derdi. Şimdi düşünüyorum aslında bu benzetmeler tam olarak kendini yani kadın olmayı anlatıyor. Hayatta tanıdığım eşi ve çocukları için en verici kadına özel olsun.

Bana sorarsanız ben ‘kuş ‘ olmak isterdim. Bembeyaz kanatları olan ne çok büyük ne çok küçük süzüle süzüle uçan bir kuş. Neden mi? Benim gözümde kuş güzel ruhtur, istediği yere istediği zaman uçarak gider, hep sıcak yerlerde yaşar, sesi güzeldir, kanat çırpmasında bile bir asalet vardır.  Biraz gezenti,  biraz konuşkan, biraz bakımlı, güzel bir kadın gibidir. Ben neden kuş olmak istiyorum sorusunu kendi kendime sorduğum zaman biraz hüzünle doluyorum. Benim yüreğimde kuş çalışma hayatım boyunca çocukluğuna doyamadığım yavruma kavuşma özlemini anlatıyor sanırım. Çocuğumun okul yıllarında mesleğimden dolayı her sabah kızımdan önce evden çıkar ve ondan sonra eve gelirdim. Hiçbir sabah onu okul servisine bindiremedim ve hiçbir zaman okuldan gelince karşılayamadım. Üniversite yılları ve sonrasında da onun yanında olamadım. Ben uzak yolları yakın yapmak için kuş olmak istiyorum. Kuş gibi özgür ruhla uçup bir an önce olmak istediğim yere yetişmek istiyorum. 

Kadın hem dağ gibi yüce yüreklidir,   hem kuş gibi hayatını sürekli kanat çırparak geçirir. 

Kadın demek anne demektir. Analık duygusu bir kitaptan okunarak öğrenilmez, parayla satın alınmaz. Analık; bebeğin doğup kucağına verildiği an vahi yolu ile iner ve her geçen gün katlanarak büyür olgunlaşır. 

Yaşayan canlılar arasında kadın insanlığa verilmiş en güzel, en özel duygularla donatılmış bir varlıktır. Bu duyguları sonuna kadar yaşayan yaşatan analarımıza selam olsun.

Kadının olmadığı bir ev düşlüyorum. Susuz kurak kalmış, yer yer kocaman çatlaklar oluşmuş,  yeşilliği çiçeği, sıcaklığı olmayan çorak toprak gibi.

Anne; emziren , büyüten , okutan, doğru yolu gösteren klavuz, eş, en iyi arkadaş, sırdaş, duygularını sonuna kadar yaşayan ve yaşatan  canlı varlık yani KADIN…

PREBİYOTİKLİ TUZLU ATIŞTIRMALIK ZBARZ’DA

Ara öğünlerde tercihini tuzlu atıştırmalıklardan yana kullanmak isteyenlere özel ürün geliştiren Zbarz, kırmızı biber bar ile gününüzü sağlıklı ve hafif geçirmenizi sağlıyor. Tek ısırıkta yüksek doygunluk hissi veren Zbarz’ın Kırmızı biber barı lezzetiyle damakları şenlendirirken içeriği ile vücudun ihtiyacı olan vitamin ve minerali içeriyor. Hurma özü, yulaf, tahin, pirinç patlağı, ay çekirdeği, kabak çekirdeği, demirhindi ezmesi, hindiba kökü, çiya tohumu, kenevir tohumu ve kırmızı biber ile muhteşem bir lezzet uyumu yakalayan Zbarz tuzlu atıştırmalık barı, sağlıklı tatlar arayanların vazgeçilmezi oluyor. Besin mayası ve demirhindi içerikli tek tuzlu bar olan Zbarz kırmızı biber, B12 açısından zengin ve vegan beslenme için önemli bir protein kaynağını tek pakette sunuyor. 

"Çocuklar test canavarı olmuş"

 “En yetkin beyin cerrahları öğretmenlerdir”

 
Simge Fıstıkoğlu, Beyin ve Sinir Cerrahı Prof. Dr. Türker Kılıç ile beynin sırlarını, aklı ve zekayı konuştu.


Beynin bilgisayar gibi çalışmadığını söyleyen Prof.Dr.Türker Kılıç'a göre, zeki ve çalışkan olmak gereğinden fazla kutşanmış halde. Prof. Dr. Türker Kılıç, "Zeki olmanın, çalışkan olmanın çok aşırı önemsendiği bir kültürün içine doğduk. Bunun nedeni ise daha fazlasına sahip olmak isteği" diyor.

Tıp fakültesi'nde dekanlık yapan Prof.Dr.Türker Kılıç öğretmenlerin de en etkin beyin cerrahları olduğu görüşünde ve "En etkin, eğer öğretmen iyi ise en yetkin beyin cerrahları öğretmenlerdir” diyor. Zeka kadar merak duygusunun da önemli olduğunu belirten Profesör Kılıç, “çocuklar birer test canavarı. Cevap verme kutsalı üzerine eğitilmişler. Bilimde asıl olan cevap vermek değil, soru sormaktır, doğru soruyu doğru zamanda sormaktır. Soru sormak zor bir soruya yanıt bulmaktan daha kıymetlidir” diyor.
 
Prof. Dr. Türker Kılıç ile beyni neden anlayamadığımızı, anne karnında Mozart dinletilen çocukları, aşk ve aşkın varoluş deneylerini Simge Fıstıkoğlu'nun youtube kanalında izleyebilirsiniz.

Tenisçi Dirseği nedir? Önleme yolları, belirtileri ve tedavi yolları nelerdir?

Tenisçi Dirseği 6 adımda nasıl önlenir?

Tenisçi Dirseği tıbbi adıyla Lateral Epikondilit, el bileğini yukarıya doğru hareket ettiren kasların yapıştığı dirsek dış kenarındaki çıkıntılı kemiğin, zorlanmaya bağlı enflamasyonu yani ödem yapmasıdır. En önemli belirtisi, dirsek dış kısmında dokunmayla ya da zorlayıcı hareketlerle ortaya çıkan ağrıdır. Ağrının şiddeti, olayın büyüklüğüne göre değişkenlik göstermektedir. Başlangıç aşamasında, fazla zorlayıcı aktivitelerde ağrı olurken, hastalığın ileri fazlarında saç taramak, yüz yıkamak, diş fırçalamak gibi basit günlük yaşam aktivitelerinde de kişiyi çok fazla zorlamaktadır.

Tenisçi Dirseği hastalığının daha çok tenis oynayan kişilerde görüldüğü için bu ismi aldığını anlatan Therapy Sport Center Fizik Tedavi Merkezinden Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, şunları söyledi: “Tenisçilerde yapılan en büyük hatalar, backhand tekniğinin yanlış uygulanması, tenis raketinin kavrama bölümünün el ile uyumlu genişlikte olmaması ve raketin çok fazla sıkı tutulmasıdır. Uzun süreli yapılan sıkı kavrama hareketi, el bileği ve dirsekteki kasların aşırı yorulmasına ve gevşeyememesine neden olur. Bu sebeple, kaslar yapıştığı yerde kemik dokunun zorlanmasına ve ödem yapmasına neden olur. Her ne kadar ismi tenisçi dirseği hastalığı olsa da, günümüz şartlarında bu hastalığı masa başı çalışanlarında ve ev hanımlarında daha sık görmekteyiz. Özellikle, uzun süreli bilgisayar kullanımlarında mouse kullanırken el bileği ve parmak kasları çok uzun süre kasılı kalırlar ve gevşeyemezler, bu nedenle de yine yapışma yerinde öncelikle hassasiyet gelişir, sonrasında da tekrarlayan travma devam ederse kemikte kalıcı bozukluklara neden olur. Ev hanımlarında bez sıkma, sıkı kavanoz açma, bıçakla kesme soyma gibi tekrarlayan zorlayıcı aktiviteler sonucunda da aynı hastalıkla karşılaşmaktayız.” dedi.

Tenisci Dirseği hastalığını önlemenin yolları nelerdir?

Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, Tenisçi Dirseği hastalığını önlemenin yolları hakkında şunları kaydetti:

1-Spor yapmadan önce iyice ısınmalıdır; el bileği, parmak ve dirsek kaslarına uygun germe hareketleri yapılmalıdır.

2-Sporda kullanılan ekipmanlar, kişiye özgü ve kişinin fiziksel özellikleriyle uyumlu olmalıdır.

3-Tenis oynarken, Backhand tekniğinin doğru uygulanması gerekir.

4-Masa başı çalışanlarda bilek destekli mousepad kullanılmalıdır, çalışma araları iyi ayarlanmalıdır ve bu mola sürelerinde el bileği, parmak ve dirsek kaslarına germe egzersizleri yapılmalıdır.

5-Ev hanımlarında, zorlayıcı aktiviteler çok fazla zorlamadan gün içerisinde dağıtılarak yapılmalıdır.

6-El bileği, parmak, dirsek ve omuz kasları daima güçlü ve esnek olmalıdır.

GIDA TAKVİYESİ PAZARINA KADIN GİRİŞİMCİ DESTEĞİ

2012 yılından bu yana insanlara daha sağlıklı ve daha doğal bir yaşam sağlamak amacıyla yola çıkan Kampotu İlaç; doğadan aldığı ilhamla tüketicileri için yarattığı besin takviyelerini ihtiyacı olanlarla buluştururken; üretim aşamasından ambalajlama aşamasına kadar her biri hikayesiyle fark yaratan kadın girişimcilere destek oluyor.

Proje kapsamında girişimci kadınların ürettikleri hammaddeleri ve ambalajları kullanan Kampotu İlaç; Gamze Kara Mağden sayesinde atık tendonlardan üretilen ‘’Atelocollagen’’, Şükrüye Özbilen sayesinde atık yumurta kabuklarından elde edilen “Kalsiyum’’, Duygu Yılmaz sayesinde zeytin çekirdeklerinden geri dönüştürülen “Ambalaj’’ ile tüketicilerine kadın destekli ürünler sunuyor. Elif Türker’in ‘’Suyum Mataramda Çevre Hareketi’’ ne katılarak pandemi sürecinde artan su ambalaj atığını hijyenik bir şekilde en aza indiriyor. Hem girişimci kadınlarımızı desteklediklerini hem de sürdürülebilir bir dünya amacımıza odaklandıklarını belirten  Kampotu İlaç Genel Müdürü Beril Koparal Ergün: “Kampotu İlaç ve Gıda olarak “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri”nden kendimiz için özellikle belirlediklerimiz arasında “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” var ve şirketimizde çalışan kadın sayısını %50’ye getirmek için uğraşıyoruz. Diğer taraftan iş birliği yaptığımız kadın işletmelerini de artırıyoruz ve özellikle kadın girişimlerini destekliyoruz. Ürünlerimizde kadın girişimi olan hammaddeleri ve pazarlama aktivitelerimizde kadın emeği ürünleri kullanıyoruz. Diğer taraftan tüm politikalarımız adil olmak üzerine kurgulanmış durumda ve şunu söylemek isterim ki “Kadınlara Pozitif Ayrımcılık” yapıyoruz. Bir bölümde erkek çalışan sayısı artınca hemen konuyu değerlendiriyoruz. Sağlık sektörü kadınlara en fazla fırsat yaratılan sektördür. Ancak tabii ki bu sektörde yapılanlar dahi henüz yeterli değil. Kadın istihdamının pek çok sorunu var. Bunların başında maaş ve fırsat eşitsizliği geliyor. Cam tavan yaşayan kadınların sayısı da hiç az değil. Bununla birlikte güzel girişimler artıyor. Çalışma hayatına atılan kadınlara hayallerinden ve hedeflerinden vazgeçmemelerini öneririm.