Fenerbahçe, UEFA Avrupa Konferans Ligi H Grubu'ndaki ilk maçta Danimarka'nın Nordsjaelland takımını 3-1 yenerek, uzun bir aradan sonra taraftarlarına huzur veren bir galibiyet hediyesi verdi.

Bu galibiyetin arkasında hem teknik direktör İsmail Kartal'ın planları hem de performansıyla özverili bir çalışma yapan öğrencileri var.

Öncelikle belirtmekte fayda var ki, rakip Nordsjaelland ekibi, çok başarılı bir kulüp değil; Ancak futbol dünyasında karşılaştığımız başarısız kulüplerle karşılaşmasına rağmen kolay kazanamayan hatta yenilebilen başarılı takımlar var. Fenerbahçe kazanacağı kesin maçlarda bile sıkıntı yaşatırken aldığı kolay galibiyetler daima tatlı gelir.

İsmail Kartal, bu maça güzel bir hazırlık yapmış gibi görünüyor ve takımını maç boyunca başarılı bir şekilde yönlendirdiği belli. Bu başarı İsmail Kartal'a yazar. Ancak futbolcular ile ilgili de konuşulmalı.

Öncelikle Fenerbahçe'nin yedek oyuncularının sahada parladığını görmek sevindiriciydi. Fred ve Miguel Crespo gibi oyuncuların performanslarına dikkat edilmesi ise her anlamda önemlidir. Fred, 2 asist yaparak maçın yıldızı oldu ve oyunu anında etkili bir şekilde aldı. Crespo ise gol atarken hem kendisini hem de takımını toparladı.

King ve Oosterwolde gibi yetenekli oyuncular, Fenerbahçe'nin galibiyetinde önemli roller üstlendiler ve takımlarının başarısına katkıda bulundular.

Fred için söylenecek pek çok şey var. O, sahada neredeyse bir makineli tüfek gibi çalışıyor. Her yeri kaplıyor, hızla üretiyor, oyun kuruyor ve yorulmuyor. Şüphesiz alanında en iyilerinden biri.

Livakovic, bu takım için iyiydi. Normalde Fenerbahçe kalesine gelen ilk etkili pozisyonda golü yerdi. Bu kez kale çok güzel korundu.  Ancak önümüzdeki maçlar için Livakovic beni endişelendiriyor. 

Batshuayi ise büyük bir profesyonellik örneği gösteriyor. Ne zaman görev verilse, elinden gelenin en iyisini yapıyor.

Mert Hakan'ın bazı tembel paslarına ve topa hakimiyet eksikliklerine rağmen oynaması, güzel bir maç izlemeyi zorlaştırdı.

Son olarak, bu galibiyetin yanı sıra, Becao'nun yedek kulübesindeki dans gösterisini de unutmamak gerekir. Fenerbahçe, sadece futbol sahasında değil, tribünlerde ve yedek kulübesinde de eğlenceli bir atmosfer yaratabiliyormuş. Bunu gördük. Bununla birlikte takımın 12 numarası olan taraftarlar, uzun süre özledikleri keyifli anlar yaşadılar.

İkinci yarı geri çekilen ve ilk yarıya göre enerisini düşüren Fenerbahçe izledik. Çok şık gol pozisyonlarını değerlendiremeyen bir takım vardı.

Rakip takımın basit bir gol bulması da dikkat çekiciydi. Nordsjaelland ekibinin, pas odaklı oyun anlayışı içinde bir şeyler söylemek gerekirse, kontrolü ellerinde tutmayı başardıklarında gayet iyi şeyler başarabilirler.  Futbol anlayışlarını takdir ediyorum.

Tebrikler Fenerbahçe, bu galibiyetle Avrupa arenasında adını bir kez daha duyurmayı başardın. Gelecek maçlarda da aynı kararlılıkla ilerlemenizi dileriz.