Bir maç düşünün; Arka arkaya ataklar yaparken bir anda 2-0 geriye düşmüşsünüz, maç tam bitti bitiyor derken 2-2 beraberliğe getirmişsiniz. Galatasaray’ın Kopenhag ile berabere kaldığı maç, izlediğim en kaotik maçlardan biriydi. Atamayana atarlar tabiri bu maç için yazılmış desek yalan olmaz. Geçtiğimiz yazıda Icardi’nin fizik durumunun iyi olmadığını, Bayern Münih ve Manchester United gibi rakiplerle karşılaşıldığında bu durumun iyice ön plana çıkacağını dile getirmiştim. Değil United ve Münih, Kopenhag maçında ortaya çıktı ve birçok pozisyonda Icardi ağır kaldı maalesef. Samsunspor maçında gösterdiği performansla övgülerin odak noktası haline gelen Kerem Aktürkoğlu’nun ise huyu bellidir; ne zaman arka arkaya güzel performans gösterse bu durumdan oluşan gereksiz özgüven ve bir takım şanssızlıkları birleşir, hemen ardından tam zıttı grafik çizmeye başlar. Bu arada bir pozisyonda Icardi’ye pas vermeyip vurması dışında geri kalanı şanssızlık diyebiliriz bu maçta. Kopenhag, Galatasaray’ın atakları karşısında aciz bir durumdayken, imdadına Muslera yetişti; 2 kritik hata, 2 gol. Geçtiğimiz sezonki Beşiktaş maçı, önceki sene Trabzonspor maçı ve şimdi de Kopenhag maçı. Bunların dışında sayamadıklarım da var. Muslera kritik maçlarda bu kritik hataları alışkanlık haline getirdi. Günay Güvenç’e kale yavaş yavaş gözükmeye başladı kanımca. Angelino desek zaten şanssızlığını bir türlü kıramadı. Savunma anlamında zayıf olması Abdülkerim ve Torreira’yı ekstra zorluyor. Bu maç hücum anlamında da zayıftı. Kazımcan Karataş bu hafta formayı alır gibi gözüküyor. Şimdi de maçın iki güzel performansına gelelim; Sacha Boey ve Tete… Boey bu performansla devam ederse sezon sonu elde tutmak daha da zorlaşacak. Şampiyonlar Ligi’nde nasıl bir performans sergileyeceği merak edilirken oyunu bu şekilde domine etmesi müthiş olay. Tete ise geçtiğimiz haftalardaki eleştirilerden dersini çıkarmış. Oyuna girdiğinde üst üste aldığı sorumlulukları 1 gol 1 asistle taçlandırdı. Oyuna girmek demişken; Okan hoca maalesef yine değişiklik konusunda geç kaldı. Geçtiğimiz sezon gelir gelmez takımda etkisini gösteren Moritz Volz ile anlaşılıp geri getirilirse bence iyi olur. Çünkü hem rakip analizi, hem kondisyon hem de oyuncu değişikliği açısından Okan hocaya yardımcı olup yükünü azaltıyordu. Teknik ekibe bu tip bir takviye şart gibi gözüküyor. Son olarak tribünlerdeki taraftar görünümlü seyircilere gelmek istiyorum… Başta Mertens olmak üzere takımın oyuncuları çıkarken ıslıklamanızın amacı nedir? Küme mi düşüyor bu takım, ne oluyor? Kimse kusura bakmasın takımın hiçbir oyuncusu hiçbir şekilde ıslığı hak etmedi. Gereksiz yerlerde gereksiz hareketler yapıp oyuncuların motivasyonunu düşürmeyin. Taraftarlıktan anlamıyorsanız da devredin biletinizi gerçek taraftarlar gelsin, bu kadar basit. Eleştiri yapılır, yapıcı eleştiri de her daim iyidir. Ancak ıslıklamanın hiçbir şekilde izahı yok. Gördüğünüz üzere çok iyi başlayan, neredeyse fark atılabilecek bir maçta bireysel hatalar nedeniyle konumuz buralara kadar geldi. Daha keyifli ve galibiyetli oyunlarda görüşmek üzere. Sevgiler…